|

İstiklal Marşı Sözleri ve 10 Kıtası: İstiklal Marşı Sözleri, Okunuşu ve Kabulü, Şairi

İstiklal Marşı'nın 10 kıtası ülkemiz için bağımsızlığı temsil etmesi açısından büyük öneme sahiptir. Türkiye Cumhuriyeti’nin ve milletinin bağımsızlığını simgeleyen İstiklal Marşı Mehmet Akif Ersoy tarafından kaleme alınmıştır. İlk 2 kıtası marş olarak söylenen İstiklal Marşı toplamda 10 kıtadır. Mehmet Akif Ersoy'un yazdığı Türkiye ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin milli marşı olan İstiklal Marşı'nın sözleri, bestecisi, anlamları, İstiklal Marşı'nın 10 kıtası haberimizde.

17:30 - 15/06/2022 الأربعاء
Güncelleme: 11:40 - 27/12/2022 الثلاثاء
Yeni Şafak
İstiklal marşı
İstiklal marşı

Türk milletinin bağımsızlığını simgeleyen İstiklal Marşı, Anadolu'da Milli Mücadele'nin devam ettiği sırada Mehmet Akif Ersoy tarafından kaleme alınmış bir şiirdir. İstiklal Marşı şiiri, Mehmet Akif Ersoy'un Kurtuluş Savaşı'nın kazanılacağına olan inancını, Türk askerinin yürekliliğine ve özverisine güvenini, Türk ulusunun bağımsızlığa, Hakk'a, yurduna ve dinine bağlılığını dile getirir. Bu yüzden anlamı ve önemi bizler için oldukça büyüktür. Peki, İstiklal Marşı ne zaman yazılmıştır, sözleri bestesi kime aittir? İşte 10 kıtalık İstiklal Marşı'na dair ayrıntılı bilgiler...

İSTİKLAL MARŞI'NIN 10 KITASI

  • İstiklal Marşı 1. Kıtası
  • Korkma! Sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak,
  • Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak.
  • O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak;
  • O benimdir, o benim milletimindir ancak.
  • İstiklal Marşı 2. Kıtası
  • Çatma, kurban olayım, çehreni ey nazlı hilal!
  • Kahraman ırkıma bir gül; ne bu şiddet, bu celal?
  • Sana olmaz dökülen kanlarımız sonra helal...
  • Hakkıdır, Hakk'a tapan milletimin istiklâl.
  • İstiklal Marşı 3. Kıtası
  • Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım,
  • Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım.
  • Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner, aşarım,
  • Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım.
  • İstiklal Marşı 4. Kıtası
  • Garbın afakını sarmışsa çelik zırhlı duvar,
  • Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var.
  • Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir imanı boğar,
  • “Medeniyet” dediğin tek dişi kalmış canavar?
  • İstiklal Marşı 5. Kıtası
  • Arkadaş! Yurduma alçakları uğratma sakın,
  • Siper et gövdeni, dursun bu hayâsızca akın.
  • Doğacaktır sana vadettiği günler Hakk'ın,
  • Kim bilir, belki yarın belki yarından da yakın.
  • İstiklal Marşı 6. Kıtası
  • Bastığın yerleri “toprak” diyerek geçme, tanı,
  • Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı.
  • Sen şehit oğlusun, incitme, yazıktır atanı,
  • Verme, dünyaları alsan da bu cennet vatanı.
  • İstiklal Marşı 7. Kıtası
  • Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda?
  • Şüheda fışkıracak, toprağı sıksan şüheda.
  • Canı, cananı, bütün varımı alsın da Hüda,
  • Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda.
  • İstiklal Marşı 8. Kıtası
  • Ruhumun senden İlahî, şudur ancak emeli:
  • Değmesin mabedimin göğsüne namahrem eli.
  • Bu ezanlar, ki şehadetleri dinin temeli,
  • Ebedî, yurdumun üstünde benim inlemeli.
  • İstiklal Marşı 9. Kıtası
  • O zaman vecd ile bin secde eder, varsa taşım,
  • Her cerihamdan, İlahî, boşanıp kanlı yaşım,
  • Fışkırır ruhumücerret gibi yerden naaşım,
  • O zaman yükselerek arşa değer belki başım.
  • İstiklal Marşı 10. Kıtası
  • Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilal!
  • Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helal.
  • Ebediyen sana yok, ırkıma yok izmihlal.
  • Hakkıdır, hür yaşamış bayrağımın hürriyet;
  • Hakkıdır, Hakk'a tapan milletimin istiklâl.

İSTİKLAL MARŞI NOTALARI

İSTİKLAL MARŞI BESTECİSİ KİMDİR?

İstiklal Marşı'nı Osman Zeki Güngör bestelemiştir.

İSTİKLAL MARŞI NASIL KABUL EDİLDİ?

Meclis kayıtlarında adı "Burdur milletvekili ve İslam şairi" olarak geçmektedir. Kendi döneminde Millî Eğitim Bakanı Hamdullah Suphi Bey'in ricası üzerine arkadaşı Hasan Basri Bey kendisini ulusal marş yarışmasına katılmaya ikna etti. Konulan 500 liralık ödül nedeniyle başlangıçta katılmayı reddettiği bu yarışmaya, o güne kadar gönderilen şiirlerin hiç biri yeterli bulunmamıştı ve en güzel şiiri Mehmet Âkif'in yazacağı kanısı mecliste hâkimdi.

Mehmet Âkif'in yarışmaya katılmayı kabul etmesi üzerine kimi şairler şiirlerini yarışmadan çektiler. Şairin orduya ithaf ettiği İstiklâl Marşı, 17 Şubat günü Sırât-ı Müstakîm ve Hâkimiyet-i Milliye'de yayımlandı. Hamdullah Suphi Bey tarafından mecliste okunup ayakta dinlendikten sonra 12 Mart 1921 Cumartesi günü saat 17:45'te ulusal marş olarak kabul edildi. Âkif, ödül olarak verilen 500lirayı Hilal-i Ahmer bünyesinde, kadın ve çocuklara iş öğreten ve cepheye elbise diken Darü'l-Mesâî vakfına bağışladı.

Şiirin bestelenmesi için açılan ikinci yarışmaya 24 besteci katılmış, 1924 yılında Ankara'da toplanan seçici kurul, Ali Rıfat Çağatay'ın bestesini kabul etmiştir. Bu beste 1930 yılına kadar çalındıysa da 1930'da değiştirilerek, dönemin Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası Şefi Osman Zeki Üngör'ün 1922'de hazırladığı bugünkü beste yürürlüğe konmuş, toplamda dokuz dörtlük ve bir beşlikten oluşan marşın armonilemesini Edgar Manas, bando düzenlemesini de İhsan Servet Künçer yapmıştır. Üngör'ün yakın dostu Cemal Reşit Rey'le yapılmış olan bir röportajda da kendisinin belirttiğine göre aslında başka bir güfte üzerine yapılmıştır ve İstiklal Marşı olması düşünülerek bestelenmemiştir.

Söz ve melodide yer yer görülen uyum (Prozodi) eksikliğinin esas sebebi de (Örneğin "Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak" mısrası ezgili okunduğunda "şafaklarda" sözcüğü iki müzikal cümle arasında bölünmüştür) budur. Protokol gereği, sadece ilk iki dörtlük beste eşliğinde İstiklâl Marşı olarak söylenmektedir.

MEHMET AKİF ERSOY KİMDİR?

1873 yılında İstabul Fatih'in Sarıgüzel semtinde dünyaya gelen Mehmet Akif Ersoy'a babası Mehmet Tahir Efendi, ebced hesabıyla doğum tarihini belirten “Ragif” adını verdi (hicri 1290) ve vefatına kadar onu bu adla çağırdı. Ancak bu isim, yaygın olmadığı ve güç söylendiği için annesi ve yakın çevresi, daha bilinen bir ad olan “Akif”i kullandılar.

Babası Fatih Medresesi müderrislerinden Mehmet Tahir Efendi, o dönemler Osmanlı Devleti'ne bağlı olan Arnavutluk'un İpek kasabasına bağlı Şuşise Köyü'nden İstanbul'a gelmiş, annesi Emine Cemile Hanım ise Buharalı Mehmet Efendi'nin kızı olarak Samsun'da doğmuştu.

1878 yılında, 4 yaşındayken Fatih'de Emir Buhari Mahalle Mektebi'ne başladı. Burada iki yıl eğitim gördükten sonra Fatih İbtidaisi'ne geçti. Aynı yıl babası ona Arapça dersleri vermeye başladı. Rüştiye’yi yani ortaokulu bitirdikten sonra dönemin gözde okullarından Mekteb-i Mülkiye (Siyasal Bilgiler Fakültesi)’nin âli kısmında bir müddet okudu ancak babasını kaybedince Halkalı’daki Baytar Mekteb-i Âli (Veterinerlik Fakültesi)’ne parasız yatılı olarak girdi ve bu okulu birincilikle bitirdi.

1893 yılında “Ziraat Nezâreti Umur-u Baytâriye Şubesi”nde (Ziraat Bakanlığı Veterinerlik İşleri) göreve başladı. “Umur-u Baytâriye Müdür Muavini”(Veterinerlik İşleri Müdür Yardımcısı) olarak sürdürdüğü görevinden 1913 yılında istifa etti.

1898'de 25 yaşında iken Tophane-i Amire veznedarı Mehmet Emin Bey'in kızı İsmet Hanım ile evlendi. Aynı yıllarda Maarif Dergisi'nde ve Resimli Gazete'de şiir yazıları ve Arapça, Farsça ve Fransızca'dan yaptığı çevirilen yayınlandı.

Baytarlığa başladığı ilk yıllarda bile, mesleğinden çok, şairliği ile tanınan Mehmet Akif, öğretmenlik hayatına 1906’da Halkalı Baytar Mektebi’ne “kitâbet-i resmîye” (resmî yazışma usulü) dersi hocalığı ile başladı. 1908’den sonra ise Edebiyat Fakültesi ile Dârülhilâfe Medresesi’nde “Osmanlı Edebiyatı” hocalığında bulundu.

Mehmet Akif, 1920’de Burdur milletvekili seçildi. 1921 yılında açılan milli marş yarışmasına, “para ödülü almamak” koşuluyla katılmayı kabul etti ve orduya ithaf ettiği şiiri, 12 Mart 1921 günü milli marş olarak kabul edildi. Ödül olarak verilen 500 lirayı Hilal-i Ahmer (Kızılay) bünyesinde, kadın ve çocuklara iş öğreten ve cepheye elbise diken Darü’l-Mesâi Vakfına (İş Evi) bağışladı.

1923 yılında Abbas Halim Paşa’nın daveti üzerine Mısır’a gitti. 1929 - 1936 yılları arasında Kahire’deki “Câmiü’l-Mısriyye” Üniversitesi’nde, Türkçe öğretmenliği yaptı. 17 Haziran 1936’da İstanbul’a dönmeye karar verdi. 27 Aralık 1936 tarihinde hayatını kaybetti ve Edirnekapı Mezarlığı’na defnedildi.

MEHMET AKİF ERSOY'UN ESERLERİ

Şairin Safahat genel adı altında toplanan şiirlerini içeren yedi kitabının ilk yayım tarihleri şöyledir:

Safahat (1911): 44 şiir, 3084 mısra.

Süleymaniye Kürsüsünde (1912): Bir şiir, 1002 mısra.

Hakkın Sesleri (1913): 10 şiir, 482 mısra.

Fatih Kürsüsünde (1914): Bir şiir, 1692 mısra.

Hatıralar (1917): 10 şiir, 1314 mısra.

Asım (1924): Bir şiir, 2292 mısra.

Gölgeler (1933): 41 şiir, 1374 mısra.

MEHMET AKİF ERSOY'UN EVİ

Milli Şairimiz Mehmet Akif Ersoy, İstiklâl Savaşımız sırasında T.B.M.M. Burdur Mebusu iken, kendisine büyük hayranlık duyan Tacettin Şeyhi tarafından selamlık bölümü kendisine tahsis edilen bu evde yaşamış ve İstiklâl Marşı'mızı bu evde yazmıştır.

Bu ev 30 Ekim 1949 tarihinde Şehir Meclisi kararı ile Mehmet Akif Ersoy Evi adını almış ve müzeye dönüştürülmüş ise de bakımsız kalmış ve zamanla harabolmuştur.

Hacettepe Üniversitesi Merkez Kampusu'nun kuruluşu sırasında, Rektör Prof. Dr. İhsan Doğramacı yapının eski durumuna sadık şekilde onarımını sağlamış ve yapı ziyarete açılmıştır.

Yapının geçen yıllar içinde yıpranan kısımlarının yeniden onarılması için Üniversite Rektörlüğü'nün teşebbüsü ile 1982 yılında Kültür Bakanlığı, Vakıflar Genel Müdürlüğü, Türkiye Diyanet Vakfı ve bazı özel şahısların katkıları ile bir fon oluşturulmuş ve binanın onarım ve döşemesi tamamalanarak 27 Aralık 1984 günü yapılan bir törenle yeniden ziyarete açılmıştır.

Mehmet Akif Ersoy Evi, yüksek avlu duvarları ile çevrili olup bahçesine küçük avlu kapısından girilmektedir. Bahçenin ortasında yer alan bina iki katlı ahşap bir Ankara evidir. Üst kata çıkan tahta trabzanlı merdiven boyunca Ersoy'a ait fotoğraflar bulunmaktadır. Üst katta dinlenme ve toplantı odası yer almıştır. Evin en gösterişli alanı olan toplantı odasının tavanı, ortada kalem işleriyle süslü altıgen bir göbek bulunan yöresel Ankara tavanıdır.

Mehmet Akif Ersoy'a ait cep saati, gözlük, tesbih, tüfek ve büyük şairin yüzünün kalıbı müzede teşhir edilen manevi değeri yüksek eserlerdir. Cumartesi-Pazar ve resmi tatiller dışında hergün saat: 10.00-12.00, 14.00-16.00 arasında ziyarete açıktır.

OSMAN ZEKİ ÜNGÖR KİMDİR?

Mehmet Akif Ersoy'un şiirini marş olarak Osman Zeki Güngör bestelemiştir. Osmanlı sarayında ilk Türk kemancısı olarak yetiştirilmiş olan müzisyen; birçok klasik batı müziği bestecisinin keman konçertolarını Türkiye'de çalan ilk Türk kemancıdır.

Bugünkü Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası’nın temelini oluşturan Osmanlı saray orkestrasını yönetmiş; orkestranın ilk defa İstanbul’da halka açık konserler vermesini ve cumhuriyetin ilanından sonra yeni başkent Ankara'daki ilk senfonik konserlerin gerçekleşmesini sağlamıştır.

Cumhuriyetin ilk önemli öğrenim kurumlarından Musiki Muallim Mektebi’nin kuruluşunda büyük emeği geçmiş bir eğitimcidir. Besteci Ekrem Zeki Ün'ün babasıdır.

Osman Zeki Bey, 1921 yılında Mehmet Akif’in şiirinin ulusal marş güftesi olarak seçilmesinden sonra 1922’de Maarif Bakanlığı tarafından düzenlenen beste yarışmasına davet edilen 24 besteciden birisiydi. Kimi anekdotlara göre İstiklâl Marşı’nı, İzmir’in Yunan işgalinden kurtuluşundan sonra bestelemişti . Yarışma seçici kurulu tarafından Osman Zeki Bey'in eseri beşinci seçilirken ; Ali Rıfat Bey’in alaturka usuldeki bestesi birinci seçildi. Ancak 1930 yılında Maarif Bakanlığı'nın resmi kurumlara gönderdiği bir genelge ile uygulamada değişiklik yapıldı ve o güne kadar Ali Rıfat Bey'in bestesi ile seslendirilen güfte; Osman Zeki Bey’in batı tarzı bestesi ile seslendirilmeye başladı; devletin resmi marşı haline geldi.

#istiklal marşı
#istiklal marşı sözleri
#mehmet akif ersoy
#istiklal marşı şairi
#istiklal marşı beste
#istiklal marşu kabulü
#istiklal marşı 10 kıta
٪d سنوات قبل