|

Yazarken yücelen şair

Ketebe Yayınları etiketiyle yayınlayan Cummıngs Seçme Şiirler, Samet Köse’nin çevirisiyle okurla buluştu. E. E. Cummings’in şiirini tartışma yaratan yenilikçi şiirler olarak tanımlayabiliriz. Tabi şunu da ekleyerek: E.E. Cummings, Amerikan toplumunda ‘yazarken kendi yücelen – okurken insanlara yücelme yaşatan’ bir şairdir.

04:00 - 15/05/2019 Çarşamba
Güncelleme: 12:52 - 14/05/2019 Salı
Yeni Şafak
E. E. Cummings
E. E. Cummings
KÂMİL EŞFAK BERKİ

E. E. Cummings’in yenilikçi ve tartışma yaratan şiirleri Ketebe Yayınları’ndan Cummıngs Seçme Şiirler başlığı ile yayınlandı. Bu kitap Amerikalı şair Edward Estlin Cummings’ten oylumlu bir seçmeler sunumu. Bu çevirilerini Samet Köse’ye borçluyuz şiiriyle orijinal, kişiliğiyle duruş sahibi şairin. Bu arada Samet Köse’nin 2018 Kasım ayında yayınlanan T. S. Eliot - Bütün Şiirleri (Everest Yayınları) kitabı gözlerden kaçmışsa doğrusu üzülürüm. Çevirmen Köse doyurucu bir kronolojiyi kitaba koymayı ihmal etmemiş. Kendisi de kapsamlı denebilecek bir Sunuş yazmıştır. Bunda, Cummings’in “yenilikçi ve tartışma yaratan dizeleri onu yirminci yüzyılın en popüler ve tanınmış şairlerinden birisi yapmıştır.” cümlesi en başta olmak üzere birçok aydınlatıcı bilgiler bizi bu karizma sahibi çağdaş şaire yakınlaştıracaktır.
GERÇEK ŞİİR OKUYANA ŞİFA VERİR

Karizma değerlendirmesi yapmakta tereddütsüzüm. Yıllar önce Suphi Aytimur’un seçmelerinden okumuştuk onu. Gerçekten, Cummings Amerikan serbestinin kimselere benzemez bir ismiydi. Rilke örneği soğuk ve entelektüel bir şair. Şimdi bu sayıca daha fazla olan şiirlerini okuduğumda, adetâ acı biberli bir masumiyet sohbeti çağrışımları içinde çok özel vakitler yaşadığımı, yaşamakta olduğumu okurlarla paylaşmalıyım diye düşündüm.

Amerikan toplumunda bu denli ‘yazarken kendi yücelen – okurken insanlara yücelme yaşatan’ bir şair de E. E. Cummings’tir. Aşkınlık insan doğasında gayet tabiîdir duygusuyla düşünmemize yol açan bir içerik, nasıl desem insana kıvanç veriyor. Gerçek bir şiir, kişioğlunun psikolojilerine iyi gelir, morallendirir. Giderek kaotik bir hale düşeceğinden endişe etmekte haklı olduğumuz modern hayatta [en son robotlar yakında müjdesini aldık bu yıl!] şiir insandan yanadır, insana dost, insanı çizen güçlere karşı Âdemoğlunun bir müttefikidir. Yavaş yavaş, şiire dönüleceğini söylemek istiyorum. Bilenler bilir, Ezra, büyük Ezra bir onun bir de Luis Zukofsky’nin adını tarihe kayıt düşmüştür kendisini izleyen kuşaktan. Luis Zukofsky bakın ne demiş: “şiirlerin her dizesine büyük harfle başlama geleneğini yıktığı için Cummings’e teşekkürler.” Cummings demişlerdir Amerika’da başka birileri, “Ona göre iki tür benlik vardır, yanlış yaşama düzeneğinde olan sahte benlik ve sahici benlik. Aynada yansımasını gören yanlış benlik banyo küvetlerine tapar, sahici benlik ise hayatın kendisine.”


“BAY KÜÇÜK HARF”

Samet Köse, Cummings dendiğinde ilk akla gelen şeye bir açıklık getirmekte. Bu da iyi oldu doğrusu. Diyor ki Köse, “Norman Friedman’ın E. E. Cummings: Growth of a Writer (1964) kitabının önsözünde Harry T. Moore yanlışlıkla Cummings’in yasal olarak isminin “e. e. cummings” şeklinde yazılmasını istediğinden söz eder. Moore’un neden böyle bir yanlış bilgilendirmeye gereksinin duyduğu sorusunun yanıtı hâlâ bilinmemektedir. Gerçekte Cummings, adının kitap kapaklarında daima E. E. Cummings şeklinde basılmasını istemiş, sınırlı sayıda basılmış kitaplarında bile aynı imzayı kullanmış, hatta resimlerini bile aynı şekilde büyük harflerle imzalamıştır. Daha da uzun olan paragrafın sonu şöyle: “bay küçük harf” unvanlı bir şairdir, ancak bir kişi ve sanatçı olarak (Burada sanatçı, artist olmalı.) zira Cummings aynı zamanda bir ressamdır da.

Çağdaş Türk şiirinde, bazı şairler noktalamasız yazdıkları halde, kimi duygu – hükümlerini parantez içinde vermişlerdir. Örneğin Cahit Zarifoğlu Çoğalmak şiirinde şöyle der:

Sahteliğe, riyaya, adetâ heretizmin her türlüsüne cephe almış, insanoğlunda başat özelliğin “iyilik özü” olduğuna inanmış –bunu sağlayacak bir aile terbiyesi almış bir genç, 28 yaşında Lâleler ve Bacalar’ı yayınlıyor. Lâleler bölümündeki ara başlıklar: Şarkılar, Masumiyet Şarkıları, Oryantal, Aşklar, Savaş, İzlenimler, Portreler şeklindedir. O kadar yoğunlaşım, o kadar titizlenmeler. Kendi şiirinin niteliğini, bir de şiir be şiir, klasik Batı şiiri biçimleri altında ayrıca özelliklerine göre ayırıyor.

Şair Randall Jarrell’e göre Cummings, kural dışı söz dizimi, konuşmanın belli bölümlerini kötüye kullanma, olumsuz ön ekler, sözcük uydurmalar, sistemli sözcük ilişkilendirmeler uzmanlığına doğru gitmiş. Tabiîdir ki Türkçe’den okuyacak olanlar şunu unutmamalıyız. Kelimeyi cerrah neşteriyle yarar gibi bölmeler, asıl İngilizce’de hece ve harf sürprizlerini amaçlar. Çeviride tam hedef tutturulamaz, imkânsızdır bu! Çevirmenin de böyle bir iddiası yok zaten. Cummings neden bölüyor sözcük ve heceleri, bence pratik bir hedefi var onun; okurda –ABD’de ve Britanya’da- günlük hayatın rutubetli yeknesaklığında sahihten her geçen gün daha ırak düşen insanı ideogrammatik bir şoka uğratmak. Ona, yeni çağrışımlar yaşatmak. İnsan kaçınıyor ya duyuş ve düşünüşten. Bu demektir ki, Şair, satiric bir yöneliştedir. Edebiyat sözlüklerindeki tanımıyla: “ısırırcasına istihzada bulunmak; dokunaklı alay”.

Sakin bir söyleyiş; tekrar eden simgeler ki bundan pek hoşlandığı anlaşılıyor. Bu biraz bizim Divan şiirindeki mazmunların havasını yaşatır. Yani Cummings, bir simgeye Parnasyen titizlikte yer vermez. Eleştirmenlere göre davranmaz. Kendisinin ruh halini bir kereliğine simgeye yükleyip onunla yetinir değildir. İçedoğuş’a ayarlıdır anlatımı. Ölüm, Ay, Kıyamet, Aşk, Nisan, Geyik, Bahar, Balon, Baloncu vb. bahar deyince şu şiiri çok yönlülüğüne bir örnektir. Puella Mea başlıklı şiir Harun, Ömer ve Üstad Hafız diye başlar. Uzun bir erken dönem şiiri onun. Harun Reşid, Ömer Hayyam ve Hâfız-ı Şirazî’ye şöyle sesleniyor: Size kalsın ölgün güzel kadınlarımız. / Benim leydim daha güzeldir. Binbir Gece’ye ve sevgili-epiklerimize karşı, Batının Tristan ve Isolde’u öne çıkardığını görürsünüz. Bu da kendi medeniyetinin şiiri adına haklıdır. Soru: acaba Cummings kolej öğretiminde Tristan ve Isolde aşk destanının Endülüs Müslümanlarından transfer olduğunu görmüş müydü? Bu konuda, okurlarımız Sigrid Hunke’nin Avrupa Üzerine Doğan İslâm Güneşi adıyla çevrilen eserine bakabilirler (Bedir Y.). Bir Amerikan Leylâ ile Mecnun’u diyebileceğimiz bir girişim bile bilmiyoruz. Sadece Ezra Pound bir kızılderili gencin, karşıt kabileden kıza olan aşkını yazmaya girişmiştir. Kısa bir şiirdir o da. İngiltere’de de Romeo Juliette İtalyan şair Bondello’dan alınmadır. İslâm ülkelerinden esinlenmiş olabileceği varsayımları üzerine Dil-Tarih Belleten’de bir yazı okumuş idik. Cummings’in Şiirdil’i imbikten geçmiştir, şiirinin kozasını sabırla örmüştür. Sanki Gramer, bozuk düzenin bir işbirlikçisi onun gözünde. İnsandaki Gaflet Uykusunun yakasına yapışan şairler rutinden kaçınırlar. Cummings’i okurken buna ihtimam etmeliyiz.

#E. E. Cummings
5 yıl önce