|

Bazen, gerçekleri hiç bilmemek çok daha iyidir

Kanada-Québec'li yönetmen Dennis Villenuve'nin Lübnan asıllı hemşehrisi Wajdi Mouawad'ın büyük başarı kazanmış tiyatro oyunundan beyazperdeye uyarladığı 'İçimdeki Yangın', köklerinden kopmuş Arap asıllı iki Batılı kardeşin, annelerinin son arzusunu yerine getirmek üzere çıktıkları Ortadoğu gezisini anlatan duygu yüklü bir yol hikâyesi...

Ali Murat Güven
00:00 - 30/04/2011 Cumartesi
Güncelleme: 03:34 - 1/05/2011 Pazar
Yeni Şafak
Bazen, gerçekleri hiç bilmemek çok daha iyidir
Bazen, gerçekleri hiç bilmemek çok daha iyidir
alimuratg@yahoo.com

İÇİMDEKİ YANGIN / INCENDIES

Yapım Yılı ve Ülkesi:
2010, Kanada-Fransa ortak yapımı
Ödülleri:
2010 yılı ABD-Akademi Ödülleri'nde Kanada'nın “En İyi Yabancı Dilde Film” Oscar adayıydı. Yanısıra, çeşitli yarışmalardan 11 ödülü ve 1 de ödül adaylığı var.
Türü ve Süresi:
Aile odaklı drama-Yol serüveni / 130 dakika
Gösterim Formatı:
35 mm standart sinema filmi
Perdedeki Resim Oranı:
1.85:1
Yönetmen:
Denis Villeneuve
Senaristler:
(Lübnan asıllı Kanadalı yazar Wajdi Mouawad'ın romanından uyarlamayla)
Denis Villeneuve ve Valérie Beaugrand-Champagne
Görüntü Yönetmeni:
André Turpin
Özgün Müzik Bestecisi:
Grégoire Hetzel
Kurgucu:
Monique Dartonne
Yapım Tasarımcısı:
André-Line Beauparlant
Set Dekoratörleri:
Rana Abboot, Philippe Lord, Amin Charif El Masri, Marie-Soleil Dénommé
Kostüm Tasarımcıları:
Karma Hijjawi, Phaedra Dandaleh
Saç ve Makyaj Tasarımcıları:
Nathalie Garon, André Duval
Oyuncular:
Lubna Azabal (Nawal Marwan), Mélissa Désormeaux-Poulin (Jeanne Marwan), Maxim Gaudette (Simon Marwan), Rémy Girard (Noter Jean Lebel), Abdelghafour El Aziz (Abou Tarek / Ebu Tarık), Allen Altman (Noter Maddad), Mohammed Majd (Chamseddine/Şemsettin), nabil Sawalha (Fahim/Fehim), Baya Belal (Baika), Badar Alami (Nicolas)
İthalatçı Şirketler:
Mars Production-Bir Film
Dağıtıcı Şirket:
M3 Film
İçerik Uyarıları:
Bir kaç bölümünde şiddet ve argo diyaloglar içerdiğinden dolayı, 15 yaşından küçük izleyiciler için uygun bir yapım değildir.
Ailece izlenebilir mi?
/ ŞARTLI EVET
(Ailenin küçük üyelerinin 15 yaşından daha büyük olması şartıyla)
Resmî İnternet Sitesi ve Fragmanı:
Yeni Şafak-Sinema Puanı:
* * *

* * *

FİLMİN KONUSU:
Kanada
'nın, Fransız dili ve kültürünün baskın olduğu yarı-özerk eyaleti
Québec
, günümüz… Bu eyalette yaşayan,
Lübnan-Hıristiyan Arap
asıllı, fakat ata topraklarını o güne kadar hiç görmemiş olan ikiz kardeşler
Jeanne
ve
Simon Marwan
, anneleri
Nawal
'ın ölümüyle sarsılırlar. Cenazenin toprağa verilmesinden sonra noter
Jean Lebel
her iki kardeşi de makâmına davet eder ve annelerinin vasiyetnamesini açarak yüzlerine okur.
Vasiyetname, ikizlerin şimdiye kadar hiç bilmedikleri çok büyük bir sırrı barındırmaktadır. Anneleri, yıllar önce geride bıraktıkları anavatanları
Lübnan
'da üçüncü bir kardeşleri olduğunu açıklayarak, onlara bu kayıp kardeşi bulma görevini vermektedir. Aldıkları haberin ilk şaşkınlığını üzerlerinden atan
Jeanne
ve
Simon
, bu vasiyetin gereğini yerine getirmek üzere,
Ortadoğu
'nun onlar için tam bir bilinmez oluşturan tedirgin edici coğrafyasında, kendilerine acı ve tatlı pek çok sürpriz sunacak olan uzun bir yolculuğa çıkarlar.

* * *

Kanada
sinemasının son yıllarda ortaya koyduğu en önemli yapıtlardan biri olarak geçtiğimiz yıldan bu yana katıldığı yarışma ve festivallerde büyük ses getiren
“İçimdeki Yangın”
, anılan kategorideki bütün sanat filmlerinin başına geldiği gibi
“kör topal”
ülkemizde…
“Kör topal”
diyorum, çünkü bu yapıt da tıpkı geçen haftanın en önemli gösterisi
“Daha İyi Bir Dünyada”
nın başına geldiği üzere ancak çok sınırlı bir kopya sayısıyla (4) ve yalnızca iki büyük kentimizde (Ankara ve İstanbul) gösterime çıkabiliyor.
Susanne Bier
'in yönettiği,
Danimarka
adına katıldığı
2010
yılı Oscar yarışında
“En İyi Yabancı Dilde Film”
ödülünü kazanan
“Daha İyi Bir Dünyada”
, sırf
Ankara
ve
İstanbul
'da, o da toplam
10
kopyayla gösterime girme şansı bulabilmişti.
Kanada
'dan gelen bu kalburüstü film de aynı yarışmada ülkesini temsil etti. Her ne kadar ödülü
Danimarka
'ya kaptırmış olsa da
2010
yılı ortalarından bu yana boy gösterdiği çeşitli yarışmalardan gelen
11
ödülü bulunan bir çalışma
Denis Villeneuve
imzalı
“İçimdeki Yangın”
ve son zamanlarda çekilen bütün nitelikli filmler gibi onun da ülkemizdeki kaderi alabildiğine dar kapsamlı bir gösterim eşliğinde iki-üç haftada piyasadan çekilip gitmek…
Sinema beğenisinin bütünüyle kitsch Türk komedileri ve beyinsiz Amerikan aksiyonlarına teslim olduğu şu son beş yılda o kadar sıklıkla tanık olduğumuz bir
tektipleşme hâli
ki bu… Böylesi bir kültürel yozlaşma karşısında bir sinema yazarı, gönüllüsü ve sevdalısı olarak ancak derin bir çaresizlik içinde dizlerimi dövebiliyorum. Fakat, ithalatçı şirketlerin derdini anlamamak da mümkün değil ki be birader; böyle elit filmleri
80-100 kopyayla
gösterime soksan ne olacak?
5-10 bin
izleyici sayısıyla iki haftada iki seksen yere uzanacaklar ve olan da onca
35 mm
kopya çoğaltım masrafına, salonlardaki müthiş enerji kaybına olacak. Çünkü, artık toplumumuzdan, özellikle de genç izleyici kuşağından
“Kolpaçino”
,
“Recep İvedik”
,
“Kutsal Damacana”
gibi işler dışındaki gösterilere zerrece teveccüh yok!
Kendisi de
Québec
eyaletinden olan
1967
doğumlu yönetmen
Villeneuve
'nin,
Lübnan
asıllı
Kanadalı
yazar
Wajdi Mouawad
'ın “Yangın” (Incendies) adlı popüler bir tiyatro oyunundan uyarladığı bu yapıt, ana akım sinemanın tamamen dışında ilerleyen incelikli bir film dilinin bütün o kendine özgü lezzetlerini bünyesinde fazlasıyla barındırıyor. Beyazperdede gözlerimizin alışık olmadığı yüzlerden samimiyetle bezeli, her ânı duygu yüklü oyunculuklar, Amerikan yol sineması klişelerine hemen hiç başvurmadan kendi özgün çizgisini oluşturan zekice bir anlatım ve yepyeni buluşlarla dolu bir kurgu, özelikle hikâyenin önemli bir bölümünün geçtiği
Ortadoğu-Lübnan
topraklarına birer saygı duruşu mahiyetinde hazırlanmış, bizim de Türkler olarak kulağımızın hayli alışık olduğu
Doğu
'ya ait müzikal tınılar, yine gönüllerimizin her daim yakın durduğu insan yüzleri, caddeler, köyler ve gelenekler…
Her ne kadar
4
kopyayla uğrayabildiği ülkemizde,
“iyi film”
in kokusunu dağ başında bile yakalasa üşenmeyip oralara kadar gitmesini bilen bir avuç gerçek sinemasever haricinde milyonlarca insana asla ulaşamayacak olsa da
8
yeni filmin gösterime sunulduğu kalabalık bir hafta sonunda biz yine nitelikli sinemanın yanındaki genel duruşumuzu bozmadık, bu küçük ve şiirsel başyapıtı inadına manşetimize çıkartmayı tercih ettik. Ola ki bir tek rafine sinemaseverin daha dikkatini çekmeyi başarabiliriz diye…

Yanınızda yörenizdeki bir salonda gösterime sunulmuşsa, kesinlikle kaçırmayın derim.


* * *

YENİ ŞAFAK SİNEMA SAYFASI / YILDIZ PUANLAMA TABLOSU

* * * *
(4 Yıldız)
Sinemanın sanat kimliğini pekiştiren gerçek bir başyapıt… Kaçırmanız gerçekten de yazık olur.
* * * 1/2
(3,5 Yıldız)
Oldukça başarılı bir film. Şartlarınızı zorlamak pahasına mutlaka görmelisiniz.
* * *
(3 Yıldız)
Çoğu bölümüyle sanatsal bir derinlik ve lezzet yakalayabilen, kayıtsız kalınmayacak bir film. Ömrünüzden bir kaç saati vermeye değer…
* * 1/2
(2,5 Yıldız)
Bazı bölümlerinde iyi bir filmin kalite standartlarına erişmeyi başarabiliyor; fakat bir bütün olarak bakıldığında ise sorunlu ve tam olmamış.
* *
(2 Yıldız)
Hiç bir sanatsal değeri ve akılda kalıcılığı yok. Yalnızca zaman öldürmek için tüketilebilir. Ki zamanınıza önem verdiğimiz için bunu da pek önermiyoruz.
* 1/2
(1,5 Yıldız)
Kötü bir film ve neden çekildiğini anlamak zor… Görmemeniz yararınıza olacaktır.
*
(1 Yıldız)
Sinema sanatı adına utanç verici bir gösteri… Arkanıza bakmadan kaçın, sevdiklerinizi de uzak tutun!


13 yıl önce