Türkiye İş Bankası’nın ana sponsoru olduğu Türkiye Satranç Federasyonu tarafından Antalya’da düzenlenen Türkiye Küçükler, Yıldızlar ve Emektarlar Satranç Şampiyonası’nda kazanan zeka oldu. Yarışmaya Artvin’den katılan Yusuf Kaya, 8 yıldır satranç oynuyor. Erken doğumla dünyaya gelen Kaya, çocuk polislerinin sayesinde satrançla arasındaki bağı geliştirdi. “Yattığım yerden satranç öğrendim” diyen 14 yaşındaki genç, yaşadıklarını şu sözlerle anlatıyor: “Arkadaşlarım futbol oynarken ben onları izlerdim. Sonra satranç oynamaya başladım ve onlar beni izlemeye başladı. Zamanla onlar da satranca başladı. Başarılı olmak hoşuma gitti, satrançla eşitlendik. Özgüvenim yerine geldi ve tedaviye başlamaya karar verdim.” Tekerlekli sandalyede yarışmalara katılan Yusuf Kaya, şimdilerde destek almadan yürüyebiliyor.
HAYATA BAKIŞLARI DEĞİŞTİ
78 ilden gelen 3 bine yakın oyuncunun katıldığı etkinlikte 7’den 77’ye her yaştan sporcu vardı. Şampiyona sonrası 220 oyuncu, milli takım sporcuları havuzuna alındı. Bu sporcular “Dünya ve Avrupa Yaş Grupları” ve “Dünya ve Avrupa Okullar Satranç Şampiyonaları”nda Türkiye’yi temsil edecek. Satranç, Türkiye’de en fazla lisanslı sporcusu bulunan dal. 900 bin lisanslı sporcu bulunuyor. Turnuvalarda en iyiler seçiliyor ve sporcular takibe alınıyor. Yerli ve yabancı antrenörler eşliğinde eğitim görüyorlar. Dünya şampiyonluğu bulunan antrenör Ferhat Kuru, “Çocuklar 7-8 yaşında strateji, taktik, plan gibi kelimelerle tanışıyor. Emeğimizi Türk sporuna katkı olarak sunuyoruz. Yurt dışında Türkiye adına olumlu anlamda değişen bir algı var. Sportif gelişim söz konusu. Bunu ileriye taşımak istiyoruz” diyor.
DERSLERİ AKSATMIYORLAR
Antrenör Oğuzhan Deniz ise satrancın çocuklara katkılarını şöyle sıraladı: “Satranç, çocukların özgüven kazanmasını sağlıyor. Yeni arkadaşlar edinip sosyalleştiler. Yeni bir aileleri oldu diyebiliriz. Sabretmeyi öğrendiler, yani hayata bakışları değişti.”
Uzmanlar, satranca başlamak için 6 yaşın önemine değiniyorlar. Bu yaşta hobileri oluşan çocuklar sınav kaygısı yaşayıp sosyal değişime uğramadan satrançla tanışmış oluyor. Yeteneği öğretmenleri tarafından keşfedilen Talha Kemal Karadağ, okul arkadaşlarına zorla satranç öğretiyor. Annesinin tehditlerinden korkan Karadağ’ın büyük turnuvalara katılmasındaki tek şart ise okul derslerine çalışmak. Hatay’dan turnuvaya katılan Ceylan Eroltu da “Her hamlenin ne sonuç getireceğini düşünmemiz gerekiyor. Satrancı hayatla bağdaştırıyorum. Önce Türkiye’de sonra da Avrupa ve dünyada derece yapmak istiyorum. Bu nedenle günlerimi satranç ve kitap okumayla geçiriyorum” sözleriyle duygularını anlatıyor. Kızı Ceylan’ın hayatını satranç üzerine kurduğunu belirten Gülşah Eroltu, “Kızımla daha çok vakit geçirmek için satranç oynamaya başladık. Daha sonra satranç antrenörlüğü kursuna gittim. Şimdilerde geçimimi satranç antrenörlüğünden kazanıyorum” ifadelerini kullanıyor.
