|

Türk tarihini aydınlatacak belgeler Vatikan’da

Tarihçi Dr. Rinaldo Marmara 25 yıldır Vatikan arşivlerinde Türk tarihine ışık tutacak belgeler üzerine çalışmalarını sürdürüyor. Türkiye-Vatikan [Papalık] Diplomatik İlişkilere Doğru adlı kitabını okurla buluşturan Marmara, geçen seneden itibaren Papa XII. Pius dönemini (1939-1958) kapsayan belgelerin de araştırmacıların hizmetine sunulduğuna dikkat çekiyor.

Halil Solak
04:00 - 7/11/2021 Pazar
Güncelleme: 00:29 - 7/11/2021 Pazar
Yeni Şafak
25 yıldır Vatikan arşivlerinde çalışan tarihçi Dr. Rinaldo Marmara, buradaki Türk tarihine ışık tutacak nitelikte çok değerli binlerce belgenin araştırmacıların ilgisini beklediğini söylüyor.
25 yıldır Vatikan arşivlerinde çalışan tarihçi Dr. Rinaldo Marmara, buradaki Türk tarihine ışık tutacak nitelikte çok değerli binlerce belgenin araştırmacıların ilgisini beklediğini söylüyor.

Türkiye-Vatikan [Papalık] Diplomatik İlişkilere Doğru kitabının yazarı Dr. Rinaldo Marmara ile Vatikan arşivlerini ve Türk tarihi için önemini konuştuk.

Öncelikle şunu merak ediyorum: Vatikan arşivlerine yolunuz ne zaman nasıl düştü?

Hayatta şans dediğiniz, doğru zamanda ve doğru yerde bulunmanız, tanıştığınız kişilerdir. Ben Vatikan arşivleri ile doktora yaparken tanıştım. Sonrasında yazdığım “Türk Dostu Papa XXIII. Jean” kitabı ile arşivin kapıları daha da açıldı. 25 yıldır Vatikan arşivlerinde çalışmalarımı sürdürüyorum ve az çok bu arşivi tanıyorum.



GİZLİ DEĞİL ÖZEL

Dünyada Vatikan arşiv ve kütüphanesine yönelik “sırlı” bir yaklaşım var.

Vatikan Arşiv ve Kütüphanesi’nden bahsedilince ilk başta akla “gizlilik” geliyor ve Arşiv’in resmi adı da bunu çağrıştırır niteliktedir: Archivio Segreto Vaticano (Vatikan Gizli Arşivleri). Fakat Vatikan’ın dilindeki anlamında, “Segreto/Gizli” kelimesinin “özel” anlamına geldiğini de düşünürsek, sorumuza bir cevap bulmuş oluruz. Nitekim bugün, karışıklığa yer vermemek için, Vatikan’da “Segreto” yani gizli kelimesinin yerine “Apostolico” (Apostolik) kelimesi kullanılıyor. Yine de her zaman, her mekânın gizli bir kısmı mevcut olabilir ve bu gizli bir arşiv ya da gizli bir kütüphane de olabilir. Fakat gerçekçi bir düşünce ile Vatikan’ın araştırmacılara sunduğu 87 kilometre raf uzunluğundaki çok değerli arşiv belgeleri ile yetinerek, bunlardan tarihimizle ilgili olanlarını çıkarıp dünyaya tanıtabilirsek bile büyük bir vazife yerine getirmiş oluruz.



Peki her talep eden araştırmacı Vatikan’da araştırma yapabilir mi?
  • İlk başta, araştırma yapmak isteyenlerinin bu konuda belli vasıflara sahip olmaları gerekir, diğer bir deyimle doktor unvanına sahip olmaları gerekir. Sonraki zorluklar ise, yerlerin çok kısıtlı olmasından (gündelik ortalama Gizli Arşivlerde 70 ve Dışişlerinde 10 araştırmacı) ve lisan bilgisinden kaynaklanıyor. Geçen seneden itibaren Papa XII. Pius dönemini (1939-1958) kapsayan belgeler de araştırmacıların hizmetine sunulabiliyor. Bu noktada da yer sorunu çıkıyor karşımıza. Bir taraftan Vatikan arşivlerine girmenin zorluğu, diğer taraftan da lisan bilgisinin eksikliği, Türk araştırmacıların işini daha da güçleştiriyor. Günümüzde çoğu araştırmacı yabancı dil olarak genellikle İngilizceye yöneliyor. Oysa Vatikan Arşivleri’nde Türk tarihiyle ilgili belgeler, özellikle 19. ve 20. yüzyıllara ait olanlar, İtalyanca ve Fransızcadır. Hal böyleyken bu belgelerden yararlanabilmek için bu iki dili de çok iyi bilmek gerekiyor.
Türkiye-Vatikan ilişkilerinin tarihi ne kadar geriye gidiyor?

Vatikan’la Türkiye arasındaki resmî ilişkiler, XXIII. Jean’ın papalığı döneminde 1960’ta kuruldu. Fakat Fatih Sultan Mehmed’den beri padişahlarla papalar arasında dostane ilişkiler mevcuttu ve bunu kanıtlayan binlerce belge Vatikan arşivlerinde araştırmacılarının ilgisini bekliyor. Bu dostane ilişkilerin tarihi henüz yazılmamıştır.

PADİŞAH MEKTUPLARINDAN OSMANLICA ELYAZMALARINA

Vatikan’da Türk tarihine kaynaklık edecek ne tür belgeler ve yazmalar var?
  • Vatikan’ın Arşiv ve Kütüphanesi’nde Türk tarihine ışık tutacak nitelikte çok değerli belgeler mevcuttur. Fakat bunları bulup çıkarmak hem zaman ister hem de senelerin verdiği bir deneyim gerektirir. Osmanlı sultanlarının zamanın papaları ile yazışmaları dikkate değer niteliktedirler. Mesela Papa IX. Pio’nun Abdülmecid’e yazdığı 20 Haziran 1848 ve 9 Şubat 1850 tarihli mektupları örnek verebiliriz. Yine Sultan III. Ahmed’le Papa VII. Alessandro arasındaki gerçek dostluğu dile getiren bir evraktan bahsedebiliriz. Sultan V. Mehmed Reşad’ın Papa’ya yolladığı el yazısı mektubu mevcuttur. Bunun yanında, Vatikan Kütüphanesi’nin muhtelif bölümlerinde İstanbul konulu 14-18. yüzyıllar arasına ait elyazmaları bulunuyor: Mesela Venedik sefiri Marcantonio Barbaro’nun 1573 İstanbul anlatımı gibi. 500’e yakın Osmanlıca el yazması da Vatikan Kütüphanesi’nin 5 ayrı bölümünde muhafaza ediliyorlar. Kütüphaneye ilk giren elyazmaları arasında 443 sayfalık çok konulu bir kitabı sayabiliriz: Kutbüddîn İznikî tarafından kaleme alınmış bir eser; Hazreti Muhammed’in kızı Hz. Fatma’ya kadınların görevleri hakkındaki vasiyeti ve recep ve şaban aylarının hususiyetleri içeren bu eser 1570 tarihli Ranaldi kardeşler envanterinde yer almaktadır. Kütüphanedeki değerli Osmanlıca elyazması eserlerden bazıları da 1689’da vefat eden İsveç kraliçesi Cristina’nın kütüphanesine aittir. Bunlar 1690’da Papa VIII. Alessandro tarafından satın alınmıştır. En kıymetlilerinden biri ilk Osmanlı tarihlerinden Aşıkpaşazade’nin Tevarih-i Ali Osman adlı eserinin bir nüshasıdır.
Vatikan arşivlerinin “en tarafsız arşivlerden” olduğunu söylüyorsunuz. Bunu biraz açar mısınız?

Her devletin arşivleri kendi milli görüşlerini yansıtır. Bu bir geçektir. Vatikan arşivleri ise en tarafsız olanıdır, çünkü bildiğiniz gibi “milliyet” mefhumu yoktur; bir papa İtalyan, Polonyalı, Alman veya Arjantinli olabilmektedir. Tarihi olaylar olduğu gibi yansıtılıyor bu arşivdeki vesikalarda milliyet ve hatta din farkı gözetilmeksizin. Bunların çok sayıda örneği var. Bu sebepten dolayı en çok itibar edilen arşivlerin başında gelir. Bizim de faydalanmamız lazım.

Vatikan’daki Lozan yolda

Vatikan’la Türkiye arasındaki ilişkilere dair yeni çalışmalarınız var mı?
  • Resmi diplomatik ve dostane ilişkilerin henüz araştırılmamış olduğunu söylemiştim. Lozan Antlaşması’nın 100. yıldönümü yaklaşırken Vatikan Arşivlerinde bu konudaki yayımlanmamış belgeleri içeren bir belgeli katalog çalışması yeni kitabın konusu olabilir.

Türkiye’de bir ilk

Aydın Üniversitesi Yayınları’ndan çıkan son kitabınız Cumhuriyet’in ilk yıllarına dair çok önemli belgeleri içeriyor...

Vatikan arşivlerinden belgeli katalog girişimi Türkiye’de bir ilk ve bunu İstanbul Aydın Üniversitesi ile gerçekleştirme imkânı buldum. Bu vesileyle Aydın Üniversitesi’nin değerli başkanı Mustafa Aydın’a teşekkür etmek isterim. İlk belgeli katalog “Türkiye-Vatikan [Papalık] Diplomatik İlişkilere Doğru”, Cumhuriyet’in ilk yıllarına dair önemli belgeleri içeriyor. İtalyan Piskopos Angelo Rotta’nın 1925-1930 yılları arasında İstanbul’da Gayrıresmi Papalık Temsilcisi sıfatıyla görev yaptığı dönemdeki resmi yazışmalar bunlar.

Biraz içeriklerine değinsek…

Mesela bir belgede Rotta, Papalık Dışişleri Bakanı Kardinal Gasparri’ye Ankara’daki Halk Partisi kongresi, dış politika, Ermeni sorunu gibi Türkiye’deki siyasi konulara dair bilgilendirme yapılıyor. Bir belgede de Rotta’nın Kardinal Gasparri’ye Türkiye Dışişleri Bakanı Tevfik Rüştü Aras’ın İtalya seyahatine dair bilgi verdiğini görüyoruz. Ayrıca Rotta’nın İsmet İnönü’ye dair fikirlerini içeren raporu da Türkiye’nin siyasi gidişatına dair raporlara ekleyebiliriz. Sadece bu birkaç misal ile yetineyim ve meraklılara kitabımı keşfetme zevkini bırakayım. Umarım bu belgeli katalog çalışması üniversitenin bünyesinde devam eder ve Türk tarihi ile ilgili yüzbinlerce belge araştırmacıların istifadesine sunulur...

#Rinaldo Marmara
#Türkiye
#Vatikan
#Diplomatik İlişkilere Doğru
2 yıl önce