|

Erişkin vampirler de tüketildi... Şimdi sıra çocuk vampirlerde!

'Canavar' (Cloverfield) adlı ikinci uzun metrajlı çalışmasıyla 2008 sonlarında bilim-kurgu dünyasında fena sayılmayacak bir rüzgâr estiren J. J. Abrams çetesi üyesi senarist-yönetmen Matt Reeves, İsveç patentli bir korku-gerilim filminin son derece yakın tarihli ve o oranda da gereksiz bir yeniden çevrimiyle Hollywood'un yeni hikâyeler üretmede içine düştüğü kısır döngünün acıklı bir örneğini daha ortaya koyuyor.

Ali Murat Güven
00:00 - 23/07/2011 Cumartesi
Güncelleme: 02:38 - 24/07/2011 Pazar
Yeni Şafak
Erişkin vampirler de tüketildi... Şimdi sıra çocuk
Erişkin vampirler de tüketildi... Şimdi sıra çocuk
alimuratg@yahoo.com

KANIMA GİR (Let Me In)

Yapım Yılı ve Ülkesi:
2010, ABD-İngiltere ortak yapımı
Türü ve Süresi:
Vampirizm odaklı korku-gerilim / 116 dakika
Gösterim Formatı:
35 mm standart sinema filmi
Perdedeki Resim Formatı:
2.35:1
(Genişperde-Widescreen)
Ülkemizde Gösterime Sunulan Kopya Sayısı:
23
Yönetmen:
Matt Reeves
Senaristler:
(İsveçli yazar John Ajvide Lindqvist'in özgün adı “Lat Den Rätte Komma In” olan fantastik romanından ikinci uyarlamayla)
Matt Reeves
Görüntü Yönetmeni:
Greig Fraser
Özgün Müzik Bestecisi:
Michael Giacchino
Kurgucu:
Stan Salfas
Yapım Tasarımcısı:
Ford Wheeler
Sanat Yönetmeni:
Guy Barnes
Set Dekoratörü:
Wendy Barnes
Kostüm Tasarımcısı:
Melissa Bruning
Makyaj Tasarım Ekibi Şefi:
Tarra Day
Saç Tasarım Ekibi Şefi:
JoAnn Stafford-Chaney
Oyuncular:
Kodi-Smith McPhee (Owen), Chloe Moretz (Abby), Richard Jenkins (Abby'nin babası), Cara Buono (Owen'in annesi), Elias Koteas (Dedektif), Sasha Barrese (Virginia), Dylan Mynette (Kenny), Chris Browning (Jack), Ritchie Coster (Bay Zoric), Nicolai Dorian (Donald), Dylan Kenin (Larry)
İthalatçı Şirket:
Medyavizyon Film
Dağıtıcı Şirket:
Medyavizyon Film
İçerik Uyarıları:
Bir kaç bölümünde yüzeysel cinsellik, alkollü içki-sigara kullanımı ve pek çok bölümünde de kanlı şiddet sahnelerine yer verdiğinden dolayı, 18 yaşından küçük izleyiciler için uygun bir yapım değildir.
Ailece izlenebilir mi?
/ HAYIR
Resmî İnternet Sitesi ve Fragmanı:
Yeni Şafak-Sinema Yıldız Puanı:
* *

::::::::::::::::::::::::::::::

FİLMİN KONUSU:
Owen
,
New Mexico
eyaletinin
Los Alamos
kentinde yaşayan
12
yaşındaki bir çocuktur. Okul hayatında epeyce ezik biri olan kahramanımız, kabadayılığa meraklı sınıf arkadaşı
Kenny
ve iki kankası tarafından sık sık itilip kakılmakta, o da okul dışı zamanlarında sürekli olarak bu üçlüden intikam alma hayâlleri kurmaktadır.
Owen
'in çevresindeki en iyi arkadaşı ise yalnızca geceleri ortaya çıkan, kendisiyle apartmanın oyun alanında hoşça vakit geçirdikleri yaşıtı
Abby
'dir. Küçük kız bu sinik akranına sürekli olarak düşmanlarından nasıl intikam alması gerektiğine ilişkin tavsiyelerde bulunmakta,
Owen
Kenny
ve diğer çocuklara karşı şiddet kullanmaya teşvik etmektedir.
Bölgede yaşanan bir dizi ürkütücü cinayetin ardından,
Abby
'nin aslında kendisini çocuk bedeninin ardında perdeleyen yüzlerce yaşında bir vampir olduğu ortaya çıkacaktır. Ona yaşaması için gerekli taze kanı sağlayan kişi de babası görünümündeki hizmetkârıdır.

::::::::::::::::::::::::::::::

Karşımızda, orijinali
İsveç
'e, Kuzey'in bu soğuk ülkesinin kültür iklimine göre yazılmış, tepeden tırnağa
“Avrupalı”
bir popüler roman var. Daha da ötesi, aynı romanın beyazperdeye uyarlama haklarını satın alıp, ondan kendi türü içinde eli yüzü düzgün sayılabilecek bir korku-gerilim kordelası çekmiş İsveçli bir yönetmen ve henüz iki sezon önce ülkemizde de gösterime girmiş olan özgün filmi…
Pekiyi, sinemaseverlere 2000'ler boyunca başta
“Alias”
ve
“Lost”
gibi iki televizyon fenomenini, yanı sıra da
“Canavar”
(Cloverfield),
“Uzay Yolu: Başlangıç”
(Star Trek) ve
“Süper 8 mm”
(Super 8) gibi gösterişli filmler armağan eden
“Bad Robot”
şirketinin patronu,
“dâhi”
sıfatlı yapımcı-senarist-yönetmen
J. J. Abrams
'ın ekibinin has bir üyesi olarak tanıdığımız
Matt Reeves
'in beynindeki bütün yaratıcılık kırıntıları tükendi de kala kala İskandinavya sinemasının ürettiği bu kendi hâlinde korku-gerilim filminin yeniden çevrimine mi kaldı?
“Kanıma Gir”
in (Let Me In), sinemaseverler arasında henüz Avrupalı orijinalinin dumanı tüterken Amerikan-İngiliz ortak malı ikinci versiyonunun piyasaya sürülmesi, ilk anda anlaşılması gerçekten de zor bir durum olarak gözüküyor. Fakat, gerek
Hollywood
'da, gerekse Atlantik'in karşı kıyısındaki
Britanya Sineması
'nda son yıllarda yaşanan büyük
“entelektüel tıkanma”
biraz daha derinlemesine incelendiğinde, bu tür aceleci uyarlamaların sonunun kolay kolay gelmeyeceği de açık…
J. J. Abrams
çetesinin
2008
sonlarında küresel ölçekte büyük merak uyandıran zekice bir reklâm kampanyasının ardından piyasaya sürdüğü
“Canavar”
, hatırlanacağı üzere aynı ekibin müdavimlerinden
Reeves
'in imzasını taşıyordu. Yönetmenliğinden daha önce başarılı bir senarist olarak tanınan
1966-New York
doğumlu sanatçı, 1990'ların başlarından bu yana hepsi de belli ölçüde popülarite elde etmiş televizyon dizileri yazıyor ve zaman zaman da bunların yönetmen koltuğuna geçiyor. 1996 tarihli
“Tabut Taşıyıcısı"
(The Pallbearer) ve üç yıl kadar önce ortalığı birbirine katan
“Canavar”
dan sonra gelen üçüncü uzun metrajlı yönetmenlik denemesi
“Kanıma Gir”
, hiç kuşkusuz ki sanatçının senaristlik ya da yönetmenlik kariyerinde öyle aman aman bir sıçramaya falan işaret etmiyor. Hattâ, bana kalırsa durağanlık dönemi ürünü bile sayılamayacak kadar sığ bir iş bu…
Öncelikle, İsveçli meslektaşı
Tomas Alfredson
tarafından çekilen özgün filmin üzerine kayda değer hiç bir şey eklemediği gibi, o filmin kendine özgü soğuk, kasvetli ve fazlasıyla kuzey Avrupalı havasını paldır küldür Amerikan taşrasına aktarıp büyük ölçüde poplaştıran yaklaşımıyla da temel aldığı romana ciddi biçimde değer kaybettiriyor.
Öte yanda, 2000'lerde beyazperdeyi kasıp kavuran vampir filmlerini sosyal psikolojinin gözlem ve değerlendirmelerine zerrece yüz vermeksizin salt
“eğlence sineması”
nın dar kapsamlı kriterleri üzerinden ele alanların görmeyi inatla reddettikleri bir başka rahatsız edici gerçek de son yıllarda anormal düzeyde rağbet gören yeni dalga vampirizmin hem popüler edebiyatı, hem de sinemayı çığ gibi yakıp yıkarak ilerlerken gençler arasında alabildiğine hastalıklı bir bakış açısını da yayıyor oluşu…
Doğu Avrupa kökenli folklorik varlıklar olarak, gerek Ortaçağ'ın halk söylencelerinde, gerek daha sonraki dönemin yazılı edebiyatında, gerekse yirminci yüzyıl başlarında sinemada ilk ortaya çıktıkları dönemlerden itibaren
kötücül / cehennemî
kimlikleri, buna bağlı olarak da
“anti-kahraman”
pozisyonları söz konusu miti sanatın farklı formlarında işleyenler tarafından özenle muhafaza edilen vampirler, günümüzde bu hikâyelerin tüketicilerinin nazarında öylesine sıra dışı bir konuma yükseltilmiş durumdalar ki pek çok genç insan şu zavallı (!) dünyaya
“vampir”
olarak gelmediğine ciddi ciddi hayıflanıyor! Bugünün vampirleri
Kont Dracula
ve köleleri gibi katıksız bir kötülüğün temsilcisi değil artık; tam aksine okurlarını / izleyicilerini iyilik ya da kötülüğün anlamı noktasında tamamen muallakta bırakan, sahip oldukları üstün yetenekler ve fiziksel cazibeyle de yoğun bir imrenme duygusu uyandıran ikircikli karakterler…
Çağımızın vampir filmleri, bireye başta
“ölümsüzlük”
olmak üzere, sıradan insanların dünyasında her tuttuğunu koparmayı sağlayan bu cezbedici kudretin bedelinin
Şeytan'a kayıtsız şartsız bir adanmışlık
olduğu vurgusunu ya büyük ölçüde yumuşatıyor, ya da düpedüz es geçerek olayın doğrudan
“kaymak tabakası”
na yoğunlaşıyorlar. Üstelik de bu gibi güncel örneklerde olduğu gibi vampirizm yaşını gitgide erişkinlerden ortaokul çocuklarına doğru indirerek, hayran bahçelerini mümkün olduğunca genişletme sevdasına düşmüş durumdalar…

Biçimsel özellikleriyle ne kadar ilgi ve dikkat çekerse çeksin, son kertede insan bilincini gerçeklikten sinsice kopartan son derece zararlı bir sinema akımı bu… Klasik dönemdekinden çok daha gösterişli prodüksiyon koşulları içinde ve özünden bütünüyle sapmış olarak yeniden doğup bu kadar yayılması da özellikle tedirgin edici…


* * *

YENİ ŞAFAK SİNEMA SAYFASI / YILDIZ PUANLAMA TABLOSU

* * * *
(4 Yıldız)
Sinemanın sanat kimliğini pekiştiren gerçek bir başyapıt… Kaçırmanız gerçekten de yazık olur.
* * * 1/2
(3,5 Yıldız)
Oldukça başarılı bir film. Şartlarınızı zorlamak pahasına mutlaka görmelisiniz.
* * *
(3 Yıldız)
Çoğu bölümüyle sanatsal bir derinlik ve lezzet yakalayabilen, kayıtsız kalınmayacak bir film. Ömrünüzden bir kaç saati vermeye değer…
* * 1/2
(2,5 Yıldız)
Bazı bölümlerinde iyi bir filmin kalite standartlarına erişmeyi başarabiliyor; fakat bir bütün olarak bakıldığında ise sorunlu ve tam olmamış.
* *
(2 Yıldız)
Hiç bir sanatsal değeri ve akılda kalıcılığı yok. Yalnızca zaman öldürmek için tüketilebilir. Ki zamanınıza önem verdiğimiz için bunu da pek önermiyoruz.
* 1/2
(1,5 Yıldız)
Kötü bir film ve neden çekildiğini anlamak zor… Görmemeniz yararınıza olacaktır.
*
(1 Yıldız)
Sinema sanatı adına utanç verici bir gösteri… Arkanıza bakmadan kaçın, sevdiklerinizi de uzak tutun!

13 yıl önce