|

Vefatının 24. Yılında Arif Nihad Asya Asya hâlâ rüzgâr bekliyor

Osman Akkuşak
00:00 - 5/01/2000 Çarşamba
Güncelleme: 17:07 - 30/12/2013 Pazartesi
Yeni Şafak
Vefatının 24. Yılında Arif Nihad Asya  Asya hâlâ r
Vefatının 24. Yılında Arif Nihad Asya Asya hâlâ r

Rahmetli Ali Nihad Tarlan'ın Bostancı hizasındaki "Kartallı Köşk"ünde "Türk dilini koruma ve geliştirme cemiyeti"nin idare heyeti toplantısını yaptık. İdare heyetinde Prof. Osman Turan, Prof. Faruk Kadri Timurtaş, tarihçi Mithat Sertoğlu, eski valilerden Arif Dündar, Prof. İbrahim Kafesoğlu, Prof. Nihad Çetin ve daha bazı ilim adamı, gazeteci ve aydın bulunuyordu.. Ali Nihad Tarlan, cemiyetin başkanı, ben de genel sekreteriyim. 15 günde bir yaptığımız toplantılardan sonra, akşam yemeklerinde beraber olmak rahmetlinin bir âdeti ve dayatması idi... O gün dile getirilen mevzûlar arasında bir ara Arif Nihad Asya'nın adı geçti. Ali Nihat bey dedi ki: "Arif Nihad Asya büyük bir şâirdir. Hattâ Yahyâ Kemal'den de büyüktür." Bu söz üzerine ben gözlerimi açarak, gizleyemediğim bir hayret içinde sordum: "Hangi bakımdan Yahya Kemal'den üstündür?" "Şi'riyet ve tenevvü' bakımından... Arif Nihad gayet velüddur. Ve bütün şiirleri ve yine birer şiir olan nesirleri, vecizeleri, gerçek bir şiir evsafındadır. Anlam dolu, âhenk dolu, heyecan vereci metin parçalarıdır." "Bu sözleri yazsam imzalar mısınız?" "Elbette!.." O gün Prof. Tarlan'ın imzaladığı cümlenin kayıtlı olduğu sayfa hâlâ dosyamdadır. Türk edebiyatının iki büyük şâirini kıyaslamanın ne derece doğru olduğu hususunda dâima tereddüt ve şüphe içinde bulunmuşumdur. Bugün de öyle düşünüyorum. Edebiyat tarihçisi Nihad Sami Banarlı da Arif Nihad Asya'nın çok yazdığından şikâyet ederdi... Ölümünden üç beş ay evvel Divanyolu'nda karşılaşınca, yakasına yapıştım: "Hocam sizi bırakmam, hem taam etmiş, hem de hasret gidermiş oluruz" dedim. Biraz düşündükten sonra: "O halde bana tâbi olacaksın" dedi. Meğer yemek için başka bir yere dâvetli imiş... Akşam taâmını Devlet Matbaası müdür muavini Metin Somuncu'nun evinde yaptık... Yemek esnasında bir ara, iki kişi kaldığımız sırada kulağıma eğildi: "Osman, dedi, seni kanatlarımın altına almak istiyorum... Hazır mısın?" Rahmetli, Adana Erkek Lisesi'nden edebiyat hocamdı. Mevlevilik ve Bayramiye yollarıyle ilgisini biliyordum. "Hazırım, hocam" dedim. Yemekten sonra izin aldım, o, Somuncu'da misafir kaldı. Yemek görüşmesinden sonra 15 gün mü geçti, bir ay mı, rüyama girdi. "Hani bana söz vermiştin!" dedi. Ne cevap verdiğimi hatırlamıyorum... Belirtmek istediğim şu ki: Arif Nihad Hoca'nın manevi' mertebesi ve tasavvuftaki derecesi bir hayli yüksek olsa gerektir. Güçlü edebiyatçılığı, mükemmel dili, yüksek evsaf'lı şiirleri, vefakârlığı, dostluğu, tevâzuu ve vakârı, başlıca meziyetlerini teşkil ediyordu. 24 yıl evvel bugün, yani 5 Ocak 1975 günü Hakk'a kavuşmuştu... Mevlâ, gani gani rahmet eylesin!..


24 yıl önce