|

Sen de oruç kahramanı olabilirsin

Ayşe Sevim’in Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları arasında çıkan Oruç Kahramanları aslında her çocuğun birer kahraman olduğunun altını çiziyor. Sevim, İslam dininde herkese, çamurda doğana da, sarayda doğana da İnsan-ı Kamil olabilme imkânı tanındığını hatırlatarak, “Kitaplarımı sadece hayal gücüme yaslanarak yazmamaya, onları altına koyduğum ilkeler üzerinde yükseltmeye gayret ediyorum” diyor.

Yeni Şafak
19:22 - 13/06/2018 Çarşamba
Güncelleme: 19:34 - 13/06/2018 Çarşamba
Yeni Şafak
​Ayşe Sevim
​Ayşe Sevim

Ramazan ayının ilk günlerinde çocuklar için harika bir kitap yayımlandı: Oruç Kahramanları. Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları arasında çıkan kitap, çocukların çok sevdiği yazarlardan, Ayşe Sevim’in kaleminden. Büyük boy, sert kapak, renkli resimli olan kitap; 7 ve üzeri yaş grubu için hazırlanmış.

Bu şu demek, daha küçük çocuklara kitapla kurdukları ilişki oranına nispeten büyükleri tarafından okunabileceği gibi üst yaş sınırı olmaksızın herkes tarafından da bu eser rahatlıkla ve keyifle okunabilir.

Oruç Kahramanlarında okurlar, Ahmet ve Meryem kardeşlerin yanı sıra rengârenk tüyleri olan, koyun büyüklüğünde kocaman bir kuşla tanışacaklar. Adı da bu zaten Kocaman Kuş. Kitabın ana karakterleri, Kocaman Kuş ile esrarengiz ve bir o kadar da baş döndüren seyahatlere çıkıyorlar. Bu seyahatlerde Ramazan’a dair pek çok bilgi ediniyorlar. Fantastik öğelerle sarmalanmış bu olağanüstü yolculuğu yazarından dinleyelim.

Yeni kitabınız hayırlı olsun. Oruç Kahramanları kitabında çocukları neler bekliyor?

Ramazan’ın herhangi bir ay olmadığını anlatmaya çalıştık. Bu ayın kanatları olduğunu düşünüyorum. Yürüyen insana uçma imkânı veriyor. Ramazan’ın sadece Türkiye’de bizi birleştirmediğini, tüm Müslümanların bu ayda birbirlerine yaklaştıklarını yazdık. Kitapta karakterleri pek de benzemeyen iki kardeş var. Onlarla birlikte Ramazan’la alakalı kavramları öğreniyoruz. Bir de Kafdağı’ndan gelmiş konuşabilen, zamanı gagasıyla ileri yahut geri alabilen kocaman bir kuş var. Tüyleri renklerine göre çeşitli bilgeliklerle dolu olan bir kuş…


Oruç Kahramanlarını çocuklara yönelik diğer Ramazan kitaplarından ayıran özellikler nelerdir?

Bu soruyu benden ziyade okurun yanıtlaması gerektiğine inanıyorum. Kitabımız müfredatı olan bir eser olduğu için –teravih, sahur, zekât, fitre, iftar, vb. kavramları açıklamak durumundayız– bilgi içeriyor. Bu bilgiyi doğrudan vermedik tabi. Belki bu ilk fark olabilir.

SEÇİLMEK DEĞİL HAKKETMEK VARDIR

Herkes Oruç Kahramanı olabilir mi? Bunun için nelere dikkat etmek gerek?

Çocuklarla atölyeler yapıyorum, orada gözlemlediğim bir şey var. “Özel çocuk olmak, seçilmiş olmak” zırvası… Bu kadar insafsız bir ilkeyi Batı başarıyla bizim çocuklarımızın içine nasıl yerleştirdi? Onları tebrik ediyorum. Batıda bu böyledir çünkü… Kimse en alttan dövüşe dövüşe yukarıya çıkamaz. Prensesler prenslere layıktır. Keloğlanla evlenemez. Kişinin özel güçleri varsa bu ona ezelden verilmiştir. Budist felsefesinde de bu vardır. Hâlbuki İslamiyet’te ezelden seçilme sadece Peygamberler için mümkündür. Onun dışındaki herkese, çamurda doğana da, sarayda doğana da İnsan-ı Kamil olabilme imkânı tanınmıştır. Kitaplarımı sadece hayal gücüme yaslanarak yazmamaya, onları altına koyduğum ilkeler üzerinde yükseltmeye gayret ediyorum.Kitapta da bu seçilmişlik zırvasıyla alakalı kısa bir diyalog var. Bu felsefeyi çocuklar için lokma haline getirip fark etmeden ağzına atıyoruz. Kitapta çocuklar Kocaman Kuş’un kendilerine seçilmiş birer çocuk oldukları için geldiklerini sanıyorlar başta mesela… Kocaman Kuş bunu komik buluyor ve her çocuğun özel olduğunu söylüyor. Seçilmişin ne demek olduğunu bilmiyor hatta… Kitapta böyle verdik tabii. Çocukların yutacağı biçimde. Azaltarak. Çok konuştum ama demek istediğim şu “Her çocuk Oruç Kahramanı olabilir.”

KUDÜS BİZİM İÇİN ÖNEMLİ

Kitabınızda karakterler Mekke’ye, Medine’ye, Osmanlı İmparatorluğu dönemine ve Kudüs’e gidiyorlar. Bu yolculukların manası tam olarak nedir?

Yüzü, gözleri yahut dudakları olmadan resmedebilir misiniz? Bu yüzdür demek için lazım gelen her uzvun yerli yerinde olması lazım. Ramazan’ın yüzünü çizmeye gayret ediyorsak Kudüs’ün, Haremeyn’in o eserde yeri olması lazımdı. Ben çocukken Müslümanları aynı safta namaz kılarken düşünemezdim hatırlıyorum. Tevhid edemiyordum zihnimde. Türkiye’de buraya ait bir Müslümanlık, Bosna’da oraya ait bir din, Arabistan da bambaşka bir İslamiyet yaşanılıyordu sanki. Ortak kavramlarımız vardı evet, Kâbe, Kur’an, Peygamber vb. ama aynı dinmiş gibi gelmiyordu bana. Onlar başkaydı biz başkaydık… Nasıl kopmuşuz düşünebiliyor musunuz? Din birliği bir yana, mübarek beldeler bizim devletimizin sınırları içindeydi bir zamanlar bir de. Hac için böyle kura beklemiyorduk yani… :) Amasya’ya nasıl gidersek öyle gidebiliyorduk. Ama 1990’larda çocukluklarını yaşayanlar bu bağlantıyı kuramıyorlardı. Şimdi Müslümanların bir olduğunu yeniden öğrenmemiz gerekiyor. Tevhid hakkında düşünmeliyiz. Bu din tek biçimde yaşanılır, bizim Ortodoksluk, Katoliklik gibi yaralarımız yok. Aynıyız. O yüzden çocukları sadece ülkemizin sınırları içinde tutmadık.

Böyle önemli meseleleri dahi çocuklara en güzel şekilde anlatabilen bir yazar olarak sizce çocuğu nasıl okumak gerek?

Onunla aynı yaşta olduğunu bilmen gerekiyor. Ruhlar aynı yaşta, hepimizin ruhu aynı zamanda yaratıldı, bedenler farklı. O yüzden yazdığım metnin büyükleri de heyecanlandırıyor olması benim için iyi bir kıstas. Açıkçası çocuklarla birlikte benim kitaplarımı okuyan hayli yetişkin de var. İmzaya onlar da geliyor. Çocuğu okumak doğru bir yaklaşım ama önce insanı okumak lazım. Kişi çocuk olsun, yetişkin olsun iyi eserin tadını aslında biliyor. Çünkü mayasında sanatı bilen güzeli bilen ruh var. Allah’ın ona üflediği ruh.

Röportaj: Zeynep Ulviye ÖZKAN

#Oruç Kahramanları
#​Ayşe Sevim
#Ramazan
6 yıl önce