İstanbul Medeniyet Üniversitesi Medeniyet Araştırmaları Merkezi tarafından düzenlenen Uluslararası Medeniyet Kongresi dün başladı. Üç gün devam edecek olan kongrenin ilk gününde medeniyetin evrenselliği ve yerelliği masaya yatırıldı. Çin entelektüel tarihi üzerine uzun zamandır araştırmalar yapan, BM bünyesinde de Medeniyetler Arası Diyalogu Geliştirme faaliyetlerinde görevli olan tarihçi filozof Prof. Dr. Tu Weiming, daha önce Kofi Annan'ın BM bünyesinde yaptığı bir konuşmada değindiği 'altın kural'a dikkat çekti. Weiming'e göre o 'altın kural' birçok kültürde deyimleşmiş olan 'Kendine yapılmasını istemediğini başkasına yapma' kuralı. Bunun tersinden böyle olmayacağını, 'benim için iyi olan başkaları için de iyidir' şeklinde düşünmenin iletişimin engelleyici faktörü olduğunu ifade etti.
Prof. Weiming, uzun yıllardır çalıştığı medeniyetler diyalogu başlığını kendisine misyon olarak benimsediğini ifade ettiği konuşmasında, hızla küreselleşen dünyada hepimizi bekleyen gerçek tehlikeye de temas ediyor. Weiming, 'Ekonomide küreselleşiyoruz ancak kültürel küreselleşme kültürel çeşitliliği baltalıyor. Yani küreselleşme aslında tek tipleştiriyor bizi. Tabi ki devam eden bir süreçtir küreselleşme ama yerel olana dikkat etmemiz gerekir. Küreselleşme aslında modernleşme değil, modernleşmeyi getirmiyor. Aslında çok karmaşık bir süreç. 21. Yüzyılda yerelleşme, yerel olmak çok önemli bir durum. Ama küresel bir yerelleşmeden bahsediyorum. Kültürel bakış açısıyla şunu söyleyebilirim, dünyada kesinlikle çok kültürlü bir yapı olmak zorunda. Küreselleşmenin geleceğine baktığımızda kesinlikle çok kültürlü olabileceğini öngörebiliriz' diyor.
'Kültürel çeşitlilik kesinlikle göz ardı edilemez' diyen Weiming, 'Yeni Hümanizm' adı verilen kavramın 21. Yüzyılın etik kodunu oluştururken kullanabileceğimiz bir kavram olduğunu belirtiyor. Hem kalbimizi hem de aklımızı ortaya koymamız gerektiğini ifade eden Weiming, 'Sıradan insanların hayatlarına dokunabilecek bir medeniyetler arası diyalog oluşturmamız lazım. Diyalogun amacı karşı tarafı dönüştürmek değil, onu bir şeye zorlamak değil, kendi söylediğinin doğru olduğunu ifade etmek değil. Her şeyden önce karşı tarafı dinleyeceğiz. Bunun için de önce ufkumuzu geliştirmemiz gerekiyor' yorumunu yapıyor.
