Koronavirüsün ilk ortaya çıktığı yer olan Çin Halk Cumhuriyeti’nin salgını doğru veriler ile zamanında Dünya Sağlık Örgütü’ne bildirmemesi, salgının bulaşıcı olma özelliğini 3 haftaya kadar açıklamaması, hasta sayısının kamuoyuna hatalı bildirilmesi, salgınla ilgili kamuoyunu aydınlatmaya çalışan Dr. Li Wenliang’in susturulması, vahşi hayvan ticaretinin ve tüketiminin yasaklanmaması, 30 Aralık’ta bunun SARS benzeri bir salgın olabileceğini söyleyen iki çinli doktorun görevlerinden alınması, 18 Ocak’ta Wuhan’da yapılan dev bir yeni yıl kutlamasına binlerce kişinin katılmasına müsaade edilmesiyle, ihmal sınırlarının aşılarak Çin Halk Cumhuriyeti’nin sorumluluğunun kasıt seviyesinde olduğunu ortaya koyduğundan hareketle Av. Melih Akkurt ve Av. Selenay Kurt tarafından karantina tedbirleri kapsamında kapatılan ticari işletmelerin aylık cirosu esas alarak yüksek tutarda kâr mahrumiyeti davası açıldı.
Av. Melih Akkurt korona virüs nedeniyle;
Av. Melih Akkurt, bazı insan hakları örgütlerinin virüsün biyolojik silah olarak üretildiği iddiaları ile Çin Devlet Başkanı ve Politbüro üyelerine ek olarak, Çin Ordusu, Wuhan Ensitüsü, Enstitü Direktörü Shi Zhengli, Tümgeneral Chen Wei’nin cezalandırılması için Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne başvurduğunu kaydetti.
Akkurt, daha önce de Kamu İhale Hukuku ve Enerji Hukuku davalarındaki emsal davaları kazanması ve özellikle Almanya Federal Parlamentosu’na Ermenilere Soykırım yapılmadığı konusundaki aldırdığı karar davası ile gündeme gelmişti.