|
Suriye"ye müdahalenin şekli

Suriye"ye yapılacak olan askeri müdahalenin şekli giderek netleşiyor.

Öncelikli olarak bir kara harekatı yapılmayacak.

Türkiye"nin, Suriye"ye girmesi gibi bir şey söz konusu değil.

Sadece Türkiye değil, operasyona öncülük edecek olan ABD, İngiltere ve Fransa"nın da kara harekatına girmesi gündemde değil.

Kara savaşını, 2.5 yıldır mücadele eden muhalifler yürütecek.

Suriye"ye yönelik muhtemel operasyonda netleşen nokta ise şu:

Askeri tesisler ve karar mekanizmaları hedef alınacak.

Ve çok önemli bir nokta.

Bu, anlam ifade edecek bir müdahale olacak.

Bu noktayı biraz açmak istiyorum.

İlk başlarda Esed"in devrilmeyeceği sınırlı bir müdahale konuşuluyordu.

Ancak hava değişmeye başladı. ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden"in, kimyasal silah kullananların hesap vermesi gerektiği yönündeki sözleri yeni duruma işaret ediyor.

Anlamlı müdahale, Esed"in devrilmesini ve yargı önünde hesap vermesini getirecek mi?

Suriye"ye müdahalede cevabı en çok aranan soru bu.

Şimdiye kadar Suriye"de isteksiz davrandığı için eleştirilen ABD, eğer Esed"in devrilmesini göze aldıysa, bu Esed sonrasının planlandığı anlamına gelir.

Bu aynı zamanda ABD"nin de kabul edebileceği bir Esed sonrası demektir.

Suriye"ye müdahale kadar, müdahaleden sonraki Suriye planı daha önemli.

İki ülkenin şartları aynı değil ama;

1. Körfez Savaşı"nda Bağdat"a kadar girildiği halde Saddam Hüseyin devrilmemişti. Bu Irak"ın Halepçe başta olmak üzere çok ağır bir bedel ödemesine yol açtı.

Olası bir müdahaleden sonra Esed, Suriye"nin başında kalmaya devam edecek mi?

Suriye için, uçuşa yasak bölge dahil yeni bir plan var mı?

Kritik süreçler, henüz ellerini açık etmiyorlar ama dikkatle izlemekte yarar var.

ABD"deki hava bugünden itibaren her an müdahalenin beklenebileceği yönünde. Bizim kaynaklar ise gün vermek yerine, "Günlerle sayılı bir sürede" müdahale bekliyor.

Bu aşamada artık müdahalenin askeri harekat planları yapılıyor. Demek ki müdahalenin eli kulağında.

Gelelim bizim mahalledeki tartışmaya.

1 Mart tezkeresi nedeniyle Irak"a müdahale sürecinde çok şiddetli bir şekilde tartışmıştık.

Batılı ülkelerin İslam dünyasına yönelik müdahalesine destek vermeli miyiz?

Batılıların işgaliyle hürriyetine kavuşmuş bir İslam dünyası mümkün mü?

Irak"ta ve Afganistan"da yaşanan Amerikan travmasından sonra Suriye"deki konumumuz ne olmalı?

Bu soruların da cevaplarını aradım.

Yansıtayım.

İslam coğrafyasında Batı"nın müdahalesi konusunda bir sorgulama yapılacaksa, bunu en başta Başbakan Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Davutoğlu"nun yapacağı konusunda kuşku yok.

İkinci bir nokta ise Suriye"ye müdahale Irak ve Afganistan"a müdahale ile aynı değil.

Suriye"de ABD"nin peşine takılmış bir Türkiye yok, tam tersine, uluslar arası müdahale olması için uğraşan bir Türkiye var.

Srebrenitsa"da Sırplar kadın ve çocuk demeden katliam yapıyor muydu?

Kosova"da Hırvatlar Müslümanları katlediyor muydu?

Bosna ve Kosova"ya askeri müdahale yapıldı, katliamların önüne geçildi. Biz her 11 Temmuz günü Srebrenitsa"yı anmak için toplanıp, gözyaşı dökmüyor muyuz?

Suriye"de şimdiye kadar 100 bin kişi katledildi mi?

Suriye"de insanlık suçu olan kimyasal gaz kullanıldı mı?

Herhangi bir müdahale olmadığı taktirde, Esed katliamlarına devam eder mi?

Hayır diyebilir miyiz?

Suriye"ye yapılacak müdahale, "Kosova ve Bosna"nın kodlarını" taşıyor.

Son bir nokta.

Suriye"de rejim 100 bin kişiyi katlederken, çocukları kimyasal silahla öldürürken, CHP"den Ulusal Kanal"a, Acilcilerden Gezici ulusalcılara kadar olan kesimler, Suriye"ye müdahale söz konusu olunca, her ne hikmetse, "Müslüman kanının kıymetini" keşfettiler.

Batılıların eliyle Müslüman kanının akıtılmasına destek verecek misiniz diyorlar.

Sanki 100 bin insanın kanı Müslüman kanı değil, kimyasal gazla katledilen çocuklar Müslüman değildi?

11 yıl önce
Suriye"ye müdahalenin şekli
Ukbe b. Nâfi’nin cehdi
İğne ve çuvaldız…
İhracatta Türkiye
Hizmet sektöründeki enflasyon işleri zorlaştırıyor!
Tarihin sonu ve ABD üniversiteleri