Akdeniz Üniversitesi Kadın Çalışmaları ve Toplumsal Cinsiyet Araştırma ve Uygulama Merkezi (KATCAM) üyesi Prof. Dr. Kılıç, yaptığı açıklamada, her yıl kadına karşı şiddetle mücadele noktasında ciddi bir toplumsal duyarlılığın gelişmesi açısından hem üniversiteler hem de toplumsal kamuoyu özelinde ciddi çabaların olduğunu söyledi.
Buna mevzuat ve hukuk sistemi açısından da ciddi katkıların sağlandığını, altyapıların oluşturulduğunu ifade eden Prof. Dr. Kılıç, temel meselelerin başında kadına yönelik şiddetin geldiğini dile getirdi.
Temel konunun kadına yönelik şiddet olduğunu anlatan Prof. Dr. Kılıç, "Bu insanlığın ortak bir ayıbı olarak karşımıza çıkıyor. TÜİK'in şiddet istatistikleri var, bunlara istinaden anlamlı rakamlar var. Hayatın herhangi bir aşamasında fiziksel anlamda kadına yönelik şiddetin oranının yüzde 39,3 olduğu kayıtlar altında" diye konuştu.
Fiziksel şiddetin yanı sıra duygusal, ekonomik, cinsel şiddet gibi türlerinin de uygulandığını belirten Prof. Dr. Kılıç, şunları kaydetti:
"Bölgenin niteliği, karakteri, kültür ve eğitim düzeyiyle de ilişkilendirilebilir. Bu açıdan bakıldığında Orta Anadolu'da bu rakamın yüzde 44'lere çıktığını, Ege bölgesinde yüzde 33, Doğu Anadolu'da yüzde 48,5'e tekabül ettiğini görüyoruz. Bölgesel farklılıklar var. Eğitim durumu da anlamlı bir ayırım. İlköğretim, ortaöğretim olsun hiçbir eğitim sürecinden geçmemiş kadınlar açısından bunlara yönelik şiddet yüzde 52,2, lise ve üstü eğitim alan kadınlar açısından ise yüzde 25. Eğitim durumu arttıkça, şiddet oranı düşüyor. Şiddetin önlenmesinde eğitim durumu doğrudan bir faktör."
Prof. Dr. Kılıç, kadına yönelik şiddette ailenin refah düzeyinin önemli olduğunu, düşük refah düzeyinde yüzde 47, orta refah düzeyinde olanlarda yüzde 38, yüksek refah düzeyindekilerde ise yüzde 26,7 olduğuna dikkati çekti.
Son 12 ayda şiddet gören kadınların oranında yaş temelinde bir ayrım olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Kılıç, 15-24 yaş arası kadınların yüzde 17,3 şiddete maruz kaldığını, 45-59 yaş açısında yüzde 4,8'e tekabül ettiğini, dolayısıyla orta yaş grubunda şiddetin düştüğünü söyledi.
Prof. Dr. Kılıç, "Çalışmayan kadınlarla çalışan kadınlar arasında şiddet görme açısından pek bir oransal farklılık yok. Çalışmayan kadınların şiddet görme oranı yüzde 38,7, çalışan kadınlar arasında şiddet görme oranı ise yüzde 40,7. Mali bir katkı sağlamasına rağmen çalışan kadın, çalışmayan kadın kadar şiddete maruz kalıyor. Bunda çok esaslı, tarihi, sosyolojik ve kültürel bir zeminin etkili olduğunu ifade etmek gerekiyor" dedi.
Kentleşmenin, çalışma hayatının getirdiği ağır koşulların kadına yönelik şiddette artışa neden olduğuna değinen Prof. Dr. Kılıç, ayrıca sosyal medyanın çok kullanılması ve iletişimsizliğin de aile yapılarında şiddete neden olduğunu sözlerine ekledi.
