|
Batı’nın “siviller” kapsamına kimler giriyor?

Kasım 2022’de İrlanda’nın başkenti Dublin’de 82 ülke, “
Sivillerin Yerleşim Alanlarında Patlayıcı Silah Kullanımından Korunmasına İlişkin Siyasî Deklarasyonu
” onaylamıştı. ABD, İngiltere, Kanada, Avustralya ve Yeni Zelanda’nın yanı sıra
“Avrupa Birliği” ü
yelerinin neredeyse tamamı bildirgeyi imzalamıştı. Tahmin edeceğiniz gibi, Gazze’de yürüttüğü soykırıma rağmen “
BATI yönetimleri
”nin desteklediği “İsrail” imzacılar arasında yok.
Gazze kilometre başına en fazla kişinin düştüğü çok dar bir şerit. 2005’ten bu yana İsrail tarafından abluka altında tutulan Gazze şeridi “
Dublin Bildirgesi
”nde ifadesini bulan yerleşim alanından çok daha fazlasını temsil ediyor. ABD bu bildirgeden de kendini muaf sayıyor tabii. Sözde kurallara dayanan liberal uluslararası düzenin hukuku ABD ve İsrail için geçerli değil.
ABD Başkanı Joe Biden Ukrayna ve İsrail’i bir arada zikrediyor. Sadece bu bile başlı başına Biden Yönetimi’nin uluslararası hukuku nasıl algıladığını gözler önüne seriyor. Rusya’nın bariz şekilde “savaş suçları” işlediğini savunan Biden, İsrail’in soykırım suçlarını görmezden geliyor. Gazze’de katledilen mazlumların yüzde 70’inin çocuk ve kadın olması Biden Yönetimi’nde yer alanların vicdanlarını sızlatmıyor, tüylerini ürpertmiyor. ABD ve Batı yönetimlerinden şimdi ‘
savaş suçları’, ‘insancıl hukuk’, ‘insanlığa karşı suçlar’
gibi cümleler duyulmuyor. Rusya söz konusu olduğunda bülbül gibi şakıyorlardı. İnsanlık Batı’nın ikiyüzlülüğünü unutmayacak.
İsrail’in Gazze’de kullandığı her füzenin, merminin, jetin tedarikçisi ABD. Üstelik ABD İsrail’e her yıl
“3,8 Milyar Dolar”
askerî yardımda bulunuyor. Dahası, Biden İsrail’e 14,3 Milyar Dolar aktarmak istiyor. İsrail’e silah transferini hızlandırmak Pentagon’un bir numaralı görevi oldu.
Geçtiğimiz ay ABD Dışişleri Bakanlığı’nda silah satışlarını denetleyen üst düzey bir bürokrat olan
Josh Paul
, Biden Yönetimi’nin İsrail’e silah göndermeyi sürdürmesini protesto ederek görevinden ayrılmıştı. Paul,
“Benim görüşüme göre
İsrail şu anda Gazze›deki eylemleriyle savaş suçu işliyor” demişti. Bazı Avrupa ülkelerinde de, yine bürokrasi içerisinde, İsrail’in savaş suçu işlediğine ilişkin hukukî görüşler ifade edilmesine rağmen İsrail’in Gazze’de kullandığı uçaklar ve diğer bazı ekipmanların bileşenlerinin tedariki kesintiye uğramıyor.
15 Kasım’da “
Bloomberg
”de yayınlanan bir belgede ABD’nin İsrail’e 155 mm’lik mermilerden de 57 bin adet gönderdiği belirtiliyor. Belgeye göre bu ölümcül silahlar neredeyse her gün transfer ediliyor. Pentagon bu mermileri istisnai şekilde “
Savaş Rezervi Stoku
”ndan veriyor. “Dublin Bildirgesi”nin kapsamına giren 155 mm’lik top mermilerinin hedefinden saparak 25 metre uzağa düşme ihtimali çok yüksek. Çarpmanın ardından mermi her yöne 2 bin kadar keskin parça fırlatıyor, 300 metre yakınındaki siviller için ölüm ve kalıcı sakatlıklara yol açıyor.
Biden Yönetimi Gazze gibi nüfus yoğunluklu çok dar bir alanda bu mermilerin sivillere zarar vereceğini düşünemiyor, bilmiyor olabilir mi? ABD ve Batı yönetimleri altına imza attıkları “Dublin Bildirgesini” çöpe attılar yahut Gazzeli bebekler, çocuklar, kadınlar Bildirgedeki “
siviller
” kapsamına girmiyorlar? Sahi, bu Batı’nın “siviller” kapsamına kimler giriyor?
“Nehir’den Deniz”e, işgal edilmiş topraklarda tek bir Filistinli bile istemeyen İsrail Gazze’de canlı her şeye, mabetlere, hastanelere, okullara bomba yağdırıyor. Hiçbir savaş hukukuna uymayan İsrail, katliamlarını ABD’nin “koşulsuz” olarak sağladığı silahlarla gerçekleştiriyor. Bunu yaparken bile İsrail’e silah transferi sürüyor. Gazze’nin karşısında sadece İsrail yok, dünyanın en büyük silah şirketlerini içeren “
Amerikan Askerî-Endüstriyel Kompleksi
” var.
Şubat 2022›de Biden Yönetimi,
“Konvansiyonel Silah Transferi”
politikasında insan haklarına yeni bir vurgu yaparak güya “
sivillerin korunmasının önemini artıran”
güvenceler eklemişti. Buna göre transferlere ilişkin kısıtlamalarda ‘
Cenevre Sözleşmesi’ ve ‘Uluslararası insancıl hukuk’
dikkate alınacak idi. Palavra! ABD tüm koşulları, yasaları, sözleşmeleri eğip büküyor.

İnsanlık vicdanı İsrail’in ve destekçilerinin alenî şekilde işlenen soykırıma ortak olduklarına hükmediyor. Bütün mesele, insanlık mahkemesinde verilen bu kararı hayata geçirecek adil bir uluslararası hukuk düzeninin ivedilikle kurulması. İnsanlık bu düzenin hasretini yaşıyor.

#Politika
#Siyaset
#Abdullah Muradoğlu
9 ay önce
Batı’nın “siviller” kapsamına kimler giriyor?
Ve gelecek geldi: Sadece “alo” diyecektik değil mi?
Vatana hizmet tertibinden maaşa bağlanan şâirimiz
Netanyahu soykırımı Batı Şeria’ya taşırıyor
Çorum kampımız da rüya gibi geçti “beşinci mevsim” gibi… (2)
AK Parti’de bir şey değişince her şey değişecek