|

Sosyal medya aidiyet sağlıyor

Sekiz bin gençle Türkiye Gençlik STK’ları Platformu tarafından yapılan çalışma, internetin hayatımızdaki yerini gözler önüne serdi. ‘Türkiye’nin Gençleri - İleri Analizler’ kitabındaki sonuçlara göre sosyal medya kullanan gençlerin neredeyse tamamı (97.47) gündelik hayatlarında kendilerinin bir gruba veya çevreye ait olduklarını düşünüyorlar. Sonuçları gösteriyor ki dijital teknolojiler; gençlerin evi, okulu, alışveriş merkezi, aşkı, davası, eylem yaptığı sokakları anlamlarına geliyor.

04:00 - 1/03/2020 Pazar
Güncelleme: 22:27 - 29/02/2020 Cumartesi
Yeni Şafak
18-30 yaş arasın gençler arasında yapılan araştırmada çıkan sonuçlar, fikirlerin, önlemlerin, tartışmaların, kararların eyleme geçirilmesi gerektiğini gösteriyor.
18-30 yaş arasın gençler arasında yapılan araştırmada çıkan sonuçlar, fikirlerin, önlemlerin, tartışmaların, kararların eyleme geçirilmesi gerektiğini gösteriyor.

Türkiye Gençlik STK’ları Platformu 8 bin gençle yapılan saha araştırmasını ‘Türkiye’nin Gençleri - İleri Analizler’ adıyla kitaplaştırdı. Araştırmaya göre Türkiye nüfusunun yüzde 72’si internet kullanıyor ve 52 milyon sosyal medya kullanıcısı 7 saatini internette geçirmekte. Sosyal medya kullanan gençlerin neredeyse tamamı (97.47) gündelik hayatlarında kendilerinin bir gruba veya çevreye ait olduklarını düşünüyorlar. Dijital dünyada arkadaş edinen, alışveriş yapan, fikrini savunan gençlerin sonuçları gösteriyor ki dijital teknolojiler; gençlerin evi, okulu, alışveriş merkezi, aşkı, davası, eylem yaptığı sokakları anlamlarına geliyor.

SOSYAL HAYATA KATILIYORUZ

Araştırmaya göre site bazlı bakıldığında da en çok kullanılan dijital araçların 37.7 ile instagram ve 56.4 ile whatsapp olduğunu görüyoruz. Üçüncü sırada ise 32.6 oranındaki youtube var. Sosyal medyayı kullanım amacı sorulan gençlerin yüzde 61’i, “arkadaşlarla iletişim, yeni arkadaş edinme, fotoğraf-video paylaşma” için kullandığını söylüyor. Aynı şekilde gençlerin 66.67’si “vakit geçirme ve arkadaşlarla iletişim” amacıyla kullanmakta. En çok kullanılan uygulama olan instagramın kullanım amacı ise yüzde 51.07 oranında “fotoğraf ve video paylaşmak”, 50’si “vakit geçirmek”, 50’si “arkadaşlarla iletişim kurmak, ürün takibi”. “Yeni arkadaş edinme ve haber takibi” başlıklarını tercih eden gençlerin yüzde 80.77’si sosyal hayata yeterince katıldıklarını düşünüyor.

GENÇLER MUTLU

18-30 yaş arasın gençler arasında yapılan araştırmada çıkan sonuçlar, fikirlerin, önlemlerin, tartışmaların, kararların eyleme geçirilmesi gerektiğini gösteriyor. Yaşam memnuniyeti ve etkilerinin incelendiği çalışmada “mutluyum” diyen gençlerin oranı yüzde 47.8, “çok mutluyum” diyenler ise yüzde 5.7 oranında. Verilerin toplamı ise yüzde 53.2’lik orandaki gençlerin kendilerini mutlu hissettikleri anlamına geliyor. Toplumun iyi olma halleri göz öne alındığında bu oranın oldukça yüksek olduğunu söyleyebiliriz. Kendilerini “hiç mutlu değilim”, “mutlu değilim” veya “ne mutluyum ne mutlu değilim” diye tarif eden gençlerin oranının ise toplamda yüzde 46.5 olduğunu görmekteyiz. Bu sonuçlar, gençlerin yaklaşık yarısının kendilerini mutlu olarak tanımladıkları anlamına gelebilir.

Gençlerin yüzde 46.7’si kadın, yüzde 53.3’ü de erkeklerden oluşuyor. Aile tiplerinin memnuniyet üzerindeki etkisini konu alan analizde katılımcıların yüzde 81.4’lük kısmı çekirdek ailede yaşamakta. Geniş ailede yaşayanların oranı ise 14.9. Çalışma durumuna göre katılımcıların dağılımına bakıldığında ise yüzde 50.4’lük kısmın öğrenci ve çalışmayanlardan müteşekkil olduğunu görüyoruz. Çekirdek ailede yaşayan gençler, geniş aile ve parçalanmış ailelerde yaşayanlara göre gelecekten daha fazla umutlu. Bir işte çalışmayan ve iş aramayan katılımcıların oranı ise yüzde 9. Yüksek gelirli, dağınık ailelere kıyasla geniş ve çekirdek aile tiplerinde gençlerin mutluluk seviyeleri gözle görülür bir şekilde artıyor.


EN BÜYÜK KÖTÜ SİGARA

Gençlerin kötü alışkanlıklar arasındaki sigara kullanımı da tablo haline getirilmiş. İstatistiklere göre yüzde 30.7 sık sık sigara kullandığını söylerken ara sıra kullanıyorum diyenler 17.6 oranında. Ara sıra veya sık sık alkol kullandılarını belirten katılımcıların oranı ise toplamda 24.5. Bu da gençlerin yaklaşık dörtte birinin alkol tüketicisi olduğu anlamına geliyor. Uyuşturucu kullanım sıklığına baktığımızda ise gençlerin yüzde 2.12 ara sıra veya sık sık uyuşturucu kullanıyorum demiş. Yaklaşık yüzde 2’lik bir dilim ise hayatında bir defa denediğini belirtmiş. Katılımcıların çok büyük bölümü (95.6) ise uyuşturucu kullanmadığını ifade etmiş. Sık sık alkol kullanımı yüzde 5.19 iken kullanmıyorum diyenlerin yüzdesi 67.85 oranında. İnternet verilerine bakıldığında ise gençlerin ortalama, günün 3 saat 12 dakika gibi önemli bir kısmını internette geçirdiklerini görüyoruz. Kötü alışkanlıkların mutsuzlukla doğru orantılı olması dikkat çekiyor. Ekonomik durumdan memnuniyet, gelecek beklentisindeki iyileşme ve mutluluk derecesindeki artış kötü alışkanlık oranını düşürüyor.

SİYASETTE ANNELER ÖNEMLİ

Kimlik ve siyasete bakışın incelendiği bölümün sonucu olarak kitleler, kimlikte özdeşlemenin sağlayacağı tutarlılık yerine güvenli bir alana sığınma arayışını ikame ediyorlar. “Mevcut hayatınızı düşündüğünüzde kendinizi bir topluma veya gruba ait hissedebiliyor musunuz” sorusuna verilen evet cevabı yüzde 78.1 iken hayır diyenler 14.9 oranında. Diğer maddede ise gençlerin yüzde 97.2’sinin verili siyasal kimlik kategorilerinden birini tercih ettikleri görülmekte. Dolayısıyla aidiyet hissi ile siyasal kimlik kategorilerinden birini tercih ettikleri görülmektedir. “Kendilerini siyasi yelpazenin neresinde gördükleri” sorusuna yanıt verenlerin yüzde 20.1’i ne sağda ne solda; 24.7’si solda ve 55.1’i sağda cevaplarını verdiler. Apolitik oldukları söylenen gençlerin, araştırma sonuçları tam tersini söylüyor. Yüzde 97.2’lik oran, siyasal seçimde bulunduğunu söylüyor. Siyasal kimliklerden iki tercih yapan gençlerin en çok tercih ettiği üç kimlik şöyle: Atatürkçü (29.5), Milliyetçi (22.9), Dindar (11.1). İkinci tercih ise ilk üçte şöyle: Milliyetçi (27.7), Muhafazakar (24.1) ve Laik (11.8). Buna göre Türkiye’de gençliğin siyasi yelpazede genel olarak kendilerinin sağcı olduklarını beyan ettikleri görülüyor. Araştırmayı eğitim seviyeleriyle kıyasladığımızda ise babadan daha çok annelerin eğitim seviyelerinin gençlerin kimlik tercihlerinde etkili olduğu kaydediliyor.


Yönlendirmemeliyiz

Kitabın editörü Dr. Ahmet Özdinç, gençlikle ilgili karar alıcılara, politika üretenlere rehber niteliğinde bir kitap hazırladıklarını belirtiyor ve sözlerine şöyle devam ediyor: “Gençleri daha iyi tanıyıp sorunlarını daha iyi çözmeyi hedefliyoruz. Gençlerin timeline’ı ve yetişkinlerin timeline’ı çok az yerde kesişiyor. Gençler hayatını sanal alemde kurguluyor, oyun oynuyor, alışveriş yapıyor, arkadaşlarıyla orada konuşuyor. Dolayısıyla dışarda bir hayatları yok. Bu farkındalık ile onları anlamaya çalışmalıyız. Biz yönlendirmek yerine okuma yapmayı tercih ediyoruz.” TGSP Yayınları arasından okura ulaşan “Türkiye’nin Gençleri – İleri Analizler” kitabında 13 akademisyen 12 konuda çalışmada bulundu. Konular ve hocaların isimleri şöyle: Türkiye’de genç nüfusun mutluluk seviyelerini etkileyen faktörler Dr. Zübeyir Nişancı, Gençlerin gelecek beklentileri Dr. Adem Başpınar, Siyasal kimlikler, din ve değerler Dr. Muhammed Veysel Bilici, Türkiye’de genç nüfus dindarlığı Dr. Ömer Faruk Ocaklıoğlu, Gençlerin dünyasında eğitimin etkisi Doç. Dr. Yusuf Apaydın, Gençlerin iş tatminlerini etkileyen faktörler Doç Dr. Raif Cergibozan, Gençlerin Aile Yapıları Doç. Dr. Murat Şentürk, Gençlerin sigara, alkol ve madde kullanımları Dr. Adem Başpınar, Sosyal medya, dijitalleşme ve gençlik Doç Dr. Mehmet Emin Babacan, Gençlerin ilgi ve faaliyetleri Doç. Dr. Birsen Banu Okutan, Dijitalleşme ve gençlerde kendini ifade etme Doç. Dr. Hediyetullah Aydeniz ve Uzm. Psk. Ela Reyhanlıoğlu.


Gündem aslında gündemde yok

Gelecekten beklentilerini yüksek tutan gençlerin yüzde 42.2.’lik kısmı hayatlarının daha iyiye gideceğini düşünüyor. Hayatlarının olduğu gibi kalacağını düşünenler yüzde 26.6 iken kötüye gidiş için tahminde bulunanlar 17.4 oranında. Geleceğe bakışları olumlu olan gençler, Türkiye’nin önemli problemleri üzerine yapılan incelemede en büyük sorun olarak ekonomiyi (yüzde 30.6) görüyor. Dr. Adem Başpınar’a göre medyanın gündeminde yer alan doların yükselmesi (yüzde 1.9), Suriyeliler (yüzde 1.6), özgürlük (yüzde 0.3), dine yönelimin az olması (0.2) gibi gündem konularının gençlerin bakış açısındaki sorun olma oranı düşük. Yeni nesle göre diğer problemler şöyle sıralanıyor: İşsizlik (11.9), eğitim (9.9), terör (9.6), geçim sıkıntısı (4.1).



Kültür sanata ilgisizler

Gençlerin eğitim durumu ve eğitimlerinden memnuniyetleri, onların kendilerine ve çevrelerine karşı düşünsel yapılarını şekillendirmede, hayata bakışı biçimlendirmede, akademik, kültürel, sosyal, sanatsal, sportif yönlerini etkiliyor. Gençlerin ilgileri katıldıkları faaliyetleri de yansıtıyor. Araştırma verilerine göre gençlerin bilimsel, sanatsal, kültürel etkinliklere katılım düzeyleri oldukça sınırlı kalıyor. Son bir yılda gençlerin yüzde 65’i bilim festivali, 63’ü sanat müzesi, 59’u sergi, 59’u hayvanat bahçesi, 45’i kütüphane ziyaret etmemiş. İlgi alanları arasında ise en yüksek ekonomi, en düşük magazin. Gençlerin hayattaki en büyük sorunlarının ne olduğu sorulduğunda nitelikli bir eğitim alma ve iş bulma kaygıları öne çıkıyor.


  • İmanlı bir gençlik yetişiyor
  • Türkiye’nin gençleri araştırmasında dindarlık düzeyindeki dağılım da yer alıyor. Yığılımlı yüzdelerde inanmayanların oranı 2.8 iken bir dine inanan gençlerin oranı 98.2 olarak veriliyor. Araştırma sonuçları, ailede yaşayan bireylerin sayısı arttıkça dindarlık derecesinin arttığı yönünde. Gençlerin dindarlık düzeyinde ise eğitimin yükselmesiyle beraber bir artış görülüyor. Türkiye’de eğitimle kazanılan ideolojik enformasyonun dindarlık derecesi üzerinde zannedildiği kadar etkili olmadığı söylenebilir. Dindarlık derecesi ve algının sosylojik değişimlere, kentleşmeye, artan bireyselleşmeye rağmen bir dinin mümini olarak algılanmaya devam ettiği ve belirsiz bir maneviyatçılık şeklinde algılanmasının düşük düzeyde seyrettiği sonucuna varılıyor.


Dijital etik gelişmeli

Uzman Psikolog Ela Reyhanlıoğlu, yapay zekanın yükseldiği günümüzde, gençlerin alacağı konumun yetişkinler tarafından belirlenemeyeceğini söylüyor. Gençlerin konumlanmasında etik çerçevenin güçlenmesi gerektiğini hatırlatan Reyhanlıoğlu, “Dijitalleşme ve yapay zeka, her gün değişen bir konumda. Beklediğimiz, dijitaldeki etiği geliştirmek. Devam eden bu akış ve zamanın ruhu karşısında durma şansımız yok. Değişmeyen bir insan gerçeği var, onu korumayı deneyebiliriz. Gerçek mekana, gerçek zamana ihtiyaç var. Bu ihtiyaç hiç tükenmeyecek, bunu ortaya koymaya çalışmalıyız” ifadelerini kullanıyor.



Yalnız yaşama eğilimi var

Gençlerin aile yapılarını araştıran Murat Şentürk, çalışması hakkında şunları söylüyor: “Bugünkü gençliğin gelecek kaygıları birçok faktörü etkiliyor. Ümidi arttırmanın yollarını aramalıyız. İstihdam ve yaşam kalitesi konularında iyi bir gelecek vaat etmeliyiz. Ayrıca yalnız yaşama eğilimi var. Sosyalleşme biçimi olarak geniş ailenin değil de çekirdek ailenin önemli olduğunu gördük. Gençler çok dinamik. Ailelerin donanması, onları yakalaması lazım.”

#Türkiye Gençlik STK
#Türkiye’nin Gençleri
#Dr. Ahmet Özdinç
4 yıl önce
default-profile-img