|
“Rio Grande” Amerikalıları da bölüyor!

“Amerikan Yüksek Mahkemesi”
nin 22 Ocak’ta oy çokluğuyla verdiği bir karar Cumhuriyetçi eyaletler ile Federal yönetimi temsil eden Biden Yönetimi arasında siyasi bir krize yol açtı. Teksas Eyalet Yönetimi Meksika-Teksas sınırında Federal devriyelerin faaliyetlerini kısıtlayan bazı girişimlerde bulunmuştu. İç Güvenlik Bakanlığıysa Eyalet Yönetimi’ne gönderdiği bir mektupla Anayasaya aykırı olduğunu belirttiği tüm engellerin kaldırılmasını istemişti.
Biden Yönetimi de konuyu “
Yüksek Mahkeme
”ye taşıdı. Yüksek Mahkeme, federal birimlerin gerekli görmeleri durumunda Meksika-Teksas sınırını teşkil eden
Rio Grande Nehiri
boyunca Eyalet Yönetimi tarafından yerleştirilen jiletli telleri kesebileceklerine ilişkin bir karar verdi.
Yüksek Mahkeme kararına tepki gösteren
Teksas Valisi Greg Abbott
ise Federal hükümetin ABD ile eyaletler arasındaki tarihi anlaşmayı bozduğunu iddia eden bir mektup yayınladı. Abbott, Federal korumanın yokluğunda Teksas’ın kendi sınırını savunma yetkisine sahip olduğunu savunuyordu. 25 eyaletin Cumhuriyetçi Valileri de Abbott ile dayanışma içinde olduklarını vurgulayan bir bildiriye imza attılar. Birleşik Devletler’i oluşturan 50 eyaletin yarısının Federal Yönetim ile Eyalet Yönetimi arasındaki sınır güvenliğiyle ilgili “
otorite
” ihtilafında Teksas’ı desteklemesi “
yeni bir iç savaş mı geliyor?
” tartışmalarına yol açtı.

“Yüksek Mahkeme”nin kararı Federal Bütçe üzerindeki geniş çaplı pazarlıkların bir parçası olarak, daha sert sınır güvenliği önlemlerine ilişkin Kongre müzakerelerinin ortasında geldi. Bu yüzden söz konusu karar 2024 seçimlerine hazırlanan ABD’de siyasî tansiyonu yükseltti.

Biden yeni bir göç yasası için ABD Kongresi’ndeki Cumhuriyetçilerle anlaşmaya çalışıyor. Trumpçı Cumhuriyetçilerse yetersiz olduğu gerekçesiyle anlaşmaya yanaşmıyorlar. Las Vegas’ta düzenlenen bir mitingde Trump, “
Kötü bir yasa tasarısı olmasındansa hiç olmamasını tercih ederim
” diyerek Kongre’deki Cumhuriyetçiler’e ayar veriyordu.
Göçmen meselesini siyasî kampanyasının temel unsuru haline getiren Trump’ın seçimlerde Biden’ın elini güçlendireceği için iki partili uzlaşmayı tümüyle akamete uğratmayı tercih ettiği söyleniyor. 2016’daki seçimlerde Meksika Sınırı’nı “
göçmen geçirmez
” şekilde tahkim etme sözü veren Trump 4 yıllık Başkanlığı döneminde bu vaadini yerine getirmeyi başaramamıştı.
Cumhuriyetçiler çoğunlukta olduğu Temsilciler Meclisi’nde İki partili bir anlaşma, “
Trump faktörü
” sebebiyle sağlanamıyor. Biden Yönetimiyse yasadışı göçü zorlaştırmak için gerekli harcama fonunu “paket” olarak geçirmek istiyor. Paket Ukrayna ve İsrail’e ek yardımı da içeriyor. Cumhuriyetçiler ise bu başlıkların ayrı ayrı ele alınmasından yanalar. Senato Azınlık Lideri
Mitch McConnell
ve diğer Merkezci Cumhuriyetçiler Ukrayna’ya yardımın devam etmesini isterlerken, Trumpçı Cumhuriyetçiler bu yardımın artık durmasından yanalar.
Senatör McConnell, Biden Yönetimi ile uzlaşmaya olumlu bakıyordu.
Senatör Mitt Romney
gibi bazı isimler de uzlaşmadan yanalar. Şimdiyse McConnell ve diğer Merkezciler Trump ile karşı karşıya gelmemek için geri adım atıyorlar. ABD medyasına yansıyan kulis bilgilerine göre McConnell kapalı kapılar ardında gerçekleşen bir toplantıda senatörlere Trump’ın göçmenlik karşıtı seçim kampanyasını baltalayacak bir pozisyonda olmak istemedikleri söylüyordu.
Diğer bir yandan Cumhuriyetçi vekiller “
açık sınırların en şiddetli savunucusu
” olarak niteledikleri İç Güvenlik Bakanı
Alejandro Mayorkas
’ın azledilmesi için girişimde bulundular. Cumhuriyetçiler Mayorkas’ı güney sınırından yasa dışı göçü engellememekle itham ediyorlar. “
Temsilciler Meclisi İç Güvenlik Komitesi
”nde 30 Ocak Salı günü azil oylaması gerçekleşecek. Oylamadan azil kararı çıkar ise dosya Genel Kurul’da da görüşülecek. Nihai sonuç için, Demokratlar’ın iki koltuk fazlasıyla kontrol ettikleri Senato’nun üçte iki çoğunlukla azil yönünde karar vermesi gerekiyor. Tabii böyle bir sonuç aritmetik olarak mümkün değil.
Amerika’nın geçmişinden miras kalan iç yaraları hâlâ kanıyor. “
Göçmenlik meselesi
”yse buzdağının görünen yüzlerinden sadece biri. Servet ve gelir dağılımındaki adaletsizlikler, sözde “
Amerikan Rüyası
”nın sönümlenmesi, eyaletler arasındaki kültürel ve ekonomik bölünmeler, halkın yönetime katılmasında çok ciddi demokratik açıklar ve dışarıda “
Sonu gelmez savaşlar
” gibi daha birçok sorun Amerikan siyasetini parçalamaya devam ediyor.
#ABD
#Teksas
#Trump
#Biden
4 ay önce
“Rio Grande” Amerikalıları da bölüyor!
Turizm uğruna
Mermer atıklarının muhteşem geri dönüşümü
Tasarruf sandığı
ABD-Çin rekabetinde popülizm, korumacılık ve ulusal güvenlik
‘Şişman Kadın’ kim?