|
Karınca’nın yolu eve varır mı?

Türkiye’de sinema yapmanın imkanlarını çerçeveleyen unsurlardan biri hikayedir. Ele aldığınız konu yönteminizi belirler. Üslubunuzun sınırları hikayenin içinde ve dışındadır. Başladığınız yerden varacağınız noktaya ulaşmak da varacağınız noktadan başladığınız yere gelmek de mümkün. Her halükarda söz konusu olan yolculuktur. Ve yoldur.

Bir de yol hikayesi vardır. Hikayenin yolundan, yolun hikayesine varılır. Başlangıç bitiştir, bitiş de başlangıç… İnsanoğlunun kadim hikayesini, insanoğlunun en eski yoldaşı olan yol ile anlatmak…

Nazif Tunç’un yönetmenliğini yaptığı Karınca filmi hem bir yol hikayesi, hem de tercihleriyle risk alan bir yapım olarak vizyona girdi. Hem yol hikayesi, hem de terör meselesini çeşitli boyutlarla ele alan film sinemaların uzun zaman sonra açılmasıyla salonlarda boy gösteren ilk işlerden oldu.

Karınca’nın hikayesinde Şemsi, uzun yol şoförlüğü yaparak geçimini sağlayan bir adamdır. Bir gün dağ yolundan geçerken Fidan adında genç bir kıza rastlayan Şemsi, kıza yardımcı olabilmek için onu İstanbul’a götürür. Ancak kısa bir süre sonra Fidan’ın teröristler tarafından ayartıldığını ve canlı bomba olarak kullanılacağını öğrenir. Kendisi de eski ‘kulağı kesiklerden’ olan Şemsi, biraz geçmişin ağırlığı, biraz da yaşadığı ânın mesuliyeti ile Fidan’ı kurtarmaya karar verir. Bunu yaparken eski arkadaşlarından yardım alır. Şemsi’nin bunu başarıp başaramayacağını filmde göreceksiniz. Önemli olan elbette filmin derdi. Zira Karınca, evine dönmelidir ve bunu yapan da Şemsi olmalıdır.

Bugüne kadar onlarca televizyon filmi ve belgesele imza atan Nazif Tunç, sinema perdesine ilk kez film çıkardı. Yönetmenin manevi gerçekçilik çizgisi içerisinde olduğunu ifade ettiği yaklaşım tarzıyla ele aldığı hikayesi, terör meselesini ele alan nadir yapımlardan. Nedendir bilinmez, Türkiye’de terör konusunda çok az film yapıldı. Özellikle PKK ve DHKP-C terörü ile alakalı yapım yok. Olanlar da kekremsi ve ne dediği belli değil. Karınca, bu noktada bakışı net olan ve terörizm eleştirisi lafı evirip çevirmeden yapan bir film.

“Bu milletin beklediği, istediği bir duygu var. Bir irfan geleneğini, filmlerde, perdede yansıtmakla ilgili bir isteğim, arzum var” diyor, yönetmen Nazif Tunç. Sinema yapma arzusunun temelini oluşturan yolculuğunda Karınca ciddi bir başlangıç noktası. Hikayesini Kur’an-ı Kerim’deki anlatılardan alan filmin sonrasında da aynı yerden beslenen filmler gelecek. Zira Tunç, Kur’an’da geçen altı hayvanın filmini yapmak istediğini söylüyor. Karınca ile sinemamızda önemli bir noktaya temas eden Nazif Tunç’un sonraki filmlerinin hangi hususlara temas edeceğini merakla bekliyoruz.

#Karınca
#Film
#Nazif Tunç
3 yıl önce
Karınca’nın yolu eve varır mı?
“Almanlar et başında”
Varsıllar vergi ödemesin!
Amerikan Evanjelizminin Trump’la imtihanı
Genişletilmiş teröristan projesi böyle çöktü
İsrail’le ticaret ve Deutsche Welle