|

Tür tarihi: Türk edebiyatı tarihi

Prof. Dr. Öztürk Emiroğlu’nun editörlüğünde iki cilt hâlinde hacimli bir eser yayımlandı: Türk Edebiyatı Tarihi. Yirmi iki Türk akademisyenin yazılarıyla destek verdiği bu çalışma, Türk edebiyatının türlerini merkeze alıyor.

Yakup Öztürk
04:00 - 15/12/2021 Çarşamba
Güncelleme: 13:45 - 15/12/2021 Çarşamba
Yeni Şafak
Donado’nun 140 sayfalık bu eseri Avrupa’da yazılmış Türk edebiyatına dair ilk eser kabul ediliyor.
Donado’nun 140 sayfalık bu eseri Avrupa’da yazılmış Türk edebiyatına dair ilk eser kabul ediliyor.

Muhalled bir Türk edebiyatı tarihi yazımı, edebiyat çevrelerinde zaman zaman hatırlanan, sıcaklığını yitirmemiş ancak bir neticeye de bağlanamamış meselelerin başında geliyor. Klasik Türk şiiri devresindeki tezkireler, belagat kitapları, dibaceler, mecmualar bir edebiyat tarihi sayılabilirler mi? Hiç olmazsa edebiyat tarihinin ilk numuneleri kabul edilebilirler mi? Ya Abdulhalim Memduh’un eserini, adında edebiyat tarihi ifadesi geçiyor diye bu türün Türk kültüründeki başlangıcı saymak mümkün müdür? Edebiyat tarihleri, hangi metod üzere yazılır? Yazılanların metodlarındaki kusurlar göz ardı edilebilir derecede midir? Edebiyat tarihini bir şahsın ya da zümrenin iradesine terk ettiğimizde bizi hangi problemler bekler? Bu soruların sonu gelmiyor. Her soru cevabına göre başka bir soruyu doğuruyor.


Türk edebiyatı tarihi yazımı modern edebî türlerle aynı dönemde edebiyatın gündemine girdi. Abdulhalim Memduh, Şehabeddin Süleyman, Köprülüzade Mehmed Fuad, Faik Reşad, İbrahim Necmi gibi şahısların yazdığı eski harfli edebiyat tarihlerine daha sonra yenileri eklendi. Türk edebiyatını Göktürk abidelerinden günümüze yazanlarla klasik ya da Tanzimat sonrası dönemle sınırlayanlar eserlerine Türk edebiyatı tarihi dediler. Bu yolda uzun seneler mesai harcamış akademisyenler, Türk edebiyatı tarihinin, tek tek şahıs monografileri yazılmadan ve süreli yayın taramaları tamamlanmadan yazılamayacağını iddia ederek aslında bir Türk edebiyatı tarihi yazmanın mümkün olmadığını savundular. Köprülü’nün hâlâ belli eleştirilere maruz kalsa da aşılamamış tasnifi Türk edebiyatına bakışta en yaygın ve tesirli harita olarak görülüyor. Bir edebiyatın milletten, coğrafyadan, siyaset ve tarihten bağımsız yazılamayacağı kanaati edebiyat tarihi incelemelerinde belirleyiciliğini koruyor. Buna rağmen alternatif edebiyat tarihi çalışmalarıyla da karşılaşıyoruz. Şahıs ve eser merkezli tarih yazımı, tür merkezli çalışmalarla yeni bir mecraya yöneliyor.

ÖZÖN’DEN EMİROĞLU’NA

Mustafa Nihad Özön’ün Metinlerle Muasır Türk Edebiyatı Tarihi, tür merkezli tarih çalışmaları dendiğinde hatıra gelen ilk eserlerden. Burada türler esas kabul edilir. Şiir, tiyatro, roman, seyahat, eleştiri, mektup, hatırat hatta gazetecilik tarihi üzerinden bir edebiyat tarihi ortaya konulur. Bu metodu takip eden yeni bir çalışma da Öztürk Emiroğlu’nun editörlüğünde yirmi iki Türk akademisyenin imzasıyla geçtiğimiz günlerde yayımlandı. Türk Edebiyatı Tarihi adıyla iki cilt hâlinde yayımlanan eserin giriş bölümünde Türkiye’de ve yabancı ülkelerde Türk edebiyatına dair yazılan edebiyat tarihlerinden ayrıntılı bir biçimde bahsediliyor. Hatta günümüzde el kitabı, öğrenci kitabı adıyla yayımlanan ders kitaplarına dahi burada yer veriliyor. Editörlük dışında üç başlığın yazılmasına emeği geçen Emiroğlu’nun, Türk edebiyatı tarihi üzerine yabancıların çalışmalarından bahsettiği yazısı dikkat çekiyor. Buradan öğreniyoruz ki 1681-1684 yılları arasında İstanbul’da Venedik elçisi olarak gören yapan G. B. Donado, Türklerin Edebiyatına Dair biçiminde çevrilebilecek bir eser kaleme alıyor. Eser Venedik’te yazılıyor. Burada, divan edebiyatı ve Osmanlılarda gündelik hayat, İstanbul manzaraları dışında Osmanlı Türkçesi dilbilgisi kurallarından bahisler olduğu görülüyor. Donado’nun 140 sayfalık bu eseri Avrupa’da yazılmış Türk edebiyatına dair ilk eser kabul ediliyor. Girişte, teori çalışmaları hem Tanzimat hem de Cumhuriyet devrindeki literatürün ortaya konmasıyla devam ediyor. Edebiyat eleştirisi çalışmalarına da ayrı bir başlık açılması eseri zenginleştiriyor.

Kitabın asıl yazılma amacını meydana getiren yazılar ise birinci bölümde karşımıza çıkıyor. Nazım ve şiir, halk, tasavvuf, klasik, Tanzimat ve Cumhuriyet dönemleri olmak üzere ayrı ayrı ele alınıyor. Aynı sistem, hikâye, nesir gibi anlatılarda da uygulanıyor. Roman ise ayrıca inceleniyor. Bu türlerin dışında deneme, hatırat, günlük, mektup, seyahat, biyografi-otobiyografi ve söyleşi başlangıçtan günümüze gelişim aşamaları, temsilcileri ve bibliyografyası ile meraklısına sunuluyor. Tiyatro ve çocuk edebiyatı ise çalışmanın ikinci bölümünde değerlendiriliyor.

Türk Edebiyatı Tarihi, daha önce, bölüm yazarlarının o başlıkta kaleme aldıkları bir eser varsa oradan nakille meydana getirilmiş izlenimi uyandırıyor. Bu, çalışmanın bütünü için söylenemez ancak tiyatro, Tanzimat’ta teori arayışları, Cumhuriyet dönemi Türk şiiri, deneme, seyahat gibi başlıklar daha önce kitaplaştırılmış eserlerden küçük müdahalelerle edebiyat tarihine taşınıyor. Bu, tür üzerine uzun yıllar emek vermiş akademisyenlerin tecrübeleriyle eserin ilmî ciddiyetini de getiriyor olabilir. Son olarak, bu çalışma, türler üzerinden bir edebiyat tarihi iddiası taşısa da türün öne çıkan kalemlerinin biyografilerine de yer veriyor. Ancak sanatçıların doğum-ölüm tarihlerinde gözden kaçmış noktalarla karşılaşıyoruz. Bugün hayatta olmayan bazı sanatçıların yaşıyor görünmeleri gibi.

#Öztürk Emiroğlu
#Abdulhalim Memduh
#Şehabeddin Süleyman
2 yıl önce