|
Hadi biraz Kafka"dan konuşalım..

Ne zaman Kafka''yı okusam, şaşırırım.

Sanki bu ülkede yaşamış..

Kahramanlarını aramızdan seçmiş diye düşünürüm..

Romancı Milan Kundera da Kafka''nın adeta Komünist Çekoslovakya''yı anlattığını söyler..

Çünkü Kafka''nın kahramanları, tıpatıp komünist yönetimin takibatı altında hayatları zindana çevrilen kişilere benzer..

"Bu yüzden" der Kundera, "Kafka''yı Fransızlardan daha çok Çekler anlamıştır."

Kafka sıradan insanın bürokrasinin labirentleri içinde boğulup yutulmasını, hiçbir siyasi, ideolojik kavram kullanmadan anlatır..

Hem de dehşetengiz biçimde..

Bu insanlık durumları, dünya edebiyatına Kafkaesk diye yerleşti.

Kapıcı İdris Olayı da çarpıcı bir Kafkaesk durum.

Atanması istenen bir kişinin özel hayatında nasıl yaşadığı..

Kimlerle görüştüğü, karısının örtünüp örtünmediği, çocuklarını hangi okula gönderdiği..

Yani, bilgiyi talep eden devlet büyüğünün dünya görüşüne yakınlığı-uzaklığı araştırılmış..

Ne zaman bir fişleme duysam..

Kanunda yeri olmadığı halde Ceza''larla karşılaşsam..

Hep Kafka''yı hatırlarım.

Ve Suç''unu arayan Ceza''ları..

* * *

Kafka''nın Dava''sında K., neyle suçlandığını, neden cezalandırıldığını bilmemektedir..

Saçma bir durum..

Ama K., kendi geçmişini didik didik edip suçluluğunu bulmaya çalışır.

Yani, ceza suçunu arar..

Milan Kundera, Kafkaesk ile totalitarizm arasında bağıntı kurar.

Kundera''ya göre..

"Totaliter toplum, özellikle aşırılığa varan örneklerinde kamusal ile özel arasındaki sınırı silip yok etme eğilimindedir. Gitgide içi görülmez hale gelen iktidar yurttaşların hayatının olabildiğince şeffaf olmasını ister. Bu gizlisiz saklısız hayat ideali örnek bir aile idealiyle örtüşmektedir: Tıpkı bir çocuğun babasından ya da annesinden hiçbir sır saklamaya hakkı olmaması gibi, bir yurttaşın da parti ya da devletten ne olursa olsun bir şey gizlemeye hakkı yoktur."

Kafka''nın başarısının sırrı, Kafkaesk''in sonsuza kadar tekrarlanarak devam etmesinde..

Çünkü totalitarizmin kendisi de bir insanlık durumu/dramı.

* * *

Kafka''nın Karar''ın da baba oğlunu suçlar. Ona bir ırmakta boğulmasını emreder. Hikayenin sonunda oğul, hayali suçluluğunu kabullenir ve gider kendini ırmağa atar.

Kundera bu hikayenin gerçeğine Çek Cumhuriyeti''nde tanık olur..

Praglı bir mühendis, yurt dışında bir panele katılır ve döner..

Oysa Parti gazetesinde vatanı aleyhinde konuştuğu ve ülkesine geri dönmediği yazılır.. Korkuya kapılan mühendis bütün kapıları çalar..

Suçsuz olduğunun anlaşıldığı söylenir kendisine..

Ama peşinden polis eksik olmaz.. Bu da bir cezadır..

Ve bu ceza işlenmemiş suçu talep etmektedir.

Hayatı alt üst olan mühendis sonunda dayanamayıp ülkesinden kaçar..

Böylece Ceza Suç''una kavuşur.

Kapıcı İdris Olayı''nın bana çağrıştırdıkları bunlar..

İhsan Kudret''in "İhsan benimle çalışır mısın" isimli kitabını okurken de aynı hislere kapılmıştım..

İhsan Hanım, 40''lı 50''li yıllarda, eşi Cevdet Kudret''in ''komünist'' diye fişlendiği için neler çektiklerini anlatır.

Cevdet Kudret, çocukları sıkıntı çekmesin diye, Sol''u çağrıştırdığı için ''Solok'' olan soyadını bile değiştirmiş.

Şimdi de başka Kafkaesk durumlar..

Başörtüsü.. İmam Hatip''li olmak.. Vesaire.. Vesaire..

Ülkeyi bir cezalılar kolonisine çevirdiler..

Suç yok, ceza var..

Suçlananlar cezalarını kabul etseler herkes rahatlayacak..

Cumhurbaşkanlığı seçimleriyle ilgili tartışmaları bu bağlamda yorumluyorum.. Bana göre bu seçim..

Bürokrasi ve demokrasi..

Tektipçilikle çoğulculuk arasında geçecek..

Gerisi fasa fiso..

Cinayeti gören kör balıkçı değilmiş..

1969''de fail-i meçhul cinayete kurban giden Taylan Özgür Dosyası yeniden açılacak.

Taylan Özgür, İstanbul Beyazıt''ta vurularak öldürüldü. Abla Hale Özgür Kıyıcı yıllardır işin peşindeydi. Em. Yarbay Talat Turhan''ın iddiasına göre Özgür''ü, bir üstteğmen vurmuş. Bu kişi 1990''da üst düzey görevde generalmiş. Turhan bir ara, "İsmi MİT Başkanı''na açıklarım" demiş.

Hale Özgür''ün Yeni Harman''da yazdığına göre, faili bilen başkaları da varmış. Hale Hanım bakın neler diyor:

"Deniz Gezmiş''in hayatını oynayacağım diye kapı-kapı dolaşan Berhan Şimşek, Araştırma Komisyonu için imza bile vermemiş. Taylan için gerekli olan 20 imzada adı yok. Aramışlar. Red cevabı almışlar. İsterseniz bir isim daha vereyim: Zülfi Livaneli... Bunun gibi isimler var. Birileri film yaparak, birileri türküler söyleyerek prim yaptı, para kazandı. Birileri de mezarları başında nutuk atarak TBMM''ye geldi. Böylelerine söylenecek çok laf var ama gün ola harman ola.. CHP delegasyonu daha detay isterseniz anlatayım: Hasan Fehmi Güneş, Ertuğrul Günay, Deniz Baykal; Em. Kur. Yrb. Talat Turhan''ın iddiasına göre kardeşimin katilini biliyorlarmış. Şimdi siz, bu hesabı sorar mısınız?"

Meclis Araştırma Komisyonu kurulabilmesi için 23 milletvekili imza atmış. Beni şaşırtan Berhan Şimşek oldu. 68''lilerle, Deniz Gezmiş''lerle ilgili programlarda konuşurdu. Deniz Gezmiş''in hayatını bile oynamıştı. Ama önergeye imza atmamış. Eğer iddialar doğruysa, Baykal''a, Hasan Fehmi Güneş''e ve eski CHP''li Ertuğrul Günay''a bir açıklama yapmak yakışır. Bekliyoruz.

17 yıl önce
Hadi biraz Kafka"dan konuşalım..
Kıyı
Garson nereye baksın?
Evet sokağa çıkamayacak hale geleceksiniz!
Batı’da İsrail spiritüel bir tutkuya dönüştürüldü...
Din savaşı