|

Duygu sömürgeciliği

08:52 - 7/05/2018 Pazartesi
Güncelleme: 10:38 - 14/05/2018 Pazartesi
Yeni Şafak

Duygusal insanlarız, nereden bakarsak bakalım bu böyle! “Ne duygusuz insan!" dediklerimizin bile azıcık hallerini deşince bütün o katılıklarının, kabalıklarının altında tahribatı önlenememiş, önlenemedikçe yer etmiş, kangren olmuş duygusal travmalar olduğunu görüyoruz. Yani ne geliyorsa duygusal olmaktan, duygularımızın bilincimizi takmayıp kafasına göre yürüyüp gitmesinden geliyor başımıza. Ama insanlığımıza fazladan ne ekleyebiliyorsak, o da kabına sığmayan duygularımızdan, rasyonalite duvarlarını aşabilen duygusallığımızdan. Daha korunaklı bir hayat için duygularımızın iki ucu arasında bir denge bulmamız, o dengede kalmamız gerekiyor, bu aşikar... O denge için de duygularımızı iyi tanımamız, yüzeyde yaşamak yerine derinlere inmemiz gerekiyor. Yüzeyde kalan duygular yele, rüzgara karşı savunmasız, oradan oraya savrulmaya müsait... Kandırılması da o kadar kolay... Her iki anlamıyla 'kandırılmak'; yani hem doygunluğa eriştirilmesi, hem de aldatılması anlamında...

#Gökhan Özcan
#14.05.2018
#Köşe Yazısı
6 yıl önce