Gaziantep Savunması'nın muhteşem icadı olarak bilinen 'tak tak' aleti, Gaziantep Savunması'nın kahramanlarından Tüfekçi Yusuf Usta tarafından cephe gerisinde kalan kadınların canlarını ve mallarını korumaları için icat edildi. Basit bir tahta ve dişli düzeneği sayesinde silah sesi çıkaran alet, onlarca kadın tarafında çevrildiğinde bir ordu sesi kadar ses çıkartıp Fransız askerlerinin korkmasını sağlayarak; Gaziantep Savunması'nda çok önemli bir rol üstlendi.
'Tak tak' aletini, Gaziantep Savunması'ndan 95 yıl sonra Savaş Müzesi'nde görüp aletten çok etkilenen ahşap ustası Mehmet Başaran yeniden yaptı. Başaran, bu aletin Gaziantep Savunması'nda çok önemli bir yeri olduğunu ve Antep'e saldıran Fransız askerlerini korkutarak geri püskürttüğünü söyledi. Ahşap ustası Başaran, "Gaziantep Yaşayan Müze Gümrük Hanı'nda ahşap işleri ile uğraşıyorum. Bu 'tak tak' aletidir. Gaziantep Savunması'nda Fransızları korkutmak amacıyla kadınların kullandıkları makineli tüfek sesi çıkartan bir alettir. Komple ahşaptan ve dişli sisteminden oluşan bir alettir. Dişlilerin tahtanın üzerine sert vurması şeklinde silah sesi çıkartıyor. İstenildiğinde seri şekilde veya tek tek silah sesi çıkartacak şekilde kullanılabiliyor. Bu ses sayesinde Fransız askerleri Anteplilerde silah var zannediyor. Genelde bayanlar kullanmışlardır bunu" dedi.
Fransız askerlerinin, bu alet sayesinde Anteplilerin bu kadar silahı nereden bulduklarına şaşırdıklarını kaydeden Başaran, "Fransız askerleri bu sesi duyunca hayrete düşüyorlar; 'Gazianteplilerde, Türklerde bu kadar tüfek yoktu. Bu kadar makineli tüfek nereden çıktı' diyerek. Erkekler cephede savaşırken, kadınlar da mallarını ve canlarını bu şekilde korumuşlardır. Cephane sıkıntısı olduğu için Tüfekçi Yusuf Usta tarafından bulunmuş bir alettir. 95 yıl sonra Kurtuluş Savaşı'ndan sonra ilk ben yaptım" diye konuştu.
Tak takın şimdilerde turistik amaçlı kullanıldığını aktaran Başaran, "Geçmiş zamanda Gaziantep'in nasıl memleket savunması yaptığını anlatmaya çalışıyoruz. Gelecek nesillere bunları aktarmaya çalışıyoruz. Aynı zamanda da her evde bir tane bulundurulmasını istiyoruz ki bizden sora gelecek olan nesillere aktarılabilsin. Gelenler, görenler şaşırıyorlar. Hayrete düşüyorlar. Bu ne işe yarar diyerekten soruyorlar. Bilmiyorlar. Sadece ses çıkartan bir alet olduğunu sanıyorlar. Ama biz bunun hikayesini anlattığımızda gerçekten hayrete düşüyorlar. Hikayeyi dinleyenler toprakların kolay kazanılmadığını anlıyorlar" ifadelerini kullandı.
