|

Zaman değişse de eskimeyen hayat düsturları

Peygamberimizin hadislerle teşvik ettiği kırk hadis geleneği ve bunların neşri ilim tarihimizde önemli bir yerde durmaktadır. Bu konuda rivayet edilen hadislerde, kırk hadis derleyen kimseyi Allah’ın âlimler topluluğu arasında dirilteceği, kırk hadîs derleyenlerin şehitlerle birlikte haşredileceği, Hz. Peygamber’in şefaatine nail olacağı ve dilediği cennet kapısından gireceği gibi müjdeler yer alır.

Kamil Büyüker
04:00 - 15/04/2022 Cuma
Güncelleme: 06:39 - 15/04/2022 Cuma
Yeni Şafak
Hak bizi ve cûyâ-yı savab olan olan istikāmet-pîşegânı sırât-ı müstakīmden ayırmasın.
Hak bizi ve cûyâ-yı savab olan olan istikāmet-pîşegânı sırât-ı müstakīmden ayırmasın.

Peygamberimizin hadislerle teşvik ettiği kırk hadis geleneği ve bunların neşri ilim tarihimizde önemli bir yerde durmaktadır. Bu konuda rivayet edilen hadislerde, kırk hadis derleyen kimseyi Allah’ın âlimler topluluğu arasında dirilteceği, kırk hadîs derleyenlerin şehitlerle birlikte haşredileceği, Hz. Peygamber’in şefaatine nail olacağı ve dilediği cennet kapısından gireceği gibi müjdeler yer alır.

KIRK HADİS ZİNCİRİNİN ÖNEMLİ HALKASI

Ketebe Yayınları Kırk Hadis külliyatına önemli bir halkayı daha ekledi. İmam Nevevi’nin derlediği, son devir önemli hadis âlimlerinden Babanzâde Ahmet Naim’in tercümesi ve Asım Cüneyt Köksal ve Ayşe Güler’in yayına hazırlaması ile Kırk Hadis isimli eser kitaplıklarımızdaki yerini aldı.

İmam Nevevi’nin özellikle Riyâzü’s-sâlihîn isimli muhalled eseri ile hemen hemen bu alana ilgili duyan herkesin evine misafir olduğunu biliyoruz. Onun sadece hadis alanında değil, fıkı alanında da önemli bir iz bıraktığı kitabın giriş yazısında belirtiliyor. Nevevi’nin hadis ilmi alanındaki değerini ifade eden şu satırlar önemli: “On binlerce hadîsi ezbere bilen, sahabe döneminden itibaren hadîsleri birbirine aktaran râviler konusunda uzman olan ve böylece güvenilir (sahih) hadîsleri zayıf ve uydurma rivayetlerden kolayca ayırabilen çok güçlü bir hadîs otoritesiydi.” (s.9) Hadis ilmini sadece bir disiplin olarak değil, hayata dönüşen bir ahlak manzumesi olarak idrak edip davranan Nevevi’nin bu eseri el-Erbaûne’n-Neveviyye adıyla ve kırk hadis kitaplarının en meşhur örneği olarak önce İbnü’s-Salâh tarafından yazılan ve dinin esaslarına dair yirmi altı hadîs ihtiva eden el-Ehâdîsü’l- külliyye (dinin temel esaslarını içeren hadîsler) adlı kitapçığa on altı hadîs ilave ederek meydana getirilmiş. Dolayısıyla yayınlanan kitapta kırk iki hadîs yer almakta.

Nevevî, Efendimiz (s.a.v.)’in “Benden duyduklarını iyice öğrenip de duymayanlara aynen nakledenlerin, Allah yüzünü ak etsin.” duasına mazhar olmak için kırk hadîs derlediğini söylemiştir.

BABANZADE’NİN KALEMİNDEN TERCÜME

Kitabı hadis literatürümüz açısından değerli kılan bir diğer husus ise yakın tarihimizin ahlak, felsefe, mantık ve hadis gibi pek çok ilmi disiplinde öne çıkmış âlimlerimizden Babanzâde Ahmet Naim Efendi’nin İslâmî ilimlere dair toplu eserlerinin orijinal hâlleriyle neşrinin ilk halkasını oluşturması. Kitabın girişinde belirtilen bu husus Ahmet Naim Efendi’nin uzun zamandır yeniden neşri beklenen eserlerinin de yayına hazırlandığının müjdesidir. Kitabın girişinde kısa Ahmet Naim biyografisinde belirtildiği üzere Kırk Hadis eserini 1341/1343 yıllarında neşreden mütercimin bu eseri yeniden gözden geçirilerek basılmış. Giriş kısmında yayına hazırlayanların notlarına göre eserin Arapça orijinalinden yola çıkarak tercüme metninde yer alan bazı yazım hatalarını ve isimlerin zabtındaki sehivlerin düzeltilmesi, hadîslerin tahriç ettik, hadîslerin râvileri hakkında kısa ve açıklayıcı notlar konulması yanında Babanzâde’nin muhalled eseri Tecrîd-i Sarih Tercemesi’nde de tercüme ettiği hadîslerin Tecrîd’de yer alan tercümeleri dipnotta verilmiş.

İTİKAT AMEL VE AHLAKA DAİR HADİSLER

Kitapta yer alan hadislerin itikat, amel ve ahlâki düsturları içerdiği görülmektedir. Bu hususta mütercim “Bu ehâdîs-i şerîfe, hâiz oldukları vecâzet-i elfâz ile beraber–câmi‘-i kitab rahmetullahi aleyhin mukaddimede îzâhı vechi ile– i‘tikāden, amelen, ahlâken insanlara rehber-i kemâlât olacak cevâmi‘u’l-kelim-i Ahmediye’dendir” (s.27) demektedir. Mütercim devamında bu hadisleri okuyup, amel edenlerin dünya ve ahirette selamet bulacaklarını, Hakk’a ve Resülüne bağlılıklarının, ictimai hayatlarının düzene gireceğini ifade ediyor. Kitapta yer alan kırkıncı hadisle bu hususu daha müşahhas hale getirebiliriz belki:

İbn Ömer’den (radıyallâhu anhümâ); demiştir ki:

“Resûlullah (sallallâhu aleyhi ve sellem) (bir gün) omzumdan tutup buyurdu ki: ‘Dünyada bir garîb (yabancı) yahut bir yolcu imişsin gibi ol (ve kendini ehl-i kubûrdan say).’” İbn Ömer (radıyallâhu anhümâ): “Akşamladığın vakit sabaha (çıkmaya) muntazır olma. Sabahladığın vakit de akşama (varmaya) muntazır olma. Sıhhatinden istifade edip marazına, hayâtından istifade edip mevtine hazırlık yap.” der idi.” (s.129)

ESKİMEYEN HAYAT DÜSTURLARI

Elbette Rasülüllahın hayat çizgisi olan sünneti, onun yazıya geçirilmiş hadisleri eskimeyen bir hüviyete sahiptir, çünkü haktır. Babanzâde’nin ifadesiyle cemiyet ne kadar değişirse değişsin bu düsturlardan istiğna edilemez.

İmam Nevevi’ye, Babanzâde Ahmet Naim Efendi’ye rahmet niyazıyla ve kitabın girişinde Ahmet Naim Efendi’nin duası ile yazımızı tamamlayalım: “Hak bizi ve cûyâ-yı savab olan olan istikāmet-pîşegânı sırât-ı müstakīmden ayırmasın.”

#İmam Nevevi
#Babanzade Ahmet Naim
#Asım Cüneyt Köksal
2 yıl önce