23:20/Kanal 7
Mustafa Yürekli'nin hazırlayıp sunduğu Yitik Şehrin Figüranları belgesel dizisinin bu haftaki bölümünde, cami önlerindeki tesbihçiler ve onların yaşam tarzları ekranlara geliyor.
İşsiz kesimlerin ve özürlü oldukları için çalışamayanların başvurduğu bir iş olan tesbihçilerden kimileri boyunlarına geçirdikleri bir askıyla göğüslerine tesbihleri diziyorlar, ellerine de kalem çakmak gibi yükte hafif, pahada "ağır" eşyalarla cami diplerinde, kahve önlerinde ekmeklerini kazanmaya çalışıyorlar.
Kimileri ise tesbihle başladıkları işi, zamanla tezgaha dönüştürüyor; anahtarlık, ayna, tarak, lastik, traş malzemesi vs. kimi eşyalarla çeşitlendiriyor ve adeta minyatür bir çerçi oluyor. İstanbul'da hemen her caminin ya da kahvenin yanıbaşında duran bu insanlardan Mustafa'nın dramının ekrana geleceği programda, 57 yaşındaki ayakları tutmayan bu tesbihçinin başından geçen film gibi olaylar ele alınacak.
Yitik Şehrin Figüranları her hafta, işsiz ve yoksul insanların gözardı edilen sorunlarını ekrana getirmekle kalmıyor, savruldukları büyükşehirlerde günübirlik işlerle ayakta kalmaya çalışan insanların hikayesini sunuyor izleyenlere.
Seyri ŞahaneSEYRİ ŞAHANE
Dizi yerine belgesel istiyoruz
Havva Setenay İlhan'dan bir not daha: "Türkiye'de belli başlı kanallarda, sınırlı sayıda yayınlanan belgeseller dışında maalesef ekranda belgesel göremiyoruz. Pekçok ulusal kanal belgesel yayınlamak yerine beyni mantarlaştıran pembe dizilere yer vermeyi tercih ediyor. Sadece NTV, tv8, Kanal 7 ve CNN TÜRK seyrine doyum olmayan belgeseller yayınlamakta. İzlediği şeyden bilgi edinmek ve zevk almak isteyen belgesel tutkunları, Discovery Channel tadında ve sıklığında belgesel izleyebilmek için kablolu TV'ye üye olmak zorunda mı? Brezilya kanallarında bile bu sıklıkta pembe dizi yayınlanmazken, ABD'de yabancı dizilere %20 oranında kota konulmuşken, doğa, insanlık ve bilim tarihini içeren belgeseller izlemek yerine, biz neden sinemasal içeriği olmayan ve kalitesi düşük yabancı dizileri izlemek zorunda kalıyoruz?"
