Koronavirüs salgınıyla birlikte ayrılmaz bir parçamız haline gelen maskeler, işportaya düştü. Salgının başında yok satan maskeler, şu an sokaklarda 10 liradan peynir ekmek gibi satılıyor. Ucuz maskelerin koruyuculuğu ise kafalarda soru işareti bırakıyor. Salgın sürecinde virüsten korunmanın birinci önceliğinin maske takmak olduğuna dikkat çeken Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi Anesteziyoloji Reanimasyon Öğretim Üyesi ve aynı zamanda yoğun bakım sorumlusu Prof. Dr. Süleyman Ganidağlı, “Pek çok yerde meskenler dışında maske takımı zorunlu hale geldi. Halkımıza maske takın diyoruz ama takılan maskelerin ne kadar güvenilir olduğu gerçekten büyük bir soru işareti. Artık hemen hemen her yerde maske satıldığını görüyoruz. Bu maskelerin, üretildiği kumaşların gerçekten koruması gerekiyor. Maske kalitesini önemsememiz gerekiyor. Devletin de bu maskeleri çok sıkı denetlemesi lazım” dedi.
MASKE YANLIŞ YÖNTEM YANLIŞ
Görmediğimiz bir düşmana karşı savaştığımızın altını çizen Ganidağlı, “Önlemleri uygulamak o kadar kolay olmuyor, maske sosyal mesafe ve hijyen üçlüsünü bile çoğu zaman hayatımızda oturtamıyoruz. Maskeyi yanlış kullanıyoruz yanlış maskeler kullanıyoruz. Gaziantep’te bir dönem bu iş çığırından çıkmıştı ama şu an vatandaşlar biraz frene bastı. Önlemlere daha çok dikkat ediyorlar. Ancak yine de maskeler çene altında burun hep açık. Kimisi maskesini takmıyor. Maske, mesafe, temizlik diyoruz ama bunun ötesinde yanlış yapılan birçok şey var. En basitinden maskelerin kalitesi konusunda bir denetleme gerekiyor. Vatandaşlara sunulan maskelerin belirli bir standartta yapılması gerekiyor” şeklinde konuştu.
HER MASKE TAKAN GÜVENLİ DEĞİL
“Her ağzını burnunu kapatanı güvenli kabul ediyoruz ama bu yanlış bir güven” diyen Ganidağlı, “Yüksek sesle konuşmanın virüsün yayılımını artırdığı belirlendikten sonra yüksek sesli ortamlara kısıtlama getirildi. Burada yüksek sesli ortamlarda oturan insanların yüksek sesle konuşma ihtiyacı hissetiği, bunun da bulaşı artırdığı tespit edildi” diye konuştu. Dünya genelinde normalleşme süreciyle birlikte vakalarda artışlar yaşandığını hatırlatan Ganidağlı, şöyle devam etti: “65 yaş üzeri insanları inceledim. Salgın sürecinde çok sıkı tedbir alan insanlar normalleşmeyle birlikte sanki bir perde kalkmış gibi davranmaya başladı. Aslında normalleşme, tedbirlerle birlikte kontrollü sosyal hayat olmalıydı. İnsan psikolojisi bir noktadan sonra boş vermişlik haline bürünüyor. Ve hala maskeyi yanlış kullanıyoruz, yanlış maskeler kullanıyoruz. Toplumda kullanılan maske kalitesiyle ilgili denetimler artırılmalı.” Ganidağlı, Türkiye’de şu anki salgın yönetimini başarılı bulduğunu da sözlerine ekledi.
