|

DEMİŞLER Kİ... / KONUK: CECIL B. DeMILLE

Sinema tarihine damgasını vurmuş büyük ustalardan kulaklara küpe olacak sözler...

Ali Murat Güven
00:00 - 11/02/2012 Cumartesi
Güncelleme: 01:55 - 12/02/2012 Pazar
Yeni Şafak
DEMİŞLER Kİ... / KONUK: CECIL B. DeMILLE
DEMİŞLER Kİ... / KONUK: CECIL B. DeMILLE
alimuratg@yahoo.com


- “Sinema demek gişe demektir ve seyirci de gişedeki tercihlerinde her zaman haklıdır. Bu engebeli yolda uzunca bir süre yürümek istiyorsak o kalabalığın kararlarına uyacağız.”

* * *

-
“Ben filmlerimi film eleştirmenleri için değil, doğrudan doğruya halk için yapıyorum. Ayrıca yaptığım her yeni filmde Amerikan halkının damak zevkini tahmin etme iddiasındaki eleştirmenleri bir parça daha boza edebilmeyi hedefliyorum. Filmlerim iş yaptıkça da bu hedefime adım adım ulaşıyorum.”

* * *

- “Bana İncil'den rasgele iki sayfa verin, size görkemli bir tarihsel film çekeyim.”

* * *

-
(Ölümünden bir hafta kadar önce, kendisine gelecek hakkındaki planlarını soran gazeteciye)
“Doğrusu, tam olarak karar veremedim. Ya yeni bir filme başlayacağım, ya da başka bir dünyada uzun bir yolculuğa çıkacağım."

* * *

-
(Hıristiyanlık tarihine ilişkin önemli olayları işleyen gösterişli filmler çekmesine atfen, senaryolarının gerçekdışı masallar anlattığını ileri süren materyalist çevrelere)
“Filmlerim hakkında herhangi bir eleştiri kabul etmiyorum. Çünkü İncil'i ben yazmadım, ayrıca 'günah' denilen şeyi de ben icat etmedim. Ben sadece Tanrı'nın yalancısıyım.”

* * *


-
(Bir filminin setinde, ekibine hitaben)
“Şu anda bana bol bol yağcılık yapmak üzere hepiniz buradasınız ya, dünya üzerinde geri kalan her şey hikâye… Sizleri çok seviyorum!”

* * *

- “Hiç kimsenin bana filmlerimden herhangi birinin yeterince iyi olmadığını söylemesine gerek yoktur. Ben zaten kendi filmimi perdede izlediğimde iyi olmadığını anlarım ve fırsat bulduğumda da onu bir kez daha çekerim.”
(Sinema tarihinde, kendisine ait 4 filmi sonradan yeniden çeken tek yönetmendir. Hele de ilk filmi olan “Beyaz Adam / The Squaw Man”i 1914, 1918 ve 1931'de tam üç kez beyazperdeye uyarlamıştır.)

* * *

Ve bunlar da Cecil B. DeMille'in efsanevî setlerinden Hollywood tarihine kazınmış iki hatıra:

DeMille
, 1
950
'li yıllarda
California Vadisi
'nde son derece kalabalık kadrolu bir savaş sahnesi çekmektedir. Bu yüksek bütçeli sahne ikinci kez tekrarı mümkün olmayan görüntülerle dolu olduğundan, uçsuz bucaksız setin dört bir köşesine dört ayrı
35 mm kamera
kurulmuştur.
DeMille
'in megafondan verdiği komutla çarpışmalar başlar ve set kısa süre içinde toz duman içinde kalır.
Birkaç dakika süren çekimlerden sonra, bir yönetmenin hayatta yaşayabileceği en korkunç durumla karşılaşır usta sinemacı...
Kamera 1
'in içindeki negatif film sıkışmış ve bu açıdan yapılan çekim tamamen devre dışı kalmıştır.
Kamera 2
'nin objektifine hemen yakınlardan geçen bir at tarafından çamur sıçratılmış ve onunla yapılan bütün çekimler de ıskartaya çıkmıştır.
Kamera 3
'ün üzerine ise o hengamede yüksek bir iskele devrilip cihazı kırmıştır.
Üç ayrı kameramandan aldığı kötü haberlerle aklı yerinden çıkacak gibi olan
DeMille
, son bir şansı daha kaldığını hatırlayıp, yakınlardaki bir ağacın üzerine tünemiş durumdaki
Kamera 4
'ün operatörüne megafonuyla seslenir:
“Senin durumun nasıl? Her şey yolunda değil mi?”
Ağaçtaki kameraman
DeMille
'e doğru gayet kendinden emin bir sesle cevap verir:
“Ben başından beri hazırım Üstad, sen tamam dediğinde ânında çekime gireriz!”

* * *

Yine,
1950
'li yıllarda
DeMille
'nin kalabalık kadrolu setlerinden biri… Karizmatik yönetmen, seti dolduran yüzlerce figürana birazdan başlayacak çekimde yapacaklarını en ince ayrıntısına kadar anlatmaktadır. Fakat, konuşurken gözü, ön sıralarda bulunan ve yanındaki arkadaşının kulağına bir şeyler fısıldayıp duran bir kadın figürana takılır. Bunun üzerine konuşmayı keserek
“Sen, geri zekâlı!”
diye kükrer,
“Şimdi bir adım öne çık ve bizlere benim şu anda yaptığım konuşmadan çok daha önemli olan şeyin ne olduğunu söyle! Yanındaki o adama fısır fısır ne anlatıyordun!”
Yediği fırça üzerine kadın figüran öne doğru çıkar,
“Sabahtan beri aralıksız çalışıyoruz ve hepimiz açlıktan kıvranıyoruz. 'Bu acımasız herif ne zaman öğle molası verecek' diyordum efendim”
diye cevaplar soruyu...
Sette o anda buz gibi bir rüzgâr eser.
DeMille
ise aldığı bu
“cesur”
cevap üzerine birkaç saniye duraklar ve sonrasında da elindeki megafonu ağzına götürür:
“Öğle yemeği molası! Bir saat sonra yeniden burada toplanıyoruz!”
* * *

CECIL BLOUNT DeMILLE (12 Ağustos 1881 / 21 Ocak 1959)
Yapımcı, yönetmen, senarist, kurgucu, aktör

Hollywood
'un klasik döneminde,
Tevrat
ve
İncil
odaklı dinsel hikâyelerin en büyük ustası… Ticarî sinemaya inanırdı, ömrü boyunca ticarî sinema yaptı ve sinema tarihinin gelmiş geçmiş en büyük gişe başarılarına imza attı. Bugün ise yaptığı
80
dolayındaki filmden pek çoğu birer
“sanat eseri”
olarak kabul ediliyor.

“Kraliçe Cleopatra”
(Cleopatra, 1934),
“Haçlılar”
(The Crusades, 1935),
“Union Pasifik Hattı”
(Union Pasific, 1939),
“Samson ve Delilah”
(Samson and Delilah, 1949),
“Dünyadaki En Büyük Gösteri”
(The Greatest Show on Earth, 1952),
“On Emir: Hz. Musâ'nın Hikâyesi”
(The Ten Commandments, 1956)

12 yıl önce