|

SİNEMA DÜNYASINDAN KISA KISA

Beyazperdedeki en son haberler ve gelişmelerden bir demet...

Yeni Şafak
00:00 - 11/08/2012 السبت
Güncelleme: 05:10 - 13/08/2012 الإثنين
Yeni Şafak
SİNEMA DÜNYASINDAN KISA KISA
SİNEMA DÜNYASINDAN KISA KISA
“Ateşin Düştüğü Yer” Montreal'de finale kaldı

Yönetmen
İsmail Güneş
'in geçtiğimiz aylarda vizyona giren
“Ateşin Düştüğü Yer”
adlı yapıtı, sinema dünyasının en köklü ve de saygın organizasyonlarından biri olarak kabul edilen
Kanada
'daki
Montreal Film Festivali
'nin
“uluslararası yarışma”
bölümüne seçilerek, finalde yarışacak
17
filmin arasına girmeyi başardı.
Önceki yıllarda
Ömer Kavur
,
Nuri Bilge Ceylan
,
Semih Kaplanoğlu
,
Yeşim Ustaoğlu
ve
Derviş Zaim
gibi Türk yönetmenlerinin filmleriyle çeşitli bölümlerine konuk olduğu festival, bu yıl
23 Ağustos-3 Eylül
tarihleri arasında
36
'ncı kez perdelerini açacak. Jüri başkanlığını Amerikalı ünlü aktrist
Greta Scacchi
'nin yapacağı festivalde birbirinden iddialı
16
rakibine karşı büyük ödül için yarışacak olan
“Ateşin Düştüğü Yer”
, bir gazetenin üçüncü sayfa haberinden yola çıkarak günümüz Türkiye'sindeki en ciddi toplumsal sorunlardan biri konumundaki
“kadına yönelik şiddet”
i taşralı bir baba-kızın hikâyesi ekseninde ele alıyor.
Hakan Karahan
,
Yeşim Ceren Bozoğlu
ve
Elifcan Ongurlar
'ın başrollerini paylaştıkları
“Ateşin Düştüğü Yer”
, kısa bir süre önce de
Magazin Gazetecileri Derneği
'nin
“en iyi film”
,
“en iyi yönetmen”
ve
“en iyi erkek oyuncu”
ödüllerini kazanmıştı. Senaryosu ve yönetimi
İsmail Güneş
'in imzasını taşıyan filmin yapımcılığını ise
Baran Seyhan
ile
Aynur Güneş
üstlendi.

* * *

Türk izleyicisinin Karacadağ'a desteği sürüyor

Türk sinemasının tarihi boyunca sinemacılarımızın en zayıf kaldığı cephelerden birini oluşturan
“korku-gerilim”
türüne kazandırdığı yerel dil ve yapıtlarında kullandığı İslâmî motiflerle bu alanda yenilikçi bir tavrın öncüsüne dönüşen genç kuşak yönetmenlerimizden
Hasan Karacadağ
,
“İslâmî korku”
olarak adlandırdığı akımın dördüncü örneği
“Dabbe: Bir Cin Vak'ası”
yla sinemalarda yaz ve Ramazan durgunluğuna meydan okuyan bir gişe başarısı elde etti.
Daha önceki filmleri de -aleyhindeki bütün eleştirilere ve cesaret kırıcı yaklaşımlara rağmen- ticarî açıdan başarılı sonuçlar elde eden
Karacadağ
,
3 Ağustos Cuma
günü ülke çapında
150 kopya
ile gösterime giren bu son çalışmasıyla
“piyasadan silinmesini"
arzulayanları bir kez daha şaşırttı. Yalnızca
3-9 Ağustos
tarihleri arasında
80 bin izleyici
toplamayı başaran
“Dabbe: Bir Cin Vak'ası”
,
“Kara Şövalye Yükseliyor”
ve
“Buz Devri-4”
ün ardından
geçtiğimiz haftanın en yüksek gişe hasılatına sahip üçüncü filmi
oldu.
Birbirinden iddialı pek çok yabancı yapımın kat be kat daha düşük izleyici sayılarıyla gösterimlerini tamamladığı ve neredeyse hiçbir yerli film dağıtıcısının elindeki yeni filmleri gösterime sokmaya cesaret edemediği durağan bir dönemde
Karacadağ
'ın elde ettiği parlak ticarî sonuç, Türk izleyicisinin -son
5-6
yıldır aleyhinde yürütülen onca kampanyaya rağmen- bu öncü kimlikli yönetmene sinemasını zaman içinde daha da geliştirebilmesi için verdiği samimi desteğin hız kesmeden sürdüğünü gösteriyor.

* * *

Erksan Usta'nın "saklı röportaj"ı sektörü çalkaladı

Çağına göre her biri çığır açıcı nitelikteki filmleri ve onları doğuran öncü görüşleriyle Türk sinema tarihinde ayrıcalıklı bir konuma sahip yönetmenlerden
Metin Erksan
,
4 Ağustos Cumartesi
günü Hakk'ın rahmetine kavuştu.
83
yaşında hayata vedâ eden sanatçı, uzunca bir süredir kan kanseri tedavisi görüyordu.
Sinemaseverlerin büyük üzüntüyle karşıladıkları bu vefât haberinin üç gün sonrasında,
7 Ağustos Salı
günü de
Erksan
'ın -anne ve babasının yattığı-
İstanbul-Rumelihisarı Şehitlik Dergâhı
'nda defin töreni gerçekleştirildi.
Sanatçının toprağa verilişinin hemen ertesi günü
Yeni Şafak
gazetesinde yayımlanan bir haber ise gerek ulusal sinema sektörüne, gerekse
Erksan Usta
'yı seven geniş bir izleyici kitlesinin gündemine bomba gibi düşecekti. Aynı gün pek çok internet sitesi tarafından da alıntılanan bu özel haber,
Yeni Şafak
gazetesi sinema sayfası editörü
Ali Murat Güven
ve bir dönem editörümüzün asistanlığını üstlenmiş olan kültür-sanat muhabiri
Ömer Çakkal
'ın
2004
'de ünlü yönetmenle gerçekleştirdikleri, şimdiye kadar hiç bilinmeyen bir
“nehir söyleşi”
den pasajlar içermekteydi.
Basın-yayın organlarına oldukça zor demeç vermesiyle tanınan
Metin Erksan
'ı günümüzden tam
8
yıl önce özel bir röportaj için iknâ etmeyi başaran
Güven
ve
Çakkal
,
“Türk sinemasının “ulu çınarı”
yla anılan yılın temmuz ayında
İstanbul-Beyoğlu Basın Kulübü
'nde bir araya gelmiş ve kendisiyle meslek hayatının en geniş kapsamlı görüşmesini gerçekleştirmişlerdi. Ancak, iki haberci, her biri
6-7 saatlik
konuşmalardan oluşan, üstüste iki güne yayılmış bu özel röportajı tam da o günlerde
Yeni Şafak
sütunlarında yayımlamaya hazırlanırken,
Erksan
'dan son anda gelen bir telefon planın değişmesine yol açacaktı.
Gazetemizi arayan
Metin Erksan
,
“Sevgili arkadaşlarım, sonradan enine boyuna düşündüm de günümüzün sinema ortamında sizlere anlattığım bazı şeylerin hazmı çok zor… Ben, kavganın çekişmenin hiç eksik olmadığı bu sektörde zaten geçimsiz bir adam olarak tanırım. Üstüne üstlük, bir de size yaptığım o ödünsüz açıklamalar, ömrümün sonbaharında bazı kişi ve kurumlarla hiç gereksiz yere polemiğe girmeme yol açacaktır.
(Görüşüldüğü tarih itibarıyla)
75 yaşıma ulaşmış durumdayım ve artık gerçekten de hiç kimseyle kavga etmek istemiyorum. Söylediklerimin ardında durmayı sürdürmekteyim elbette; fakat sizden ricam ben bu dünyadan ayrılana kadar sabretmeniz… Görüşmemiz sırasında yaptığınız ses kayıtlarını özenle saklayın. Onların tamamını, tek bir cümlemi bile kesmeden ölümümden sonra yayımlarsınız.”
Ali Murat Güven
ve
Ömer Çakkal
bu ricanın gereğini tamı tamına
8 yıl
boyunca titizlikle yerine getirdiler ve o günden sonra
Erksan
'ın olağanüstü bilgiler ve saptamalarla bezeli röportajından medyaya bir tek cümle bile sızmadı. Ta ki geçtiğimiz hafta
Yeni Şafak
'ta yayımlanan özel habere kadar… İki gazeteci, sanatçının vefâtının ardından arşivdeki röportaj üzerinde çalışarak, bu uzun metnin içinden
Erksan
'ı yâdetme mahiyetinde birkaç bölüm seçerek
Yeni Şafak İstihbarat Servisi
'ne teslim ettiler.
Buna karşılık, röportajın gerçek kapsamı ve boyutları dikkate alındığında,
Usta
'nın anlattıklarının ancak çok sınırlı bir kesitini temsil eden o bölümlerin gazetemizdeki yayımı bile sinema dünyasının ilgisini çekmeye yetti. Türkiye'nin önde gelen haber siteleri
Yeni Şafak
'ın haberini alıntılarken, pek çok haberci de
Güven
'i arayarak röportajın henüz yayımlanmamış diğer bölümlerindeki içeriği sordu.
Metin Erksan
'ın şimdiye kadar bilinmeyen, bir tür
“vasiyet”
mahiyetindeki bu nehir röportajı, sinema sayfası editörümüz
Ali Murat Güven
tarafından,
2013
yılı ilkbaharında, sanatçının bazı nadide set fotoğraflarıyla desteklenmiş zengin içerikli bir
“kaynak kitap”
olarak düzenlenip sinemaseverlerin istifadesine sunulacak.

* * *
Konuyla ilgili ayrıntılı bilgi için:





٪d سنوات قبل