|

Yaşamı bayram sevincine dönüştürenlerin hikâyesi

Kızılay farklı coğrafyalarda insan hayatına dokunan iyiliğini ve bünyesindeki fotoğraf sanatçılarının tanıklıklarını geçtiğimiz günlerde 154. yaşını kutladığı “Seven Faces of Humanity / İnsanlığın Yedi Yüzü” isimli sergide bir araya getirdi. Fotoğrafçılardan ölümsüz karelerin hikayesini dinledik.

00:00 - 19/06/2022 Pazar
Güncelleme: 02:52 - 19/06/2022 Pazar
Yeni Şafak
Hayat
Hayat

Hepimiz farklı yüzlerle hayata ve birbirimize bakarız. Ancak sahip olduğumuz temel değerler vardır. Bizi insan yapan da budur. Uluslararası Kızılhaç-Kızılay Hareketi insan onurunu ayakta tutmak için yedi temel prensiple çalışmalarını sürdürüyor.Kızılay, bir buçuk asırlık tecrübesi ve farklı coğrafyalarda insan hayatına dokunan iyiliğini geçtiğimiz günlerde 154’üncü kuruluş yıl dönümünde “Seven Faces of Humanity / İnsanlığın Yedi Yüzü” adlı sergide gözler önüne serdi. İnsan yüzünün detaylarının daha iyi fark edilmesi için büyük ebatların tercih edildiği sergide, kullanılan malzemenin geçirgenliği insan ruhunun kırılganlığını ve duyguların geçişkenliğini temsil ettiği gibi aynı zamanda Türk Kızılay’ın şeffaf yapısına bir göndermede bulunuyor. Katılımcıların eserlere temas etmesi ve etkileşiminin sağlandığı sergide, izleyicilerin varlığı ile oluşan hava akımı ve dokunarak oluşturacakları devinim ile sergi alanını kişisel bir alana dönüştürmesi planlandı. Temas ile harekete geçen eserler, izleyicinin Türk Kızılayı ailesi ile birden fazla hayata dokunup değiştirme gücüne sahip olma ortaklığına ve bu iyiliğe katkıda bulunmaya davet ediyor.


BAYRAM SABAHI NEŞESİ YANKILANDI

  • Erkan Aksu, Pakistan'ın en güneybatı kesimindeki Rajanpur şehir merkezine birkaç saat mesafedeki, İndus Nehri ile batıda Süleyman Dağları arasındaki uçsuz bucaksız arazide, deyim yerindeyse “Haritada bile yeri zor tespit edilebilen bir köy”de 2013 yılı Kurban Bayramı’nın birinci günü bir kız çocuğunu çektiği fotoğrafıyla sergide yer alıyor. Aksu, fotoğrafının hikâyesini şöyle anlatıyor: “Türk Kızılay ekibini meraklı gözlerle izleyen köy halkından biri bu kız çocuğuydu. Kerpiç evlerin, toprak yolların, İndus nehrine yakın olmasına rağmen yakın süre önce yaşanan selden dolayı temiz su kaynakların bile neredeyse kullanılamaz hale geldiği köyde tertemiz bayramlık kıyafetlerini giymiş, ellerini kınalamıştı. Kerpiçten avlu duvarının köşesinde adeta rengarenk açmış bir çiçek gibi fondan hem ayrışıyor, hem de yakışıyordu. Biraz mahcup olduğu için kocaman gülmemek için dudaklarını sıktı ama gözündeki ışık mutluluğunu ele vermişti. ”
  • Sinan Demirci ise 2018 yılında Pakistan’ın başkenti İslamabad’da çektiği fotoğrafıyla sergide yer alanlardan biri. Demirci, çektiği Pakistanlı çocuğu şu sözlerle anlatıyor. “Kurban paylarını dağıttığımız bölgede kesişti onunla yolumuz. Yardım kolilerini ihtiyaç sahiplerine teslim ettiğimiz alana uzaktan koşan bir çocuk takıldı gözüme, yaşıtları oyun peşinde koşarken onun payına düşen caddeden gelip geçenlere taşıdığı meyveleri satmaktı, yanımıza geldiğinde kan ter içindeydi Pakistanlı çocuk. Kocaman gözlerindeki derin bakışları, yardımdan payına düşeni sorgular gibiydi.”

TARİHE TANIKLIK EDEN KARE

Özgür Altınay ise Rusya-Ukrayna savaşının 8. Gününde çektiği fotoğrafıyla sergide yer alıyor. Altınay, fotoğrafının hikâyesini şöyle aktarıyor. “Ukrayna’nın batısında, Romanya sınırındaki, Chernivitsi Tren İstasyonun 1. Peronuna yavaşça yanaşan mavi, eski, gürültülü Sovyet Treni savaştan kaçan binlerce kişiyi yeni bir hayata yelken açmak üzere uğurluyordu. Tarihe tanıklık ettiğimi ve böyle bir anı atlamamam gerektiğini düşünerek ve elimdeki makinenin küçük oluşundan da cesaret alarak birkaç kare çekmeye karar verdim. Kalabalığın içinde, kucağında oyuncak ayısıyla, kafasında New York Yankees şapkası ve güneş gözlüğüyle bana bakan o kız çocuğuyla göz göze geldim. Aramızda yaklaşık 5-6 metre vardı ve onu çekmemi istedi. Belki o an o istasyondaki tek gülen yüz onun yüzüydü. Arkada mavi eski trenin, hayatlarını valizlere sığdırmaya çalışan ve yollara düşen mültecilerin önde ise bu güzel gülümsemenin olduğu fotoğraf işte böyle ortaya çıktı.”

#Tarih
#Coğrafya
2 yıl önce