|

En ahlaksız darbe

Başbakan Erdoğan, 17 Aralık operasyonunu tezgahlayan paralel yapılanmaya en sert cevabı Meclis'ten verdi: Demokrasimize yönelik en büyük, en ahlaksız darbe girişimine tevessül edildi. 17 Aralık, Türkiye'nin demokrasi ve hukuk tarihine kara bir leke olarak geçti.

İlhan Toprak
00:00 - 15/01/2014 الأربعاء
Güncelleme: 23:01 - 14/01/2014 الثلاثاء
Yeni Şafak
En ahlaksız darbe
En ahlaksız darbe

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, hükümete yönelik 17 Aralık komplosunun arkasındaki 'paralel örgüt'e bugüne kadarki en sert tepkisini dün AK Parti'nin Meclis grubunda yaptığı konuşmada verdi. 17 Aralık'ta demokrasiye yönelik en büyük, en ağır ve en ahlaksız darbe girişimine tevessül edildiğini belirten Erdoğan, bunun hukuk tarihine kara bir leke olarak geçtiğini vurguladı. Yargı ve emniyet içinde yerleşik örgütün birkaç yıllık soruşturmayı mahalli seçimlere 3,5 ay kala başlattığına dikkat çeken Erdoğan, 'Daha önce aklınız neredeydi? Bunca zamandır bu adımları niye atmadınız? Demek ki burada niyet apaçık ortada' dedi.

ŞANTAJ ÇETELERİ ACAYİP...

Operasyonun başlamasıyla birlikte ihanet projesi paydaşlarının harekete geçtiğini söyleyen Erdoğan, 'Malum medya sabah saatlerinden itibaren kendilerine servis edilen, gizlilik kaydı olan görüntüleri yayımlamaya başlıyor. Muhalefet partileri, daha meselenin ne olduğu anlaşılmadan hükümete yönelik saldırılara başlıyorlar. Belli sermaye çevreleri harekete geçiyorlar. Şantaj çeteleri acayip çalışıyor, ihanet şebekeleri el ele, birlikteler. Akşam olduğunda adeta soruşturma, sorgu tamamlanıyor, adeta mahkeme süreci tamamlanıyor ve zanlıların tamamı ve onlarla birlikte bakanlarımız, hükümetimiz suçlu ilan ediliyor' ifadelerini kullandı. Başbakan Erdoğan, konuşmasında şunları söyledi:

GÖREV DAĞILIMI YAPILMIŞ

'Her şey hazırlanmış, görev dağılımı yapılmış, kimin nerede duracağı, ne yapacağı, hangi vazifeyi yerine getireceği tek tek belirlenmiş. Sosyal medyada operasyon başlatılmış, yazılı görsel medyada görev dağılımları yapılmış, talimatlar verilmiş, kalemler verilen emirleri kağıda dökmeye başlamış. 17 Aralık sabahından itibaren gelişmeleri son derece soğukkanlılıkla takip ettik. Çünkü bu bizim için ilk değildi. Daha önce de bunları bize yaptılar. Eğer telaşa kapılsaydık bunlara hizmet etmiş olurduk. Tedbirlerimiz çok hızlı şekilde aldık.'

MİLLETİ HESABA KATMADILAR

'Bu tezgahı kuranlar, milletin ferasetini hesaba katmadı. Aziz milletimiz yapılanı gördü ve bu tuzağa karşı tavrını çok net ortaya koydu. Türkiye üzerine kimin ne hesabı varsa bu operasyonun içine dahil ederek, arzularını yerine getirmeye çalıştılar. Seçim öncesinde hükümeti yıpratmaya çalışırken 'Türkiye'nin ekonomisini de alt üst edelim' dediler. 'Faizleri yükseltip eskisi gibi kazanalım', 'Türkiye'nin dış ticaret hamlelerini bozalım', 'Enerji politikalarını sarsalım', '2023 hedeflerini, istikrarını engelleyelim' dediler.'

KİRLİ NİYETLER TEK PAKETTE

'Mavi Marmara'nın, Mısır'da dik duruşun, İran'da, Irak'ta ilkeli dış politikanın, Suriye'de insani tavrın, Filistin'de vicdani itirazın intikamını alalım, dediler. 'Türkiye'nin yükselişini durduralım' 'Çözüm sürecini bozalım, bu ülkede yeniden kan akıtalım' dediler. Bir tek operasyon paketinin içine bütün bu kirli niyetlerini koydular ve o tuzak ayaklarına dolaştı. Şimdi çıkıyorlar bize dış mihrakları soruyorlar. Allah aşkına soruyorum, bu operasyon eğer başarıya ulaşmış olsaydı, darbe girişimi başarıya ulaşmış olsaydı kazanan kim olacaktı? Bu operasyondan Türkiye'nin, aziz milletimizin kazanacağını iddia edecek bir tek aklıselim sahibi bulabilir misiniz? Faiz lobilerinin, silah, savaş ve kaos lobilerinin kazanacağı bir operasyonun yerli olabilme, milli olabilme ihtimali var mı?'

ACIRSANIZ ACINACAK HALE DÜŞERSİNİZ

'17 Aralık'tan bugüne kadar, devletin kurumları içinde nasıl çark kurulduğu, nasıl bir örgütsel yapılanmaya gidildiği net olarak ortaya çıktı. Göreceksiniz, bundan çok daha fazlası ortaya çıkacak. Kim olursa olsun, artık olayın aslı şudur: Acırsanız acınacak hale gelirsiniz. Nasıl bir takiyenın, kokuşmuşluğun, çürümüşlüğün hüküm sürdüğü ortaya çıkacak. Virüs vücuda girmiş, sinsi bir şekilde yerleşmiş, çoğalmış, bir anda vücudu esir almak üzere harekete geçmiş. Ancak bu bünye, kendisini sinsi virüslere teslim edecek kadar zayıf bir bünye değil.'

HAŞHAŞÎNLER'E GEÇİT YOK

'Tarihte de bunları gördük. Büyük Selçuklu Devleti'nde Haşhaşînler denilen gözü dönmüş gizli bir örgütün devlet bünyesini nasıl esir almaya çalıştığını, gerektiğinde düşmanlarla nasıl işbirliğine gittiğini, asırlar önce millet olarak yaşadık ve gördük. Türkiye, bu sinsi virüslere, devlet bünyesini terketmeye yönelik sızıntılara asla geçit vermez, vermeyecektir.'

Başbakan Erdoğan, Ankara'da 317 milyon lira değerindeki 214 eserin açılışını Arena Spor Salonu'nda düzenlenen törenle gerçekleştirdi. Erdoğan, kendisini salona girişinde güllerle karşılayan çocukları sevdi.

HSYK teklifini dondurabiliriz

Başbakan Erdoğan, muhalefetin Anayasa değişikliğini birlikte yapmayı kabul etmesi halinde TBMM Adalet Komisyonu'nda görüşülen HSYK ile ilgili yasa teklifini dondurabileceklerini söyledi. Erdoğan, 'Yeni anayasayadaki çalışmada HSYK belli yere gelmişti. Eğer muhalefet anayasa değişkiliğini beraber yapalım derse, biz yasa teklifini dondururuz, gerekirse Genel Kurul'a indirmeyiz. Bugünkü görüşmeler burada belirleyicidir. Anayasa değişikliği, yasa değişiklinin çok çok ötesinde bir olaydır. Parlamento içinde grupların kendi gücüne göre aynen RTÜK'te olduğu gibi, sayılarına göre HSYK içinde onlar da temsil edilme imkanı bulacaklardır, bulabilirler. Biz bu teklife sıcak bakıyoruz. Böyle bir adımı atabiliriz. Hatta Hakimler Kurulu'nu ayrı, Savcılar Kurulu'nu ayrı planlayabiliriz. Birkaç maddelik anayasa değişikliğini geçirmemiz halinde, yasal düzenleme çalışmasını dondurur ve yolumuza anayasa değişikliğiyle devam ederiz' dedi. Meselenin 'kuvvetler ayrılığı' ya da 'yargı bağımsızlığı'na ilişkin olmadığına dikkat çeken Erdoğan, 'Mesele, yargının bir örgüt tarafından adeta teslim alınarak tarafsızlığını yitirme meselesidir' diye konuştu.

YARGI KİME HESAP VERİR

Başbakan Erdoğan, hesap verecekleri yerin millet olduğunu, yasama ve yürütme organının millete hesap verdiğini kaydederek, şöyle konuştu: 'Yargının hesap vereceği yer neresidir? Allah'tan başka hesap vereceği merci yoktur. Peki gelişmiş ülkeler aynen bizdeki gibi mi? Hayır. Oralarda seçilmişlerin ciddi bir yetkilerinin olduğunu görüyorsunuz. Yargı bağımsızlığı, yargının tarafsızlığını sağladığı için önemlidir. Eğer yargının bir kısmı siyasi operasyonlara hukuk kılıfı giydirmekle meşgulse meselemiz 'yargının tarafsızlığı' meselesidir.'

Kümesten aldık saraya getirdik

Başbakan Erdoğan, hükümeti yolsuzlukla suçlayan hakim-savcılara da seslenerek adliye saraylarının hangi imkanlarla yapıldığını sordu. 'Kümes gibi yerlerde hükmeden hakim ve savcı varken, biz o merdiven arasından çıkardık, getirdik İstanbul Çağlayan'da o dev adalet sarayını yaptık. Anadolu yakasında da aynı şekilde adalet sarayını yaptık. İnsan şöyle bir baktığında, 'Bu sarayları yapıp bize teslim edenler nasıl yolsuzluk şebekesi olur' diye düşünmez mi? Bunlar durup dururken olmadı' diyen Erdoğan, Türkiye'nin AK Parti döneminde dev yatırımlarla tanıştığını hatırlattı. Erdoğan, 'Bunları görmeden, bilmeden veya inadına bu iktidara yolsuzluk yakıştırması yapmak, kusura bakmasınlar ancak olsa olsa ihanetle özdeş olabilir. Ben dürüstlerini tenzih ediyorum, artniyetliler için konuşuyorum. Bu iktidar yolsuzluklara bulaşmış olanlara bunun hesabını sordu, sormaya da devam edecek' şeklinde konuştu.

Tarih onları affetmeyecek

Yargının 'millete rağmen' karar veremeyeceğini vurgulayan Erdoğan, 'Yargı millet adına karar verir, millet için karar verir. Millete rağmen veremez. Yargı milletin seçtiği hükümete, siyasete, Meclis'e, milli iradeye istikamet çizemez, dayatma yapamaz. Yargının içerisinde hukuka saygılı olan yargı mensuplarını tenzih ederim ama ne yazık ki örgüt bağlantılı çalışanları da tarih affetmeyecektir, yetkili kurum ve kurullar affetmeyecektir' diye konuştu.

Üyelerini adeta efsunlamışlar!

Millet değil, mensubu oldukları örgütten emir ve talimat alıyor ve öyle hareket ediyorlar. Uluslararası kirli odakların elinde oyuncak olmuş, maşa olmuş bir örgüt, adeta efsunladığı mensuplarını kendi ülkelerinin aleyhine yönlendiriyor. Siz kimsiniz ki bu ülkenin milletin milli istihbarat teşkilatına karşı düşmanca tutum içine giriyorsunuz? Kamuoyunun gözü önünde suç işleyenler ifadeye çağrılmazken, benim sözlerimi manşete çekti diye gazete yöneticileri ifadeye çağrılıyor. Bir savcı çıkıp sahte ihbarlar üzerinden demokrasiyi katletme, ekonomiyi durdurma, ülkeyi kaosa sürükleme cüretinde bulunabiliyor.

O savcı Reyhanlı'da neredeydi

Paralel örgütün imza attığı operasyonlarla Milli İstihbarat Teşkilatı'na da (MİT) kasttettiğini belirten Başbakan Erdoğan, 'Bu ülkenin milli istihbarat teşkilatı, Suriye'deki Türkmen kardeşlerimize yardım ulaştırmaya çalışıyor, Adana'dan bir savcı bunu engellemek için elinden geleni yapıyor' dedi. Dünyanın hiçbir yerinde bir yargı mensubunun, kendi ülkesinin istihbaratına husumet beslemesine rastlan-mayacağını kaydeden Erdoğan, şunları söyledi:

7 GÜN SONRA ANCA GİDEBİLDİ

'Reyhanlı'daki olaylar olduğu zaman bu beyefendi (savcı), Adana'dan kalkıp Reyhanlı'ya gitmemiştir. 7 günün ardından oraya gitti. 7 gün senin aklın neredeydi? O kadar insanımız şehit edildi, niye gitmedin oraya? Sormazlar mı? Ben buradan hatırlatıyorum, hadi ilgili olanlar bunu incelesinler. Türkiye maalesef bunları yaşadı. Bir savcı Adana'dan kalkıp Hatay'a MİT'in insani yardım operasyonunu engellemek üzere geliyorsa o savcı milli çıkarlara kastetmiştir. Ülkesinin düşmanlarına maşalık etmiştir.'

Fidan'ı tutuklama amaçlandı

Örgütün üst yönetimi ile diğer vatandaşların hassasiyetlerini birbirinden kesinlikle ayırdıklarını ifade eden Erdoğan, 'O başka o başka... Samimi insanlar, samimi gayretlerle fedakarlıkta bulunurken, örgütün üst yönetimindekilerin çok başka amaçlarla bunları istismar ettikleri anlaşılıyor. Biz bu ayırımı hassasiyetle muhafaza ediyoruz. Yıllarca buralarda fedakarca hizmet etmiş samimi kardeşlerimizden oynanan oyunu, kurulan tuzağı görmelerini bekliyoruz' dedi.

BU MİLLET ASLA İZİN VERMEZ

17 Aralık darbe girişiminin birçok sinsi hedefin yanında çözüm sürecini de hedeflediğini kaydeden Başbakan, '17 Aralık darbesinin mimarı olan örgüt, daha önce de MİT'in gayretlerini sabote etmiş, MİT Müsteşarı'nı (Hakan Fidan) tutuklayıp devre dışı bırakma girişiminde bulunmuştur. Kimin ne olduğunu gayet iyi biliyoruz. Eğer biz buna sessiz kalmış olsaydık, benim müsteşarım kimbilir nerede olacaktı? Bu millet çözüm sürecinin sabote edilmesine asla izin vermeyecektir' diye konuştu.

Ne hainler ne casuslar gördük...

Çözüm sürecinin başladığı bir yıldan buyana nice badireyi atlattıklarına dikkat çeken Başbakan Erdoğan, 'Bu alçakça ve haince sabotajları da inşallah hep birlikte aşacağız' dedi. 'Bu millet binlerce yıllık medeniyet birikimi olan bir millettir. Tarihte biz nice hainler gördük, nice ajanlara, nice casuslara, nice gayri milli saldırılara şahit olduk. Bu aziz millet duasıyla, gayretiyle, sarsılmaz imanıyla o saldırıları aşmış ve bugünlere ulaşmıştır' diyen Erdoğan, kurulan tuzakların moralleri bozamayacağını belirtti.

UZAK ASYA HÜKÜMETE DUACI

Başbakan, Pakistan ve Malezya'da dualarla karşılandığını da anlattı. Oralarda şahit olduğu manzaranın coşkusunu arttırdığını dile getiren Erdoğan, 'Biz enerjimizi işte oralardan alıyoruz. Malezya sokaklarında bize hayır duaları eden kardeşlerimizi gördük. Gazze'de, Kahire'de, Halep'te, Saraybosna'da daha nicelerinin hayır duaları ettiğini duyduk. Yalnız değiliz' diye konuştu.


٪d سنوات قبل