|

Uzaylı yılanın başını 'zamanda geriye dönerek' ezmek gerek!

Yönetmen Barry Sonnenfeld'in ilkini 1997, ikincisini ise 2002'de çektiği kült bilim-kurgu serisi 'Siyah Giyen Adamlar', sinemada çağın gereklerine uyup üçüncü boyutu da yedeğine aldığı bu yeni bölümüyle, hemen her sahnesinde yüksek teknolojinin zirvelerine çıkan unutulmaz bir üçlemeye dönüşüyor. Sonnenfeld, serinin hayranlarını sürekli eski motifleri tekrarlayarak hayâl kırıklığına uğratmamak için üçüncü bölümde hikâyeye bir dizi taze karakter ve dudak uçuklatan bazı teknolojik sürprizler katmayı da ihmâl etmemiş.

Ali Murat Güven
00:00 - 26/05/2012 Cumartesi
Güncelleme: 21:44 - 25/05/2012 Cuma
Yeni Şafak
Uzaylı yılanın başını 'zamanda geriye dönerek' ezm
Uzaylı yılanın başını 'zamanda geriye dönerek' ezm
alimuratg@yahoo.com

SİYAH GİYEN ADAMLAR-3 / 3 BOYUTLU (Men in Black-3 in 3D)

Yapım Yılı ve Ülkesi:
2012, ABD yapımı
Türü ve Süresi:
Bilim-Kurgu / Komedi, 103 Dakika
Gösterim Formatları:
35 mm standart sinema filmi, 3 boyutlu dijital sinema filmi ve dev perdeler için IMAX filmi formatlarında
Perdedeki Resim Oranı:
1.85:1 / Genişperde-Widescreen
Türkiye'de Gösterime Sunulan Kopya Sayısı:
188
Seslendirme Dili:
İngilizce
(Türkçe altyazılı olarak)
ya da Türkçe / Filmi hangi seslendirme dilinde izleyeceğinizi, gideceğiniz salondaki kopyanın türünü önceden öğrenerek belirleyebilirsiniz.
Yönetmen:
Barry Sonnenfeld
Senaristler:
(Amerikalı yazar Lowell Cunningham'ın “Men in Black” adlı popüler çizgi roman serisinden uyarlamayla)
Etan Cohen, David Koepp, Jeff Nathanson, Michael Soccio
Görüntü Yönetmeni:
Bill Pope
Özgün Müzik Bestecisi:
Danny Elfman
Kurgucular:
Wayne Wahrman, Don Zimmerman
Yapım Tasarımcısı:
Bo Welch
Sanat Yönetmenleri:
W. Steven Graham
(Süpervizör)
, Maya Shimoguchi
(Süpervizör)
, Kasra Farahani, Luke Freeborn, Kevin Ishioka, Chris Shriver
Set Dekoratörü:
Susan Bode
Kostüm Tasarımcısı:
Mary E. Vogt
Oyuncuları:
Will Smith
(Ajan J)
, Tommy Lee Jones
(Ajan K)
, Josh Brolin
(Genç Ajan K)
, Emma Thompson
(Ajan O)
, Alice Eve
(Genç Ajan O)
, David Rasche
(Ajan X)
, Jemaine Clement
(Hayvan Boris)
, Nicole Scherzinger
(Boris'in kız arkadaşı)
, Michael Chernus
(Jeffrey Price)
, Mike Colter
(Albay)
, Michael Stuhlbarg
(Griffin)
, Bill Hader
(Andy Warhol)
İthalatçı Şirket:
Warner Bros.
Dağıtıcı Şirket:
Warner Bros.
İçerik Uyarıları:
Bazı bölümlerinde bilim-kurgu filmlerine özgü ürkütücü uzaylı yaratıklar ve (çoğu kez mizahî formda) şiddet gösterileri içermesi nedeniyle, 13 yaşından daha küçük izleyicilerin mümkünse uzak tutulmaları ya da en azından erişkin birer refakatçıyla birlikte izlemeleri önerilir.
Ailece izlenebilir mi?
ŞARTLI EVET /
13+
(Ailenin küçük üyelerinin en az 13 yaşında ve daha büyük olmaları şartıyla… Aksi bir durumda, bu yaştan daha küçük izleyiciler salonda mutlaka bir erişkinle birlikte olmalıdır.)
Filmin Yeni Şafak-Sinema Puanı:
(4 yıldız üzerinden) * * *
Resmî İnternet Sitesi ve Fragmanı:

::::::::::::::::::::::::::::::::

FİLMİN KONUSU:
Câni bir uzaylı yaratık,
1969
yılında, o sıralarda
“Siyah Giyen Adamlar”
misyonunun henüz çok genç bir üyesi olan
Ajan K
'yı öldürür. Bu talihsiz olay da zamanın akışında köklü sapmalara neden olacak ve diğer pek çok şey gibi yıllardır dış uzaydan gelen tehditlerle boğuşan
Ajans
'ı baştan aşağıya değiştirecektir.
Günümüzde artık emekli olmuş durumdaki
Ajan J
, zamanda bir yolculuk yaparak
1969
'a, eski dostu
Ajan K
'nın öldürülmesinden hemen önceki döneme gitmek ve onunla -yine onun hayatını kurtarmak üzere- işbirliği yapmak zorundadır. Böylelikle, hem
“Siyah Giyen Adamlar Ajansı”
hem de insanlık, zamanın akışıyla oynanmasından kaynaklanan büyük bir facialar zincirinden zor da olsa kurtarılabilecektir.

::::::::::::::::::::::::::::::::

Aslında, sonundaki o
“loji”
takısını pek hak etmese de adına -bol keseden bir cömertlikle-
“ufoloji”
dediğimiz ilgi alanının yarattığı gelmiş geçmiş en büyük mitler arasındadır
“MIB / Men in Black”
, ya da
Türkçe
karşılığıyla
“Siyah Giyen Adamlar”
… Bu gibi şaibeli konuların heveskârlarının iddiasına göre, uzayın derinliklerinden dünyamıza gelip giden uçandaireler ve bunları kullanan uzaylıların cirit attıkları bölgelerde ansızın ortaya çıkan ürkütücü görünümlü, ketum bir devlet görevlileri topluluğunu kasteder söz konusu deyim… Denilen odur ki baştan aşağıya siyahlara bürünmüş, siyah gözlüklü ve muhataplarına kolay kolay cevap vermeyip yalnızca bıktırıcı sorular soran bu gizemli elemanlar,
“çevrede kimin gerçekten uçandaire görüp kimin görmediğini”
önce iyice bir tespit eder, ardından da bir köşeye çektikleri o tanıklara
“gördükleri şeyleri en hızlı şekilde unutmalarını, aksi takdirde devlet tarafından hayatlarının kaydırılacağını”
vaaz ederek geldikleri gibi sessizce giderler. Tabiî, bu arada olay mahallindeki fotoğraf filmi, video kaset ve benzeri görsel delilleri de pişkin pişkin toparlayarak… Bu gibi esip gürlemelerden amaç ise resmî yetkililer ile uzaylı ırklar arasında nicedir süregelen
“temaslara”
(!) ilişkin hassas bilgilerin sivil topluma sızmasını engellemektir.
Dediğim gibi, ben kendilerini bu söylenceye fazlaca kaptırmış
“dünya dışı hayat”
sevdalılarının yalancısıyım; insanlığı meşgûl edip duran diğer pek çok fantezi gibi
“Siyah Giyen Adamlar”
ın varlığına da yıllardır delicesine inananlar onlar; dolayısıyla mâlûm şahıslara ilişkin tanımı da yine bütün sübjektifliğiyle bu câmiâ yapmakta…
1997
yılında, o dönemin popüler bir çizgi roman serisinden uyarlamayla çektiği ilk
“Siyah Giyen Adamlar”
, sinemada görece
“ciddi”
, hattâ zaman zaman da oldukça
“kasvetli”
görünüme sahip bir tür olan
bilim-kurguya
getirdiği incelikli
mizah
sayesinde benzerlerinin arasından kısa sürede sıyrılınca, New Yorklu yönetmen
Barry Sonnenfeld
de arayı pek fazla soğutmadan hemen
4-5
yıl sonrasında bu filmin bir devam bölümünü gerçekleştirmişti.
Sonnenfeld
, kendisini beyazperdeye kazandıran bir başka türdeş hikâye,
1991
tarihli
“Adams Ailesi”
ve onun iki yıl sonra gelen devamından bu yana, genel tarzı itibarıyla
fantastik sinemaya son derece yatkın
, dahası
bu alanda yenilikçi buluşları olan bir yönetmen
olarak tanınıyor.
Üçüncüsü ikincisine göre epeyce rötarlı olarak, tamı tamına
on yıl sonra
hayranlarıyla buluşan
“Siyah Giyen Adamlar”
ın yeni bölümünü gördüğümüzde, sanatçının bu kadar uzun süreli bir kopukluktan sonra fena hâlde dağılan izleyici ilgisini yeniden derleyip toparlamayı gerçekten de çok iyi bildiğini fark ediyoruz. Bir kere,
Sonnenfeld
, son beş yılın gözde teknolojik numarası konumundaki
“3'üncü boyut”
u da yedeğine alarak bu devirde bilim-kurgusal bir anlatı için olmazsa olmaz sayılabilecek o etkileyici teknolojiyi film boyunca dibine kadar kullanıyor. Öte yandan, kurt sinemacının böylesine pahalı bir gösteriye dahli yalnızca bir dizi havalı
görsel-işitsel efekt
kondurmaktan ibaret değil elbette… Son
15
yıldır uzaylıların peşinde koşturup duran siyah takım elbiseli ajanlarımız,
Will Smith
ve
Tommy Lee Jones
'un serinin ilk iki filminde oluşturdukları başarılı kimyaya esaslı bir katkısı daha var ki o da
2000
'lerde
Hollywood
'un en saygın erkek oyuncuları arasına katılan
Josh Brolin
Sonnenfeld
,
“zamanda yolculuk”
gibi her zaman ve her durumda ilgi çekmesi garantili bir malzemeyi hikâyesine yedirirken,
Brolin
'i de
(artık yüzündeki kırışıklıklar iyice belirginleşmiş olan)
ihtiyar
Jones
'un
1969
'daki gençliği rolünde kullanarak, üçlemenin son ayağında bu seriyi sevenlerin ilgisini tazeleyecek esaslı bir numara daha sergilemiş oluyor. Günümüz ve bundan
40
küsur yıl öncesi arasında gidip gelen senaryo, doğal olarak
Ay
'ın
Temmuz-1969
'da
Apollo-11
ekibi tarafından fethedilmesinden başlayarak bir sürü dönemsel nostalji gösterisine de usulca kapı aralamakta…
Öte yandan,
“Siyah Giyen Adamlar”
üçlemesinin, bütün o serinkanlı mizahının arka planında, aslında
“uzaylı”
mitini yine de
fazlaca önemseyen
ve giderek kolektif bilinçaltında
doğrulayan
bir diğer cephesi daha var ki, açıkçası bu mesele beni oldukça endişelendiriyor. Neden derseniz, uzaylılarla ilgili cüretkâr iddialarının kitlesel kabul görmesi için yıllardır bir taraflarını yırtıp duran
UFO müritlerine
daha da agresifleşmek için fırsat tanıyor böylesi sinemasal hikâyeler,
“Gördünüz mü, Hollywood bile olup bitenlerin farkında, gizli kaynaklardan elde ettikleri bilgilerle bize sürekli bu yönde filmler gösterip dünya dışı hayat gerçeğine azar azar alışmamızı istiyorlar. Çünkü gerçekte sinema endüstrisi de hükûmetlerin gizli planlarının birer maşası”
gibi uçuk bakış açılarının gitgide yaygınlaşmasına yol açmakta bu gibi üstün yapımlar…
O yüzden, son derece eğlendirici olmasına eğlendirici de, beraberce sinemaya gidilen çoluk çocuğa
“Yok oğlum, yok kızım, gerçek hayatta asla yok böyle şeyler, ne ABD ne de başka bir ülke yer altındaki gizli üslerde uzaylı tutsakların koleksiyonlarını falan yapmıyor. Öyle olsaydı, uzun süre boyunca saklanması çok zor olan bu gibi bilgiler şimdiye kadar bazı geveze yetkililer eliyle er ya da geç dışarı sızdırılırdı. Bunların hepsi hayâl güçleri zengin senaristlerin kişisel birer fantezisi”
mealinden açıklamalar yapmak da elzem hâle gelmekte…
7
yeni filmin gösterime çıktığı hafta sonunun en yüksek bütçeli, en fazla kopya sayısına sahip, aynı zamanda da görsel-işitsel açıdan en civcivli gösterisi… Beklentiniz salt bu yöndeyse, yönetmen de bilete ödediğiniz paranın hakkını fazlasıyla veriyor.

* * *

YENİ ŞAFAK SİNEMA SAYFASI / YILDIZ PUANLAMA TABLOSU

* * * *
(4 Yıldız)
Sinemanın sanat kimliğini pekiştiren gerçek bir başyapıt… Kaçırmanız gerçekten de yazık olur.
* * * 1/2
(3,5 Yıldız)
Oldukça başarılı bir film. Şartlarınızı zorlamak pahasına mutlaka görmelisiniz.
* * *
(3 Yıldız)
Çoğu bölümüyle sanatsal bir derinlik ve lezzet yakalayabilen, kayıtsız kalınmayacak bir film. Ömrünüzden bir kaç saati vermeye değer…
* * 1/2
(2,5 Yıldız)
Bazı bölümlerinde iyi bir filmin kalite standartlarına erişmeyi başarabiliyor; fakat bir bütün olarak bakıldığında ise sorunlu ve tam olmamış.
* *
(2 Yıldız)
Hiç bir sanatsal değeri ve akılda kalıcılığı yok. Yalnızca zaman öldürmek için tüketilebilir. Ki zamanınıza önem verdiğimiz için bunu da pek önermiyoruz.
* 1/2
(1,5 Yıldız)
Kötü bir film ve neden çekildiğini anlamak zor… Görmemeniz yararınıza olacaktır.
*
(1 Yıldız)
Sinema sanatı adına utanç verici bir gösteri… Arkanıza bakmadan kaçın, sevdiklerinizi de uzak tutun!




12 yıl önce