Modeliniz tanıdığınız ya da tanımadığınız, daha önce çalıştığınız ya da çalışmadığınız birisi olabilir. İstediğiniz kareyi, istediğiniz duyguyu yakalayabilmek için, modelinizle iyi iletişim kurmalısınız. Modelinizi hem rahatlatmalı hem de isteğinizi açık bir dille anlatmalısınız.
Model ile iletişimi yalnızca konuşarak değil, göz teması ya da beden diliyle de kurabilirsiniz. Birbirinizi kolayca anlayabildiğiniz ve en kolay şekilde iletişim kurabildiğiniz modellerle çalışmak, insan içerikli fotoğrafınızın en iyi sonucu vermesine yardımcı olacaktır.
Arka plan her fotoğrafta oldukça önemli bir rol oynamaktadır. Fakat insan içerikli çekimlerde ya da portrelerde, arka plan daha da önemli hale gelmektedir.
Portre ve benzeri çekimlerde, arka planın sade olması önerilmektedir. Aksi takdirde, karışık ya da kalabalık bir arka plan, konunuz olan kişiyi daha az belirgin kılacak bu da muhtemelen sıradan bir fotoğraf olmasına yol açacaktır.
Arka plandaki sadeliğin, fotoğrafın nasıl etkili olmasına yol açabileceğine dair Depositphotos'da bulunan örneklere
göz atabilirsiniz.
Işık bir fotoğrafın vazgeçilmez parçasıdır. Doğru ışığı yakalayabilmek fotoğrafın tüm havasını değiştirir. Bu sebeple, sektörde, sadece ışık ve aksesuarları üzerine çalışan birçok firma da bulunmaktadır.
Her fotoğrafta olduğu gibi, insan fotoğraflarında da, ışıkla ilgili dikkat edilmesi gereken hususlar vardır. Bunlardan biri, ışığın yarattığı gölgelerle ilgilidir. Öğle saatlerinde, özellikle saat 12:00 ila 14:00 arasında, güneş, yer yüzüne çok dik indiğinden, çok sert gölgeler yaratmakta, bu da istenmeyen görüntülere yol açabilmektedir. Gün ışığından faydalanılarak yapılan çekimlerde, güneş ışınlarının daha eğimli geldiği, böylece daha yumuşak gölge görüntülerinin oluştuğu saatlerin tercih edilmesinde fayda vardır.
Bir başka konu ise ters ışık konusudur. Ters ışık, her zaman etkili, kendine baktıran, ilgi çekici fotoğraflar yaratabilmektedir. Fakat insan detayının öne çıkmasını istediğimiz fotoğraflarda, ters ışığın, objenizi karartacağını unutmamak gerekir.
Çekilen fotoğrafın bir portre olduğunu varsayarsak, eğer portrenin yüzünün karanlık değil de, aydınlık çıkması tercih ediliyorsa, ters ışık varken, dolgu flaşıyla, modelinizin yüzünün dengeli bir biçimde aydınlanmasını sağlayabilirsiniz.
Değinilmesi gereken bir başka konu ise, konunuzun, yani modelinizin hareketliliği ve doğru zamanı yakalamak.
İnsan, bir bina ya da cansız bir obje gibi, hareketsiz bir konu olmadığından, en doğru anı yakalamak, zor, bir o kadar da önem taşıyan bir konudur. En etkili anda deklanşöre basıp, hayalinizdeki imaja ulaşmak fotoğrafçının belki de en zor görevidir. Kritik an denen anı yakalamak için olayı ve konunuzu sürekli takip etmeli ve en doğru anda deklanşöre basılmalıdır.
Bebek ve çocuk fotoğrafçılığı bu konuya güzel bir örnek oluşturmaktadır. Bebekler, yetişkin modellerden çok daha hareketlidir, ve ne istediğinizi onlara anlatmak pek de mümkün değildir. Bu yüzden işin çok daha büyük bir kısmı fotoğrafçıya, onun doğru anı gözlemlemesine ve bebekle kurduğu iletişime kalır.
