|

ZAMAN MEKANDAN KOPTU

Mimar tarihçisi Prof. Dr. Uğur Tanyeli, “Mütereddit Modernler” kitabında eski doğruları yeni zamanlara uyarlayan mimarları inceliyor. Sıfır noktasından başlayıp düşünmenin yolu olmadığına değinen Tanyeli, “Mütereddit modernlerin en büyük özelliği genelde birlikte anılan zaman ve mekanı ayırmalarıdır” diyor.

İlker Nuri Öztürk
04:00 - 9/12/2018 Pazar
Güncelleme: 12:14 - 8/12/2018 Cumartesi
Yeni Şafak
Prof. Dr. Uğur Tanyeli
Prof. Dr. Uğur Tanyeli

Zaman geçtikçe modernlik sanattan sosyal hayata, siyasetten modaya her alanda kendine tartışma alanı açmıştır. Mimar ve mimar tarihçisi Prof. Dr. Uğur Tanyeli’nin kaleme aldığı “Mütereddit Modernler – Dünyada ve Türkiye’de Mimari İdeologlar” adlı çalışma farklı coğrafyalardan beş mimarın eserleri ve görüşleri doğrultusunda modernlik kavramını değerlendiriyor. Paul Schmitthenner, Dimitris Pikionis, Hassan Fathy, Sedad Hakkı Eldem, Charles Correa’nın yer aldığı kitap, Işık Üniversitesi Yayınları arasından çıktı. Modernitenin her doğruyu tartışmaya açtığını söyleyen Tanyeli’den mütereddit modernleri, imar barışını, Turgut Cansever’i, kapitalizm ve mimarinin ilişkisini dinledik.

Kitaptaki mimarların ortak özellikleri nedir?

Modern dünyada değişiriz ve bunun farkındayız. Geçmişte değiştiğimizi değil, bozulduğumuzu düşünürdük. Dünyayla yüzleşmek için kullandığımız güzergahlardan biri de bir anlamda değişimi inkar eder gibi gözükürken aslında modernliği içselleştirmektir. Mütereddit modernler de bunu yaparlar. Bu mimarlar “doğru”nun geçmişte zaten varılmış bir durum olduğunu ve hâlâ o doğrunun geçerli olduğuna inanırlar. Dünya ne kadar değişirse değişsin hakikat değişmez şeklinde düşünürler. Ancak mütereddit ve tereddütsüz modernlik diye bir karşıtlık düşünmek de yanlış olur. Hepimiz bazen mütereddit modern oluruz bazen tereddütsüz modern. Hiç kimse mutlak mütereddit olmaz.


TÜRK EVİ ZATEN MODERNDİR
Mütereddit eserlere örnek verebilir misiniz?

Mütereddit modern yapılarda ilk bakışta inşa edildiği çağı tayin edemeyeceğimiz bir mimari anlayış söz konusu. Mimar Pikionis, 19. yy’da yapılmış yapıların yıkım atıklarıyla 20. yy’da sanki arkeolojik bir sit alanı gibi gözüken Filopappos Tepesi Parkı’nı yaptı. Mimar Turgut Cansever’in Sualtı Arkeoloji Müzesi, Bodrum’da sanki orada yüzyıldır hep varmış gibi duruyor ama 2000’lerde inşa edilmiş. Antalya’daki Karakaş Camii beylik dönemine ait görünse de yakın zamanda yapılmıştır. Sedad Hakkı Eldem’in Türk evi esinli evler yapma iddiası vardı. Türk evi zaten moderndir derdi.

Mütereddit modernler
zaman ve mekanı ayırıyorlar diyebilir miyiz?

Evet mütereddit modernlerin en belirgin özelliği genelde birlikte anılan zaman ve mekanı birbirlerinden yalıtmayı denemeleridir. Zaman-mekan bağını inkâr ederler. Zamanı unutmak isterler. Müteredditlerin özelliği bir zamanlar doğru olan bu çağda da doğru, bu çağda doğru olan zaten geçmişte de doğruydu diye düşünmeleridir. Ancak gerçekte tabii ki böyle değildir. Doğrular da sürekli değişir. Müteredditlerse zaman-mekan bağını kopartırlar. Bizden önce düşünülmüşler sayesinde düşünürüz. Ancak, onları aynen yineleyerek değil, bazen yorumlayarak, bazen reddederek, bazen çarpıtarak düşünürüz. Sıfır noktasından başlayıp düşünmenin yolu yok. Düşünce biçimimiz zaman-mekan bağlamına yerleşir.

Coğrafyanın mimariye etkilerini Bakırköy taş ocakları örneğinde görebiliyor muyuz?

Hayır, Bakırköy’de çıkartılan taşlardan Süleymaniye yapılıyordu ama Bakırköy’deki evler ahşaptı. 16. yy’da zaten mütereddit modern diye bir kavram yok, ona benzer bir tahayyül de yok. Coğrafyaya bağımlı bir mimarlık yapalım savı mütereddit modern bir iddia. Kitapta yer alan mimar Hassan Fathy böyle düşünüyordu.

DOĞRULAR TARTIŞILMALI
Kitap bugüne ne söylüyor?

Türkiye’de genelde tek bir doğru güzergah olduğuna inanırız ama gerçekte birçok farklı güzergah vardır. Mütereddit modernlik de güzergahlardan biri. Diğerlerinden ne daha doğru ne daha yanlış. Ben sadece böyle bir yolun varlığına işaret ettim. Yolların çoğul olduğunu görelim, asıl mesele bu. Bir doğru yok, çok doğru var.

Günümüzde modernitenin kodları var mıdır?

Modernite, her türlü kodun tartışmalı olduğu dünya demektir. Her doğru tartışılmalıdır. Ne akla geliyorsa hepsini tartışırız. Yasak koyma ve kod tanımlama hâli moderniteyle o nedenle uzlaşmaz.

Aidiyeti de reddediyor o halde?

Tabii ki, modern dünyada aidiyetinize de siz karar verirsiniz. Ne olmak istediğinize başkaları karar vermez.

KAPİTALİST ÜRETİM
MİMARİNİN TEMELİDİR
Türkiye’de mimariyi yönlendiren etken nedir?

Sayısız yönlendiren var. Bir taraftan bakarsanız merkezi yönetim yönlendirmeye çalışıyor. Öteki tarafta kapitalist üretim ilişkileri yönlendirir. Çok güçlü olanı kuşkusuz ikincisidir. Çünkü mimarlığın temelini oluşturan şey bugünkü düzen içinde kapitalist üretim ilişkileridir. Yapıda değer, projede değer, kirada, içini yaptırdığınızda değer... Dolayısıyla tereddütsüz şekilde kapitalist üretim ilişkileri üzerinden gidilir.

Ya kural yanlış
ya davranış

İmar barışı hakkında ne düşünüyorsunuz? Olumlu ve olumsuz etkisi ne olacaktır? Sürekli biçimde kendi koyduğumuz kuralları çiğnemek suretiyle eylemde bulunuyoruz. Doğru yöntem şudur, sürekli aynı kural çiğneniyorsa kuralı değiştirirsin. Hem kuralı kabul edip hem sürekli affetmek devleti yaramaz çocuğunu affeden baba konumuna getiriyor. Ya kural yanlış ya da davranış. Bence ikisi de yanlış. Düşünmeye başlamak için herkes kendi sorumluluğunu bilmelidir.

Cansever de mütereddit modern
Turgut Cansever üzerine hacimli bir çalışmanız bulunuyor. Onun modernliğini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Mütereddit modernlerden biriydi bence. Koca bir kitap yazdım onunla ilgili. Ancak Cansever bu kitapta yer almıyor. Aynı şeyleri tekrarlamak istemedim, bu nedenle kitapta yok. Onun inancı şuydu: 16. yy’da doğru olan bu çağda da doğrudur. 19. yy’da Bursa’daki evlerde de standardizasyon vardı, bugün de var. İnsanlar geçmişte evlerinin nasıl olacağına toplumsal uzlaşmayla karar verirdi. Oysa, standardizasyon, toplumsal uzlaşma vs. hepsi modern kavramlar. Turgut Cansever genelde böyle olduğunu görmek istemezdi.


#Uğur Tanyeli
5 yıl önce