|

Bir ironinin öyküsü

Sertel ailesi birarada. Soldan: Yıldız Sertel, Zekeriya Sertel, Sabiha Sertel.Yıldız Sertel, Cumhuriyet, Akşam ve Tanin gazeteleri tarafından kışkırtılan elleri baltalı, balyozlu kalabalıkların 'saldırya geçtiğini ve Sertelleri linç etmek istediklerini yazıyor.

.
00:00 - 5/12/1999 Pazar
Güncelleme: 12:13 - 26/12/2013 Perşembe
Yeni Şafak
Bir ironinin öyküsü
Bir ironinin öyküsü

Dün, Tan gazetesinin yakılmasının 54. yıldönümüydü. Sertel Gazetecilik Vakfı tarafından çeşitli gazetecilere Sertel Demokrasi Ödülleri verildi. Vakfın birinciliğe layık gördüğü gazeteci, bombalı bir suikast sonucu hayatını kaybeden Cumhuriyet gazetesi yazarı Prof. A. Taner Kışlalı'ydı. Kışlalı'nın, laik ve demokratik cumhuriyeti savunan yazılardan ötürü bu ödüle layık bulunduğu açıklandı. Ödül töreninin Zekeriya ve Sabiha Sertel'in sahibi olduğu Tan gazetesi matbasının basılarak yakıldığı 4 Aralık gününe rast getirilmesi dikkat çekiciydi. Buraya kadar her şey normal...

Cumhuriyet gerçekleri saptırıyor

3 Aralık tarihli Cumhuriyet gazetesinde ödül töreni ile ilgili olarak yeralan haberde, 4 Aralık 1945 günü, Tan gazetesinin demokrasi düşmanları tarafından yaktırılmasının 54. yıldönümü olduğu vurgulanarak, gazetenin faşist mihver devletlerini destekleyen sağ basının kışkıtmaları sonucu faşist öğrenciler tarafından basıldığı belirtiliyor. Zekeriya-Sabiha Sertel çiftini yaşamları boyunca yurt dışında barınmaya mahkum eden Tan gazetesinın 4 Aralık 1945 günü basılmasından önceki Cumhuriyet gazetesi nüshalarına göz gezdirenler, bu "Cumhuriyet" çarpıtmasını açık bir şekilde görecektir. Sertel Gazetecilik Vakfı Başkanı Yıldız Sertel'in (Zekeriya-Sabiha Sertel'in kızı), bu ironik ödül törenini 4 Aralık tarihine denk düşürmesi, bir tesadüf mü?

Gençleri Tan'a karşı kim kışkırttı?

Kimi gerçekleri, önceki gün Gazeteciler Cemiyeti'nin çıkardığı Bizim Gazete'de 'Sertellerin Dramı'nı yazan Yıldız Sertel'in kaleminden öğrenmek mümkün. Öte yandan, Tan Baskını ile ilgili olarak, Tarih Vakfı Yurt Yayınları'ndan yayınlanan Üniversitede Cadı Kazanı (1948 DTCF tasfiyesi ve Pertev Naili Boratv'ın Müdafaası) isimli kitabta da ilginç anekdotlar yer alıyor. Bu kitapta, Tan Matbaası ve diğer solcu dergi ve kitabevlerinin basılmasının arka-planı ile Behice Boran, Niyazi Berkes ve Pertev Naili Boratav'ın, dönemin CHP iktidarı tarafından üniversiteden tasfiye edilmelerine ilişkin çok önemli bilgiler yer alıyor. Kitapta, oğlu Prof. Korkut Boratav ile yaptığı söyleşide ünlü halkbilimci Prof. Pertev Naili bizzat tanık olduğu hatıralarını ve gözlemlerini aktarıyor. Pertev Naili ve Niyazi Berkes de Serteller gibi yurtdışında yaşamak zorunda kaldılar, bilimsel çalışmalarını Türkiye dışında sürdürdüler ve yine yaşamlarına Türkiye dışında veda ettiler. Zekerya Sertel, Bakü'de, Sabiha Sertel ve Pertev Naili Boratav Paris'te öldü. Yıldız Sertel, Bizim Gazete'deki yazısında, Cumhuriyet, Akşam ve Tanin gazeteleri tarafından kışkırtılan elleri baltalı, balyozlu kalabalıkların 'Kahrolsun Serteler, kahrolsun Komünizm' sloganlarıyla saldırya geçtiklerini ve Sertelleri linç etmek istediklerini yazıyor. Sertel, bu saldırıda, savaş sonunda CHP içinde beliren, Bayar ve Menderes'in başkanlığındaki muhalefetin Tan gazetesi tarafından desteklenmesinin rol oynadiğını belirtiyor; olayın faillerinin yakalanmaması dolayısıyla, saldırının siyasi iktidar (CHP) tarafından örgütlendiğini savlıyor. Sertel, ikinci dünya savaşı boyunca Tan gazetesinin Nazi Almanyasını destekleyen gazetelerle polemiğe giriştiğini, basında önemli düşmanlar kazandığını yazıyor. Sertel, bu gazetelerin Tan'ın demokrasi savaşımını, Tan'ın anarşi ve komünizmi istediği şeklinde gösterdiklerini belirtiyor. Sertel yazısının sonunda, Sertellerin bir daha gazete çıkaramadıkları gibi, ömürlerinin geri kalanını yurt dışında, yurt hasreti içinde geçirdiklerini vurguluyor.

Tan'ın suçu DP'yi desteklemek

Yıldız Sertel'in sözünü ettiği gazetelerin başında Cumhuriyet gazetesi yer alıyor. Sertel'in verdiği bilgiler Pertev Naili Boratav tarafından da ifade ediliyor. Üniversite'de Cadı Kazanı isimli kitapta Boratav, Demokrat Parti'nin solcu aydınlar tarafından desteklendiğini, Sol ile demokratlar arasında bir birlik oluşturulması için Sertellerin yanısıra Cami Baykurt, Sabahattin Ali ve Mehmet Ali Aybar'ın da önemli bir rol oynadığını aktarıyor. Kitabın dipnotlarında Mete Çetik, gençlerin Tan gazetesini Halk Partisi İstanbul Teşkilatının kışkırtmasıyla gerçekleştirdiklerine değiniyor. Bu dipnotlara göre, 4 aralık 1945 tarihli Cumhuriyet gazetesi'ndeki bir yorumun en kışkırtıcı yayın. Yine dipnotlarda, 3 Aralık tarihli Cumhuriyet'te: "Gençler okumayınız. Bu mecmua komünisttir" manşeti atılırken, 4 Aralık tarihli Cumhuriyet'te: "Bizim yoldaşlar nihayet maskelerini attılar" başlıklı haberdeki fotoğrafta, Görüşler dergisinin G'sinin orta çıkıntısı bir parmakla kapatılıp harf tersine çevrilir. Ortaya sözde bir orak çıkar. Ve can alıcı bir soru: "Ya bunun çekici nerede?" Bu olaydan 11 gün sonra Ankara Dil Tarih Coğrafya Fakültesi'nde görevli solcu öğretim üyeleri Pertev Naili Boratav, Niyazi Berkes ve Behice Boran, görülen lüzum üzerine Milli Eğitim Bakanlığı emrine alınarak haklarında soruşturma açılır.

Cumhuriyetin Nazi hayranlığı

Cumhuriyet o dönemde Nazi Almanyasını destekler. Bu, Almanların yenilgisinin iyice belinginleşmesine dek sürer. Yunus Nadi'nin Alman sevgisinin geçmişe dayandığı, Alman Dışişleri Arşivlerinde bir araştırma yapan bilimadamı Prof. Nevzat Gözaydın tarafından 1999 yılında ortaya çıkarılır. Gözaydın'ın günışığına çıkardığı bir belgeye göre, 1924 yılında CHP Milletvekili ve Cumhuriyet gazetesi sahibi Yunus Nadi'nin halı tüccarı olan kayınbiraderi Sabur Sami için Alman Büyükelçiliği'ne başvurarak, o dönemde kimseye sağlanmayan bir imtiyaz talebinde bulunuyor. Alman Büyükelçiliği yazışmalarında bu talebin karşılığında Yunus Nadi'nin çeşitli hizmetlerde bulunacağı belirtiliyor!..


24 yıl önce