|
Cumhurbaşkanı bizi nasıl atlattı

Gazeteciler atlattıkları haberleri yazarlar. Bu mesleğin en keyifli tarafı da budur.

Ama ben size bu kez atladığımız bir haberin hikayesini anlatacağım. "Atladığımızın resmidir" derler ya tam öyle.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül''le, Gana ve Gabon''u kapsayan 4 günlük Afrika gezisindeydik.

Atlama olayı gezinin ikinci durağı olan Gabon''da yaşandı.

İlk ziyaret Gana''yaydı. Cumhurbaşkanı gezinin başında çok keyifliydi. Bizlerle sohbet etti. Sorularımızı yanıtladı. Hatta kahvaltıdan sonra sohbete beklenenden çok zaman ayırdı. Sahilde yürüyüp yürümediğimizi sormuştu. Bizim gruptan, "Biraz yürüdük. Hatta ayaklarımız bile ıslandı" karşılığını alınca, "Tabii ki ıslanmalı. Çıplak ayakla yürüseydiniz, kumların üzerinde. Buradaki bir damla ta Amerikan sahillerine kadar gidecek" demişti. O sırada bir meslektaşımız, "Siz yürüdünüz mü?" diye sormuştu. Aslında sinyali orada vermişti, bizler de kuşkulanmıştık. Panik halinde birbirimize bakarken, Cumhurbaşkanı''nın, "Sabah biraz yürümek istedim ama görüşmelere gideceksiniz, terlersiniz dedi arkadaşlar" yanıtı üzerine rahatlamıştık.

Afrika''da sahilde paçaları sıvayıp, çıplak ayakla Cumhurbaşkanı ile yürümek. Herhalde her gazetecinin rüyası olsa gerek. Tersinden düşünün. Cumhurbaşkanı ile Afrika''ya gitmişsiniz. Cumhurbaşkanı sizi atlatmış. Dar bir ekiple sahile inmiş, çoraplarını çıkarmış, paçalarını sıvamış, herhangi bir vatandaş gibi özgür bir şekilde sahilde yürümenin tadını çıkarmış. Ve siz bunu atlamışsınız. Bundan daha büyük kâbus olur mu? Olur. Gabon''dan Türkiye''ye dönmek üzere bindiğiniz uçak havalandığında, siz en çaresiz anında bunu öğrenirseniz.

Biz onu yaşadık işte. O fotoğraflar dün twitter''de yayınlandı. Bana da atladığımız haberin öyküsünü yazmak düştü.

Gezinin ikinci bölümünde Gabon vardı. Bu ülkeye uçağımızın ne tür zorlu bir iniş yaptığını size aktarmıştım. Sıkı bir yağmur yemiş, iliklerimize kadar ıslanmıştık. Bir de üstüne üstlük resmi görüşmeler için gittiğimiz sarayın kapısında, müstemleke valilerine özgü bir havada karşılanınca, protesto edip çıkmıştık. Ancak başımıza gelecekler henüz bitmemiş olmalı ki, bir de Cumhurbaşkanı tarafından atlatıldık.

Gabon''a inince Cumhurbaşkanı''nın konvoyu bizden ayrıldı, başka bir tarafa yöneldi. Sorduğumuzda, "Sayın Cumhurbaşkanı''nın programında son anda bir değişiklik oldu. Otelde değil, sarayda istirahat edecek" denildi. Gana''da aynı otelde kalmıştık. Gabon''da ise ayrıldık. Buna sevinmedim de değil. Şöyle ki, Gabon''daki otelin şartları iyi değildi. Ülkemin Cumhurbaşkanı''nın o şartlardaki bir otelde misafir edilmesini içime sindiremezdim doğrusu.

Gece indiğimiz Gabon''da resmi temaslar sabahın olmasıyla birlikte başladı. Önce sarayda devlet başkanlarının ikili görüşmesi, sonra ortak ticaret forumuna hitap, ardından 2.Hasan Camii''nde Cuma namazı ve nihayet Türk Okulu''nu ziyaret. Bunlar tamamlandı. İnternet sorunu nedeniyle kimimiz Türk Okulu''nda kalıp yazımızı yazdık, kimimiz otele dönüp internet kiralayıp, yazımızı geçmeye çalıştık. Akşam resmi yemeğe kadar bir boşluk vardı ve o arada Cumhurbaşkanı''nın yabancı basınla mülakatları öngörülüyordu. Hatta saat 16-16.30 arasında bizimle de soru cevap yapacak diye haberlerimizi geçip, apar topar otele dönüp beklediğimiz oldu. Sonra bunun gerçekleşmeyeceği ve serbest zaman olduğu bildirildi.

İşte atlatma haber, o sırada pişirilmiş. Cumhurbaşkanı''nın, "Gazetecilere haber vermeyin, dar bir kadro olsun" uyarısı üzerine Cumhurbaşkanlığı ekibi gözlerden kaybolup, saraya gitmiş. Cumhurbaşkanı ile birlikte sahile inmişler. Cumhurbaşkanı Gül, ayakkabılarını, çoraplarını çıkarmış, paçalarını sıvamış, çıplak ayakla sahilde yürüyüşe çıkmış, bir teknenin yanında durup, kürek elinde poz vermiş. Sanki bizi çatlatmak için bununla da yetinmemiş, sahilde uzanan bir ağaç kökünün üzerine çıkmış, fotoğraf çektirmiş. Atlatma ancak bu kadar olur. Çocuklar gibi şen bir Cumhurbaşkanı sahilde yürüyüş yapıyor. Romantik pozlar veriyor.

Müthiş fotoğraflar. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül yok, insan Abdullah Gül vardı orada. Hele çıplak ayakla sahilde yürürken derinlik verilmiş öyle bir kare vardı ki müthişti.

Henüz atlama şokunu üzerimden atamamışken, Cumhurbaşkanı Gül''ün uçağın kokpitine girdiğini görünce kapısına kümelendik. Giderken neşeli olan Cumhurbaşkanı, her nedense dönüşte durgundu. Öyle ki, kimi sorularımızı duymazdan geldi, kimilerine ise kısa yanıtlar verdi.

Bazı meslektaşlarımız, "Zor inişle, zorunlu inişi" karıştırmış olabilir ama Gabon''a gerçekten zor şartlarda inmiştik. Kaptan pilot Ceyhan Yılmazcan Cumhurbaşkanı Gül''e önce bu durumu anlattı.

"Eğitim sırasında simülatörde pilot adaylarına tehlikeli iniş diye gösterdiğimiz olayı yaşadık. Pisti göremiyorduk. Aşırı yağış vardı. Silecekler yetişmiyordu. İnerken sağımızdan-solumuzdan ve alttan sürekli yıldırım düşüyordu. Ama daha kötüsü piste göremeden indik" dedi. Cumhurbaşkanı Gül, pilotun yüzüne hayretle bakıyordu. Yardımcı pilot, "Lufthansa 2 kez pas geçti ve 45 dakika havada döndükten sonra inebildi" dedi.

Kaptan pilot, "Bir ara bizim uçağımızda otomatik pilot da pas geçecekti. Hemen manuele aldım. İnmek zorundaydık. Çünkü karşımızda tehlikeli bir bulut kümesi vardı. Pas geçsek onun içine girecektik" diye anlattı.

13 yıl önce
Cumhurbaşkanı bizi nasıl atlattı
İyi Ki Varsınız
Bir Başka Mesele: Neden cinsiyet değiştiriyorlar?
Birliğe çağrı
Adamın adı Filistin
Dünya bu gençlerle güzelleşecek