|

Sen kalbimdeki hayati sırmışsın

Ruhun Aşk Hali, Ey Kalbim Aşka Söz Verdik, Sonsuz Bir Aşk, Ey Aşk Ey En Sevdiğim, İyiliğin Kılıcı kitaplarının yazarı Hayati Sır’ın Hayy Kitap tarafından okurla buluşturduğu Cennet isimli ki-tabı okuru farklı bir yolculuğa çıkarıyor.

Yeni Şafak
00:00 - 10/03/2018 Cumartesi
Güncelleme: 15:55 - 10/03/2018 Cumartesi
Yeni Şafak
Hayati Sır
Hayati Sır

GÖZDE DEMİRDÖVEN

Düşüncelerin bittiği, soruların durduğu ve tam teslimiyetin ötesinde buluşulan o tek bir yerde... Za-mansızlıkta... Mekânsızlıkta... O ilk ânın içinde... Hiç günâhsız olunan yerde buluştum seninle... Dü-nyadayken hiç durmadan sormadım mı kendime... 'Oku'yamadan önce... Kimdim ben? Neydi içim-den hiç durmadan özlediğim, eksikliğini hissettiğim? Bu kadar dünyaya ait değilken, nereye aittim? Nereden gelmiştim, nereye gidecektim? Ait olduğum yere dönebilmek için ne yapmalıydım? Sesimi duyabilecek kimse var mıydı? Bir gün... Bir an... Öylesine sakin ve öylesine sonsuz bir huzurda, bir ağacın altında... Elimde buluşturulduğum yazı-kalemin kelimeleri... Bir an durdum ve durduğum anda da içimden bir sesle bildim... Zamansızdı o an... O ilk an... İşareti gelmişti ve 'oku'yabilme yol-culuğum başlayacaktı... Evet aldığım işaret doğruydu... 'Oku'yabilmeye başladıkça... Emek vererek kitapta ilerledikçe, yazı-kalemin Cennet kelimeleriyle dünya perdesinden uzaklaştıkça, kendi içim-den içeriye açılan sonsuz bir Cennet kapısı aralanmaya başlamıştı yavaş yavaş... İçerideydim artık... Kitabın içinde... Kelimelerin içinde... Kendi içimde... Seninleydim... Hayati Sır'la yol aldıkça... Sessizce 'Hayati Sır'la yol aldıkça, yolculuğum da dünya dışı olmaya başlamıştı artık... Kitabın içindeyken, beden kafesinin dışında, o yalnızca ruhumla kaldığım yerde yerçekimi de yoktu... Tıpkı bir secde hali gibi...


Kelimelerin içinde gezerken de o sonsuz huzura yükselebilmenin bir yolunu bulmuştu ruhum...Oysa kitabın dışına çıktığım anda, hemen dünya girmeye çalışıyordu aramıza... Ama biliyorsun ki bu hayata uyanamıyordum artık... Bir rüyanın içerisinde hiç durmadan hatırlama-ya çalışıyordum ve şükürler olsun ki hatırladıkça Ruh ruha kavuşuyordu o bir Cennet hali içinde... Sana kavuşuyordum... Cennet Ruhun ruha kavuşması değil de neydi? Hiç durmadan özlediğimiz, eksikliğini hissettiğimiz Cennetteki aslımız değildi de neydi? Ruh ruha kavuşunca Aşk olmaktı Cen-net... Ve hepsi de buydu... Dünyalara sığmayan hız ve telaş içindeki ruhum, o küçücük kalbime sığmıştı işte... Yavaşlamıştı... Sakinleşmişti... Cennet kitabıyla, bir Cennet hayalinin peşinden giderken... İçe doğru... O dıştaki karanlığı geçince, o içteki ışığa doğru... Yolculuk başlıyordu işte... Işıklar içinde bir Cennet yolculuğu... En içimde kalıp da, dünyaya gözlerimi kapattığım zaman, seninle olan hayatım başlıyordu her defasında... Hakikat yolculuğum... İşte o anda sahte olan hemen yok oluyordu... Her ne olursa olsun... Cennet kelimelerinle unuttum dışımdakileri... Sadece seni hatırladım orada ve hafızamda geriye kalan ne varsa unuttum... Eksikken... Aşksızken... Kitabı 'oku'yabildikçe... Elbette senin 'oku' demenle, 'ol' demenle... Şimdi nasıl da yaşadığımı sanmışım diyorum kendi kendime, neleri nasıl zannetmişim... Unutmuşum... Aldanmışım... Sen hep içim-deyken ama böyle hissetmiyorken... Eksikken... Aşksızken... Ne bulacağımı sanıyordum ki bu dü-nyada? Daha ne aradığımı bile bilmeden ne arıyordum ki? Neden buradaydık? İnsan neydi? Eğer ben dediğim senin üflenmiş bir parçansa, içimde miydin sen bunca zamandır... Hep aynı anın içinde... Sen kalbimdeki 'Hayati Sır' mıydın bunca zaman hiç durmadan bana içimden bakan... Şimdi şeytana yenildiğim her an için utanıyorum senden... Sen bana içimden öyle bakarken... Utanıyorum... Kimdim ben? İnsan kendini var sanınca, çevresindeki herşey de varmış gibi gözükmüyor mu? Bırakınca var olduğumu sanmayı... Aciz olduğumu bilince, tam teslim olunca sana, yalnızca seninle 'bir' olabileceğimin hissini düşürüyorsun ya hemen kalbime... Ve gidilecek başka hiçbir yer olma-dığının, dönüşümüzün yalnızca sana olduğunun bir hissini... İşte 'Sır'... İşte 'Cennet'! Bu Cennetten kelimelerinin, bir Cennet kitabının içinden sessizce ilerlerken, dünya tamamen siliniyor ve sonsuzluk başlıyor... Zamansızlık... Bir bakıyorum beden kafesinin dışında, kalbimde perdelenmiş olan o ezeli dili yeniden hatırlatıyor yazı- kalemin... Kelimelerin... Bize unutturulmuş olan hatırlatılıyor... Ne olur Cennet kelimelerinle kalayım... Burada... Seninle... Senin Cennetinde... Dünya rüyası hiç çelemesin aklımı... Bu dünyaya bir daha uyanmayayım... Sana karışacağım âna kadar nereye baksam hep seni göreyim... Sayfaların arasından sana gülümseyeyim... Uçan kelimelerinle gökyüzünde kalayım seninle... Yeryüzüne hiç bakmayayım... Yaryüzüm... Şimdi böyle gökyüzünde... Sana kavuşuyorum ya... Ve karışıyorum da bazen... Senin rızanla... Ol demenle... Suretimin içindeki sen... Ben dediğim sen... Ayrılamam ki artık senden... Kendimsin sen... Her zerremsin... Yalnızca sensin... Ve bir meçhulsün... Aşkla teslim olduğum... Sır olduğum... Şimdi sessizce açıyorum kitabın kapağını ye-niden... İçinden girebilmek için Aşk Cennetime... Aşka kavuşmuş... Aşka karışmış... Ve Aşk olmuş olarak... Hadi siz de gelin... İşte 'Sır'... İşte 'Cennet'!

Hayati Sır

Cennet

Hayy Kitap

Mart 2018

240 sayfa

#Hayati Sır
#Kitap
6 yıl önce