Bilim insanlarından çevre dostu buluş: Mantardan yumurta akı ürettiler
Helsinki Üniversitesi ile Finlandiya VTT Teknik Araştırma Merkezi tarafından yürütülen bir araştırma sonucunda mantardan yumurta akı üretildi. Yumurta akı üretiminin yoğun tavuk yetiştiriciliğine alternatif olması hedefleniyor. Yeni yöntem, geleneksel yönteme göre daha çevre dostu.
Gıda sektöründe oldukça fazla kullanılan bir ürün olan yumurta beyazı tozunun çevreye daha az zarar vererek bir muadili üretildi. Muadil ürünün üretilmesinde temel olarak yumurta beyazındaki proteine odaklanıldı. Trichoderma reesei adlı mantar türü kullanılarak yumurta beyazında bulunan en önemli protein olan ovalbumin üretildi.
Yeni ürün, daha çevre dostu olmakla beraber aynı zamanda hayvansal bir içeriğe sahip olmadığı için veganlar için de tercih edilebilir bir seçenek olacak.
Arşiv
Tavuk yumurtası beyazının tozu içerdiği yüksek protein sayesinde gıda sektöründe yaygın olarak kullanılan bir bileşen haline geldi. Her geçen günle beraber artan yumurta proteini tüketimi, 2020 yılında yaklaşık 1.6 milyon tona ulaştı. Artan talebin karşılanması için çok daha fazla tavuk çiftlikleri kurulması gerekiyorken bu da daha fazla su tüketimi, biyolojik çeşitliliğin azalması ve ormansızlaşmaya varan birçok çevresel etkiye sebep oluyor.
REKLAM
Elde edilen ürün, yumurta beyazıyla benzer sonuçlar sergiledi. Yüksek köpürme ve mevcut halini daha uzun süre koruyabilme gibi özelliklere sahip olması, yumurta beyazının çırpılmış haline kıyasla daha iyi neticeler elde edilmesini sağladı. Günümüzde evlerde ve restoranlarda yumurta akı yerine pişmiş nohuttan elde edilen aquafaba kullanılıyor.
FOTOĞRAF9
Wall Street Journal’de yer alan habere göre ABD’nin en prestijli hastanelerinden bir olan Mayo Clinic, tüm hastaların ve ziyaretçilerin cerrahi maske veya N95 veya KN95 maskeleri takmasını zorunlu kıldı.<br><br>Tek katmanlı kağıt maskelerin ve kumaş maskelerin Omicron varyantına karşı yeterli koruma sağlamadığı aktarıldı.
Bununla birlikte, pek çok kişinin rahatlık ve tarz için tercih ettiği tek katmanlı bez maskeler, corona virüsü taşıyan daha büyük damlacıkları engelleyebiliyor. Ancak bulaşıcı hastalık uzmanlarına göre corona virüsü taşıyan daha küçük aerosolleri veya parçacıkları engellemede o kadar etkili değil olmuyor.<br><br>
Diğer taraftan ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri'nin (CDC) en son kılavuzu, insanların, çok katmanlı ve sıkı dokunmuş kumaş olanlar da dahil olmak üzere, yüze tam oturan ve ayarlanabilir bir burun teline sahip maskeler takmalarını tavsiye ediyor. Kılavuzda, bez maskenin altında tek kullanım bir maske takılması önerilirken, N95 maskeleri sağlık çalışanlarına bırakılması gerektiği belirtiliyor.<br><br>
Ancak bu alandaki birçok profesyonel, belirli maskelerin insanları Omicron varyantından korumada diğerlerinden daha etkili olduğunu ve tek başına bez maskelerin olmadığını söyledi.<br><br>
San Francisco California Üniversitesi'nden bulaşıcı hastalıklar uzmanı Monica Gandhi, \"Gerçekten corona virüse maruz kalmak istemiyorsanız, doğru türde maske takmalısınız. Ben, ABD'de sertifikalı N95 maskelerini veya sırasıyla Çin, Güney Kore ve Avrupa sertifikalı KN95, KF94 ve FFP2 maskelerini öneriyorum. Bunlar mevcut değilse, çift maskelemeyi tavsiye ediyorum. Cerrahi maskenin üzerine bez maske takabilirsiniz” diye konuştu.<br><br>
Cerrahi maskelerin corona virüsü bloke eden elektrostatik yük özelliklerine sahip polipropilenden yapıldığını aktaran Gandhi, “Herkes sadece bir bez maske veya sadece bir cerrahi maske takıyorsa, bu oldukça bulaşıcı Omicron varyantının dolaşımında hiçbir fark yaratmaz” dedi.<br><br>
Brigham ve Kadın Hastanesi'nde doktor olan Ranu Dhillon ise “Doğru takılmış, sertifikalı N95 maskeleri, havadaki partiküllerin yüzde 95'ine kadar filtreleyebilir. Herhangi bir maske, maske olmamasından iyidir. Ancak kumaş maskeler ve cerrahi maskeler, N95 kalibreli maskeler kadar iyi değil ”açıklamasını yaptı. <br><br>
Öte yandan, Chapel Hill'deki Kuzey Carolina Üniversitesi'nde klinisyen ve bulaşıcı hastalık uzmanı olan Megan Srinivas, kendisinin ve diğer aile üyelerinin, damlacıkların kaçmasını veya girmesini önlemek için beş kat üst üste binen malzemeye ve daha sıkı bir yapıya sahip KN95 maskeleri taktığını söyledi. <br><br>
Srinivas, çocuklarını okula göndermeye hazırlanan anne babalara da bu maskeleri takmalarını önererek, “Halkı eğitmemiz ve farklı kalitedeki maskelerin aynı korumaya sahip olmadığını anlatmamız gerekiyor” dedi.<br><br>
Bu maskeleri çöpe atın: Bilim insanlarından Omicron varyantına karşı çok önemli uyarı
Türkiye de dahil olmak üzere en az 100 ülkede tespit edilen Omicron vakalarının artışı rekor düzeyde devam ederken, ABD'li uzmanlar, insanları bez ve tek katmandan oluşan cerrahi maskelerini çöpe atmaya çağırdı. Bilim insanları, aşılı insanları da enfekte edebilen Omicron'dan korunmak için bu tür maskelerin işe yaramadığını söyledi.
Tekrarlayan, metastatik ya da ileri evredeki akciğer kanseri hastaları için geliştirilen ilacın faz-1 çalışmaları Ankara Onkoloji Eğitim ve Araştırma Hastanesi Faz-1 Klinik Araştırmalar Merkezi'nde başladı.
Toplam 16 hasta üzerinde yürütülecek çalışmanın faz-1a aşamasında 6 gönüllü hastada maksimum tolere edilebilen doz tespit edilecek, faz-1b aşamasında ise 10 gönüllü hastada etkinlik ve güvenlik değerlendirilecek.<br>
Ankara Onkoloji Eğitim ve Araştırma Hastanesi Faz1 Klinik Araştırmalar Merkezi Sorumlusu Prof. Dr. Fevzi Altuntaş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye'nin savunma sanayinde olduğu kadar sağlık sanayinde de kendine yeten bir ülke olması, özellikle yerli ve milli ilaçların üretiminde ileri bir noktaya taşınması için diğer bilim insanlarıyla iş birliği yaptıklarını söyledi.
Bu kapsamda, Türkiye'de akciğer kanserine karşı geliştirilen ilk ilaçlardan birinin hastanelerindeki Faz-1 Klinik Araştırmalar Merkezi'nde yürütülecek klinik araştırması için gururlu olduklarını belirten Altuntaş, şöyle konuştu:
\"Akciğer kanseri hastaları için bir umut ışığı. Yeni bir molekül, hedeflenmiş bir ajan. 18-75 yaş arasında hastalığı tekrarlamış veya ileri evre olan, daha önce immünoterapi dahil tedaviler almış hastalarda Ankara Onkoloji Eğitim Araştırma Hastanesinde klinik aşamaya başladığımızı ifade etmek isterim. Özellikle standardı tüketmiş kanser hastalarımızın bu tedavi seçeneğinden faydalanmaları bir şanstır diye düşünüyorum.\"
\"BU BİR EKİP İŞİ\"<br>Prof. Dr. Altuntaş, Ankara Onkoloji Eğitim Araştırma Hastanesi olarak sadece sağlık hizmetinin sunumunda değil, aynı zamanda klinik araştırmaların geliştirilmesinde de hem ulusal hem de uluslararası bazda önemli sorumluluklar üstlendiklerini anlattı.
Klinik Araştırmalar Merkezinin 2021'de kanser alanında yaklaşık 114 uluslararası faz-2 ve faz-3 çalışmasına, yerli VLP aşısı ile Car-T-hücre tedavisi faz çalışmaları dışında kanser alanında 7 faz-1 çalışmasına ev sahipliği yaptığını aktaran Altuntaş, bu kanser ilacının da faz-1 çalışmasının tamamlanmasıyla faz-2 ve faz-3 aşamalarına geçmeyi arzu ettiklerini söyledi.<br>
Prof. Dr. Altuntaş, \"Ülkemiz için hayırlı olsun. Emeği geçen herkese teşekkür ederim. Bu bir ekip işi. Bunun hem laboratuvar hem klinik hem akademik hem de idari kısımları var. Burada da bir bütün içerisinde çalışıyoruz. İnşallah önümüzdeki süreçlerde de hem bunların etkinliği hem de güvenilirliği konusunda daha büyük veriler alırız.\" dedi.
FAZ-1 ÇALIŞMASI NE ANLAMA GELİYOR?<br>Laboratuvar şartlarında etkinliği kanıtlanmış bir ilacın veya molekülün hastalarda etkinlik, doz ve yan etki çalışmalarının değerlendirildiği aşama faz-1 klinik çalışma olarak adlandırılıyor.<br><br>Faz-1 çalışması, yeni bir ilacın ilk klinik başlangıç noktasını temsil ediyor. Çoğu kez bir ilacın veya molekülün insanlarda ilk kez test edildiği aşama olarak tanımlanıyor.<br>
Türk bilim insanları geliştirdi: Milli olarak üretilecek
Boğaziçi Üniversitesi Kimya Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Rana Nomak Sanyal ve ekibi tarafından akciğer kanserine karşı geliştirilen ve laboratuvar çalışmaları tamamlanan ilaçta klinik araştırmalara geçildi. Prof. Dr. Fevzi Altuntaş, yaptığı açıklamada, Türkiye'nin savunma sanayinde olduğu kadar sağlık sanayinde de kendine yeten bir ülke olması, özellikle yerli ve milli ilaçların üretiminde ileri bir noktaya taşınması için diğer bilim insanlarıyla iş birliği yaptıklarını söyledi.
Venüs'te amonyak gazının varlığını araştıran uzmanlar, 'şimdiye kadar gördüğümüz hiçbir şeye benzemeyen' uzaylı yaşam formlarının gezegende olabileceğini açıkladı.
NTV'de yer alan habere göre; Bilim insanları, Venüs'ün atmosferinde tespit edilen, nitrojen ve hidrojenden oluşan renksiz bir gaz olan amonyak varlığı karşısında şaşkına döndü. Bunun sebebi ise Venüs’te amonyağın herhangi bir kimyasal işlemle üreyemeyecek olması.
Cardiff Üniversitesi, MIT ve Cambridge Üniversitesi tarafından yapılan yeni çalışma, Venüs’te amonyak gazının varlığı için gerçekleşmesi gereken bir dizi kimyasal süreci modelledi.
Bilim insanları, amonyak gazının sülfürik asit damlacıklarının nötralize edilmesi için bulutların asitliğinin 11'den sıfıra düşmesi gerektiğini bildirdi. Ancak, bu seviyenin pH ölçeğinde hala çok asidik olmasına rağmen, yaşamın potansiyel olarak hayatta kalabileceği bir ortam hazırlayacağı aktarıldı.
\"YAŞAM VENÜS'TE KENDİ ORTAMINI OLUŞTURDU\"<br>Proceedings of the National Academy of Sciences (PNAS) adlı bilimsel dergide yayımlanan çalışmanın yazarları, Venüs’teki potansiyel amonyak kaynağı için en makul açıklamanın, yıldırım veya volkanik patlamalardan ziyade biyolojik kökenli olduğunu açıkladı.
Söz konusu bulgu, yaşamın Venüs'te kendi ortamını oluşturduğunu gösteriyor.
MIT'den çalışmanın yazarı Prof. Dr. Sara Seager, konuya ilişkin yaptığı açıklamada, \"Bildiğimiz hiçbir yaşam Venüs damlacıklarında hayatta kalamaz. Ama mesele şu ki, orada bir yaşam olabilir ve hayatta kalmak için kendi çevresini değiştiriyor gibi görünüyor” dedi.
VENÜS GÖREVLERİNİN SONUCUNDA DOĞRULANABİLİR<br>Bununla birlikte araştırmacılar, hipotezlerinin Amerikan Uzay ve Havacılık Dairesi'nin (NASA) Venüs yolcukluklarında doğrulanabileceğini duyurdu. NASA, 2030 yılında, iki ayrı insansız görevle 38 milyon uzaklıktaki gezegeni ziyaret edecek. DAVINCI+ ve VERITAS adı verilen görevlere şu an için bir milyar dolar kaynak ayrıldı.
Bilim insanları ayrıca hipotezlerinin doğrulanması durumunda, yaşam formlarının Dünya'da bulunan bakterilere benzer mikroplar olmasının muhtemel olduğunu bildirdi.
Diğer taraftan araştırmacılar, amonyağın varlığının Venüs bulutlarında görülen büyük anomalilerin çoğunu açıklayabileceğini söyledi.
Dünya’da amonyak, suda yaşayan organizmalardan kalan yaygın bir atık olarak değerlendiriliyor. Bilim insanları, gezegenimizde -özellikle kendi midelerimizde - asidik bir ortamı yaşanabilir kılmak ve nötralize etmek için amonyak üreten yaşam formları olduğunu belirtti.
Cardiff Üniversitesi Fizik ve Astronomi Okulu'ndan çalışmanın ortak yazarı Dr. William Bains, \"Hayatın Dünya'daki asit ortamlarda gelişebileceğini biliyoruz. Venüs’ün bulutlarında amonyak yapan bir şey varsa, bu, damlacıkların bir kısmını etkisiz hale getirerek onları potansiyel olarak daha yaşanabilir hale getiriyor” dedi.
VENÜS'TE YAŞAM İDDİALARI<br><br>Öte yandan, Venüs'te yaşam bulma umutları, bu yıl Temmuz ayında yayınlanan bir çalışmanın, başlangıçta mikroplardan geldiği düşünülen fosfin gazının aslında volkanlar tarafından üretilebileceğini iddia etmesiyle suya düşmüştü.
Ancak, Eylül 2020'de, Cardiff Üniversitesi tarafından yapılan farklı bir araştırmada, gezegenin asidik bulutlarında eser miktarda fosfin tespit edildiği bildirilmişti.
Fosfin gazı genellikle Dünya'da nefes almak için oksijen kullanmayan mikroorganizmalar tarafından salınıyor. Bu da araştırmacıları o sırada Venüs'ün yaşam barındırıyor olabileceğine dair hipotezler geliştirmeye yöneltti.
Bilim insanlarından yeni araştırma: Şimdiye kadar gördüğümüz hiçbir şeye benzemiyor
Uluslarası bilim insanları ekibi tarafından yapılan çalışma, karbondioksit dolu kalın bir atmosfer ve kurşunu eritecek kadar sıcak bir yüzeye sahip olan venüste asidik ortamını etkisiz hale getirebilen ve kendi kendine yetebilen bir kimyasal reaksiyon oluştuğunu ortaya koydu.
6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunundaki amaçlar ile sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerezler kullanılmaktadır. Detaylı bilgi için çerez politikamızı inceleyebilirsiniz.