|

Şu bizim metafor

Kayhan Şahan’ın Ebabil Yayınları arasında çıkan Şiirde Derin Yapı/Metafor kitabı 1923-1960 yılları arasında yazılmış 127 şiir üzerinden metafor örneklerini incelemiş. Kitabın “uygulama” bölümünde Orhan Veli, Faruk Nafiz, Behçet Necatigil, Ahmet Muhip Dıranas, Cahit Sıtkı Tarancı, Ahmet Hamdi Tanpınar, Cemal Süreya ve Edip Cansever şiirleri dikkat çekiyor.

04:00 - 15/06/2020 Pazartesi
Güncelleme: 00:46 - 15/06/2020 Pazartesi
Yeni Şafak
Kayhan Şahan’ın Cemal Süreya ve Edip Cansever okumaları da ilginç tespitler ve heyecan verici ayrıntılar içeriyor
Kayhan Şahan’ın Cemal Süreya ve Edip Cansever okumaları da ilginç tespitler ve heyecan verici ayrıntılar içeriyor
İBRAHİM DEMİRCİ

Kayhan Şahan’ın kitabının kapağında “METAFOR” kelimesi öne çıkarılmış. Üstünde “Şiirde Derin Yapı”, altında “Modern Türk Şiiri Üzerine Bir İnceleme” ibareleri yer alıyor. Ebabil Yayınlarının 220. Eleştiri dizisinin 19. kitabı olarak okura sunulan eser, 318 sayfa.

Önsöz’de yazar, “Bu kitabın içinde anlamın, söylemin şiirlerden taşıp başka şiirlere, kitaplara bağlanmasından tutun, bir şairin hayatından çıkıp tüm dünyaya yayılan varlık felsefesine kadar şahit olacaksınız.” vaadinde bulunuyor (s.11). Bu vaadin, metafor kavramıyla sınırlandırmak şartıyla büyük ölçüde gerçekleşmiş olduğu söylenebilir.


Yazar, “Giriş”ine şu cümlelerle başlamış: “Batıda, temelleri felsefede atılan metafor kavramı; edebiyattan plastik sanatlara, siyaset biliminden sosyolojiye, işletmecilikten reklamcılığa kadar birçok alanı etkilemiştir. Metaforun oluşturduğu kavramsal haritalar, hem toplumsal-kültürel izleri taşıyıp hem de yeni yaratımlara kapı aralamıştır. Kavram, Türkçede ise figüratif bir unsur olduğu düşünülerek, geleneksel tasnif içine yerleştirilmeye çalışılmıştır. Bu durum tanım ve örneklendirmelerin de tutarsızlık göstermesine sebep olmuştur.” (s. 15)

Çeşitli sözlüklerde, ansiklopedilerde, tezlerde, bildirilerde metafor kavramının nasıl tanımlandığına ilişkin örnekleri sergileyen ve değerlendiren yazarın bu çabası, bizim Batı kökenli terimler karşısında yaşadığımız şaşkınlığı, bazen gülünç bazen acıklı savrulmaları yansıtması bakımından öğretici olduğu kadar ibret verici örnekler sunuyor.

ELEŞTİRİ VE DEĞERLENDİRMELER ÖNEMLİ

Burada yeri gelmişken yayıncının bir kusurunu belirteyim: Kitabın “Giriş” bölümünün alt başlıkları “İçindekiler” bölümünde gösterilmemiş. 15-147. sayfaları kaplamış görünen Giriş’in alt başlıkları gösterilmeliydi: “Bir bilinmez âşinâ: Tanımdan teoriye metafor, Bizde metafor, Batı’da metafor, Türk edebiyatında metafor üzerine görüşler, Çağdaş metafor teorisine doğru: Felsefe ve metafor, Çağdaş metafor teorisi: Kavramsal metafor”, vb. Sadece bu başlıklar bile nasıl bir çalışmayla karşı karşıya olduğumuzu göstermeye yeter.

Kayhan Şahan’ın çalışması, çoğu bilim insanında görmeye alışık olduğumuz “aktarmacı tutum” ile yetinmediği, eleştirme ve değerlendirme cesaretini gösterdiği için de önemli bence. M. Kaya Bilgegil’in terimler konusunda titizlenmesinin “hayranlık” uyandırdığını söylemekle yetinmeyip “bugün tam olarak ihtiyacımız olan hassasiyetin temelini oluşturacak öz”ü onun tutumunda görmesini alkışlamak istedim (s. 33).

Yazar, geleneksel söz sanatları ile metafor arasında kurulan bağlantıların gereksizliğine, hattâ yanlışlığına işaret ediyor; böylesi çabaların “1980 öncesi tüm devirler için kabul edilebilir gözükürken bugün tamamen anlamsızlaşmış” olduğu sonucuna varıyor. Şu önerme dikkate değer: “... çoğu insan pekâlâ metaforsuz da mükemmel bir hayat sürebileceğini düşünür. Tam aksine biz, metaforun gündelik hayatta sadece dilde değil, düşünce ve eylemde de yaygın olduğunu keşfettik. Gündelik kavram sistemimiz -kendileriyle düşündüğümüz ve eylemde bulunduğumuz terimler- temelde doğası gereği metaforiktir.” (s. 74). Geleneksel metafor örneklerinden birkaçını anmakla bu tez, kanıtlanabilir: “Vakit nakittir. Aşk hastalıktır. Aşk savaştır. Aşk ateştir. Ömür bir gündür. Ömür bir yıldır. Hayat yolculuktur. Hayat savaştır. Karanlık ölümdür. Ölüm uykudur.”, vb.

Kayhan Şahan’ın metaforu benzetmeden ve benzetmeye dayanan istiare çeşitlerinden ayırıp başka bir çerçevede ele alması, yerinde bir yaklaşım olmakla birlikte, “Metafor, benzerlik temeli üzerine inşa edilmez.” (s. 308) yargısını, “sonuç” bölümünün 9. maddesi yapacak kadar kesinleştirmesine gerek var mıydı, bilemiyorum. Dilin oluşumunda, zihnin işleyişinde benzeyişler ve benzetişler vazgeçilmez bir ağırlık taşır. Yukarıda anılan metafor örnekleri de bir edebî sanat olan benzetmenin bilinen özelliklerini taşımamakla birlikte bir çeşit benzetme sayılabilir.

127 ŞİİR VE DEĞERLENDİRME

1923-1960 yılları arasında yazılmış 127 şiir üzerinden metafor örneklerini araştıran “uygulama” bölümünde Orhan Veli, Faruk Nafiz, Behçet Necatigil, Ahmet Muhip Dıranas, Cahit Sıtkı Tarancı, Ahmet Hamdi Tanpınar, Cemal Süreya ve Edip Cansever şiirleri incelenmiş. İncelemenin önemli sonuçlarından biri, Cahit Sıtkı Tarancı’ya ilişkin: “Tarancı hakkında en çok söylenen ‘ölümün şairi’ olduğu, ölüm korkusu ile yazdığı yorumlarıdır. Ve fakat bu yorumlar onun şiirinin adı gibi Talihsiz’dir. (...) birçok metninde görülür ki o, ölümden korkarak değil, dünyadan ve insanlardan korkarak yazar. Ölüm çoğu kere neredeyse bir kurtuluştur.” (s. 255).

Kayhan Şahan’ın kitabında yadırgadığım tek değerlendirme, Tanpınar’ın “Her Şey Yerli Yerinde” şiirine ilişkin değerlendirmesi oldu. “Her şey yerli yerinde; havuz başında servi / Bir dolap gıcırdıyor uzaklarda durmadan” dizeleriyle başlayan şiirde “kaybedilen biri”nin, sevgilinin ille de ölmüş olması gerekmiyor bence. “Havuz başında servi”yi “mezar başındaki servi” (s. 218) olarak okumak zorunda değiliz. Bu okuyuş biçimi, “Bir dolap gıcırdıyor uzaklarda durmadan” ve “Her şey yerli yerinde bir dolap uzaklarda / Azapta bir ruh gibi gıcırdıyor durmadan” dizelerinde sözü edilen dolap hakkında “tabut olmalı” yorumuna da yol açıyor (s. 218). O dolabı “zaman”, “feleğin çarkı”, hattâ doğrudan doğruya Yunus Emre’nin “dertli dolab”ı olarak okumak bile mümkün ve daha isabetli olur.

Kayhan Şahan’ın Cemal Süreya ve Edip Cansever okumaları da ilginç tespitler ve heyecan verici ayrıntılar içeriyor; kendisine teşekkür etmeliyiz.

#Kayhan Şahan
#Metafor
#Ahmet Hamdi Tanpınar
4 yıl önce