|
İsmet Paşa"nın İsrail yanılgısı

Hükümetin Lübnan''a asker gönderme kararı Meclis''ten geçti. Belirlenen miktarda asker, yakında Güney Lübnan''da konuşlanacak.

Bu noktada, kararın Lübnan''a yararı olmasını diliyorum. Umarız Türkiye alnının akıyla bu işin içinden çıkar.

Coğrafya, isteseniz de istemezseniz de ülkelerin kaderini etkiliyor. Sadece coğrafya mı? Tarih, dil, din ve nüfus da öyle. Son gelişmelerde hepsi de var.

Dışarda kalmak istersiniz, yapamazsınız.

Birinci Dünya Harbi sonunda haritalar, sanki bölgesel fay hatlarının kalıcı kılmak için çizilmiş.

İsteseniz de istemezseniz de, bölgedeki her gelişme Türkiye''yi de içine çekiyor.

Türkiye, Bosna-Hersek ve Kosova''dan sonra, eskiden başkenti İstanbul olan üçüncü bir ülkeye daha asker göndermiş olacak.

Bunu, Neo-Osmanlıcılık diye yorumlamamak lazım. Artık Osmanlı yok ve bir daha da olmayacak.

Ama Türkiye coğrafyası kıyamet kopana kadar kalacak. Türkiye çevresini güvenli kılacak her gelişmeye müdahil olmak zorunda.

Çözümün parçası değilseniz, sorunun parçası haline gelirsiniz. Ya da tersi, sorunun bir parçası değilseniz, çözümün parçası olabilirsiniz

***

Lübnan, dörtyüz yıl Osmanlı egemenliğinde kaldı. Fransızlar Marunileri, İngilizler Dürzileri kışkırtıp, bu küçücük bölgeyi ateş çukuruna çevirdiler. Birinci Cihan Harbi sonunda Lübnan, cebren Fransız mandası oldu. Fransız mandası altındaki Suriye''nin bazı parçaları da eklenerek, ''Maruni üstünlüğüne dayalı'' bir devlet kurduruldu. Devletin Cumhurbaşkanı Hıristiyan Maruni, Başbakanı Sünni olacaktı. Dürziler daha altta yer aldılar. Paylaşımın en zayıf halkası ise Şiilerdi

Yani Lübnan demokrasisi, etnik unsurlar arasındaki paylaşıma dayanıyor.

Bir tür ''feodal-demokrasi''

Seçimler, sadece bir Maruni''nin Devlet Başkanı, bir Sünni''nin Başbakan olmasını belirliyor.

1947''de Marunilere komşu ve müttefik olarak Filistin''de bir Yahudi Devleti kuruldu.

Lübnan''da Marunilerin azalan nüfusuna rağmen, Şiiler giderek çoğaldı. Şimdi Lübnan''ın en kalabalık, ama en fakir nüfusu.

1980''lerde bu denklem de bozuldu.

Maruniler, Lübnan''da en fazla ikinci sırada yer alan bir etnik/dini topluluk.

Maruniler de terörle, savaşla bir yere varamayacaklarını anladılar. Ama büyük bedeller ödediler.

Lübnan''da, terminolojideki tanımıyla ''demokrasi'' korkutucu. Ne Fransa ne İngiltere, ne ABD ne İsrail, Lübnan''da demokrasi istemez. Bütün bu nedenlerden ötürü Türkiye, ince bir ip üzerinde. HHH

Gözardı edilmemesi gereken bir nokta da şu:

Lübnan sorunu, İsrail-Filistin sorununun bir parçası. Filistin sorunu çözülmedikçe bölgeye ne barış gelir ne istikrar.

Türkiye, 1945-1947 yılları arasında Filistin''in Arap ve Yahudi olarak ikiye ayrılmasına karşı çıktı.

Filistin Davası''nda Arapların yanında yer aldık.

BM''nin taksim planını reddettik. Filistin''in bağımsızlığını savunan İsmet Paşa ve CHP Hükümeti''ne göre, ''Yahudilere devlet'', bölgede barışı tehdit ederdi.

CHP''nin yayın organı Ulus''ta “BM, Filistin''in yarısını Yahudilere vermekte ısrar ederse, bu bitip tükenmez bir mücadeleye kapı açmaktan başka bir şey olmayacaktır” deniliyordu.

Taksim kararı Yakın-Doğu''nun barışını tehlikeye düşürmüştü. İsrail''in kurulması, Orta Doğu''nun aslında çözülmesi güç bir siyasi problemini büsbütün çıkmaza sokmuştu. İlk tepkiler bu şekildeydi,

Bu çizgiden uzaklaşarak, ''İsrail''i ilk tanıyan halkı Müslüman ülke'' olduk. Çünkü, Türkiye, 1947''den itibaren ABD yörüngesine girmişti. Batı''yla yakınlaştıkça, Arap dünyasından hızla uzaklaştık. Yakınlaşmanın dayanağı, Sovyet Rusya''nın Türkiye''den toprak talep etmesiyle açıklandı.

Oysa, bu doğru değildi.

Üretilmiş, uydurulmuş bir şeydi.

Elli yıl halkı buna inandırdılar.

Batı dünyası, Amerika, İngiltere ve Fransa''ydı.

NATO''ydu, Bağdat Paktı''ydı, CENTO''ydu.

Batı siyasetiyle örtüşmek, İsrail''e bakış açısını kökten değiştirdi. CHP Hükümeti İsrail''in bağımsızlığını tanıdı. İsmet Paşa, “Yeni doğan İsrail devleti ile siyasi münasebetler açılmıştır. Bu devletin Yakın Doğu''da bir barış ve istikrar unsuru olacağını ümit ediyoruz” diyecekti. Ama olayların kendisini yalanlayacağını biliyordu.

Öyle de oldu.

Aradan 60 yıl geçti.

Barış ve istikrar için hâlâ umudumuz yok.

٪d سنوات قبل
İsmet Paşa"nın İsrail yanılgısı
Biden Suudi Arabistan’a ne yapmaya çalışıyor?
Kara dinlilerle milletin savaşı
Türkü söyleyene ne denir?
“Almanlar et başında”
Varsıllar vergi ödemesin!