|

Sevginin modası geçmez

Bir sabah gazeteleri gözden geçirirken acı haberle karşılaşmayalım mı? Orhan Seyfi bey ebedî âleme göçetmişti. Ali Nihad hoca, sanki şairin göç niyetini sezmiş gibiydi...

.
00:00 - 11/11/1999 Perşembe
Güncelleme: 10:42 - 23/12/2013 Pazartesi
Yeni Şafak
Sevginin modası geçmez
Sevginin modası geçmez

Son Havadis gazetesinde ben hem eğitime dile, kültüre dair makaleler yazıyorum, hem de röportajlar neşrediyorum. Orhan Seyfi Orhon üstadımız ise, hem Adalet Partisi milletvekilliği görevinde, hem de Adalet Partisi'nin yayın organı Son Havadis'te fıkra muharrirliği, bugünkü deyimiyle köşe yazarlığı yapıyor. Sık sık odasına uğrar sohbetinden, fikir ve görüşlerinden istifade ederdim. Yine birgün yanına girdim... Dereden tepeden konuşurken birden aklım şâirin şiirlerine takıldı. Ezberimde olan ve "Ey benim güzel kuşum,

Anladım ki dün akşam,

Artık unutulmuşum!..

Beyhûdedir ne yapsam..

Hattâ sana desem ki

Bence yine evvelki

Evvelki güzel kuşsun

Mademki unutmuşsun

Doğrusu gücenmedim

Unutmuş beni dedim

Olur ya, olamaz mı?

Unutulanlar az mı?"

diye devam eden güzel şiirini okumaya başladım. Şair, bir hayli duygulandı ve:

"Osman Bey, dedi, hâlâ böyle şeylerden hoşlananlar var mı?"

"Ne demek üstadım, gerçek şiirden anlayanlar ve onu gerçekten sevenler için o sevginin ve o şiirin modası geçebilir mi hiç!.."

Sözlerimden memnun olmuş ve o ileri yaşta şiir güzelliğinin ve şiir atmosferinin sıcak havasına bürünmüş olarak şiire dair bir hayli konuşmuştu. Rahmetli 1969 seçimlerinde milletvekili olamamıştı. Ama siyasilerden ve siyaset mekânlarından da kopamamıştı. Büyükadada Anadolu Kulübü'nde kalıyordu. Birgün Ali Nihad Tarlan Hocamız: "Osman Bey, dedi, Orhan Seyfi Bey'den randevu alarak kendisini bir ziyaret edelim" dedi. Adayı telefonla aradım. Bir salı günü saat 15 sularında buluşmayı kararlaştırdık. O gün, aksilik bu ya, benim çok önemli bir işim çıktığı için gidemedik ve yine telefonla itizar beyan ettik. Rahmetli şâir: "Osman Bey, dedi, ben hep Anadolu Kulübü'ndeyim, ne zaman isterseniz buyurun, sizi bekliyorum."

Aradan günler geçti. Ali Nihad Beyle buluşup da Ada ziyaretini gerçekleştirmek bir türlü kısmet olmadı... Bir sabah gazeteleri gözden geçirirken acı haberle karşılaşmayalım mı? Orhan Seyfi Bey ebedî âleme göçetmişti. Ali Nihad Hoca, sanki şâirin göç niyetini sezmiş de son bir defa görüşmek isteğinde bulunmuş gibi geldi bana. O da boş bir adam değildi. Hem bir Bektaşî babası hem de Mevlâna ve Hacı Bayram Velî yollarının bir yolcusu olduğunu işitiyordum. Sık sık derdi ki: "Beyler, iyi şeyler olacağını düşünün ve iyi şeyler olacağını söyleyin; çünkü, düşüncelerin ve sözlerin gerçekleşme kaabiliyeti vardır." Divan Edebiyatı metinler şerhinin Türkiye'de ve dünyada mevcud en yetkili uzmanıydı. Üstelik ruhiyatı ve felsefeyi iyi bilirdi. Arapçaya Farsçaya adamakıllı hâkimdi. Fuad Köprülü'nün Farsçasını beğenmezdi. Aynı zamanda iyi bir şâir ve ondan da üstün bir naşir idi. Arkotik neşir vadisinde yazdıkları lirik birer şiir değerindedir. Bu iki güzel insana Yüce Tanrıdan rahmetler dileyelim. Eğer kendi menfaatimizi düşünürsek eserlerini alıcı gözle okuyalım ve okutalım...


24 yıl önce