Arap gençleri arasında yapılan bir anket çalışmasından şaşırtıcı sonuçlar çıktı. Birleşik Arap Emirlikleri’ndeki (BAE) önde gelen iletişim danışmanlığı şirketlerinden ASDA’A BCW tarafından araştırma firması IDS Research & Consultancy’ye yaptırılan ankette, Batı Asya ve Kuzey Afrika’daki 17 ülkede bulunan 50 şehirde 18-24 yaş arası 3 bin 400 gence “kendi ülkeleri için kimi müttefik gördükleri” soruldu. Çalışma sonucunda katılımcılar, ABD’yi bölge üzerindeki en büyük etkiye sahip ülke olarak tanımlarken; müttefik olarak Çin, Türkiye ve Rusya’yı tercih edeceklerini dile getirdi. Bu yıl 14’üncüsü yapılan Arap Gençlik Anketi, Orta Doğu’da değişen dengelere dair sosyolojik gerçekliği ortaya koyuyor. Zira katılımcılar, 2010’ların başındaki değişim sürecinden sonra yetişkinliğe giren Arap Baharı Kuşağı’ndan oluşuyor.
GÜÇLÜ MÜTTEFİK
Anket, Arap gençliğinin ABD, İngiltere ve Fransa gibi Batılı güçlerin aksine Çin, Türkiye ve Rusya’yı kendisine yakın gördüğünü gözler önüne serdi. Katılımcıların yüzde 78’i Çin’in, yüzde 77’si de Türkiye’nin güçlü bir müttefik olduğunu ifade etti. Rusya yüzde 72 ile üçüncü, İngiltere ve Fransa yüzde 70 ile dördüncü, ABD ise yüzde 63 ile altıncı sırada yer aldı. Ayrıca 2020’de Tel Aviv’le imzalanan normalleşme anlaşmalarına rağmen Arap gençlerinin İsrail’e karşı duruşlarını koruduğu görüldü. Gençlerin yüzde 88’i İsrail’in ülkelerinin güçlü bir düşmanı olduğunu belirtti. Yüzde 62’lik büyük bir kesim de İran için aynı şeyi söyledi.
ABD’yi bölgede istemiyorlar
Arap dünyasında en fazla nüfuza sahip ülke sorusuna yüzde 36 ile ABD cevabı verildi. Bununla birlikte anketin hedef kitlesinin yüzde 73’ü, Washington’ın Orta Doğu’dan çekilmesini ya güçlü bir şekilde ya da bir şekilde desteklediklerini kaydetti. ABD’den sonra Suudi Arabistan’ın yüzde 11, İsrail’in yüzde 9, BAE ve İran’ın da yüzde 7 etkili olduğu bildirildi. Çalışmanın sonucunu değerlendiren uzmanlar, bu verinin ABD’nin bölgedeki nüfuzunu güçlendirdiğini ancak hegemonik anlamda rıza üretemediğini ifade etti. Öte yandan Rusya-Ukrayna savaşı konusunda da katılımcıların büyük kısmı çatışmadan ABD ve Batılı ülkelerin sorumlu olduğunu dile getirdi.
