|
Merkez Bankası"nın bağımsızlığı!

Almanya seyahatinden dönerken gazetecilerin sorularını cevaplayan Başbakan Erdoğan, "Merkez Bankası"nın yarım puanlık faiz indirimini az bularak eleştirmiş. Yüksek faizi yatırımlar için en önemli bir bariyer olarak gördüğünü belirten Başbakan Erdoğan Merkez Bankası"nın enflasyon hedefinin öngörülen istikamette gerçekleşmediğini de ifade etmiş. Sıcak paranın reel yatırım için faydası olduğuna inanmadığını vurgulayan Başbakan sıcak paranın, alacağı faiz karşılığında Türkiye"''ye geldiğini, bu faizi başka yerde bulsa zaten gelmeyeceğini vurgulamış. Başbakan"ın açıklamalarını Merkez Bankası"nın bağımsızlığına müdahale olarak yorumlayanlar var. Nedense bu tür yorumlar daha çok bizim gibi ülkelerde revaç buluyor. Merkez Bankası bağımsızlığı adeta "olmazsa olmaz" bir nas gibi dayatılıyor.

"Cambridge Üniversitesi" öğretim üyesi, Kalkınma İktisadı uzmanı Ha-Joon Chang, "Sanayileşmenin gizli tarihi" kitabında merkez bankasının bağımsızlığı söyleminin masum olmadığına dikkat çekiyor. Bu aralar Chang"ın kitaplarını okuduğum için birkaç hususu aktarmak istiyorum. Chang"a göre çok sıkı para politikası yatırımları düşürür. Daha az düzeydeki yatırım ise büyümeyi ve istihdam artışını yavaşlatır. Böyle bir politika daha fazla gelir ve istihdama ihtiyaç duyan gelişmekte olan ülkeler için çözümden daha çok sorun yaratabilir. Merkez bankasına enflasyonun kontrol altına alınmasını tek amaç olarak göstermek gelişmekte olan bir ülkenin yapması gereken son şeydir. Bu durumda merkez bankası gelişmekte olan ülkelere uygun olmayan parasalcı makro-ekonomik politikaları yerleştirecektir. Öte yandan daha yüksek merkez bankası bağımsızlığı ile daha düşük enfasyon, daha yüksek büyüme, daha yüksek istihdam, daha iyi bütçe dengesi ve hatta daha yüksek finansal istikrar arasında ilişki olduğuna dair kanıt yoktur "Merkez bankacılar partizan olmayan teknokratlardır" cümlesi söylenceden ibarettir. Chang"a göre bu kişiler finansal sektörün görüşlerini, imalat sektörünün ve ücretlilerin aleyhine olarak çok daha dikkatle dinlemeye eğilimlidirler. Bu yüzden finansal sektöre yardımcı olarak politikalar izlerler. Dolayısıyla merkez bankasına tanınan bağımsızlık, aslında bu kişilerin yer almış oldukları doğal tarafa saman altından yarar sağlayacak politikalar izlemelerini kolaylaştırır.

Yine Chang"a göre "Merkez bankası bağımsızlığı" ile "Demokratik hesap verilebilirlik" arasındaki ilişki de tartışılmalıdır. Merkez bankacıları "seçmen memnuniyeti" ile bağlı olmadıklarından çoğu insanın canını acıtacak politikaları cezalandırılma endişesi taşımadan uygulayabilirler. Oysa seçilmiş politikacılar aldıkları kararların hukuki ve siyasi bedellerini öderler. Chang, Amerikan Merkez Bankası FED"in kuruluş belgesinde ilk sorumlulukların (azami istihdam, istikrarlı fiyatlar ve makûl uzun dönemli faiz oranları, vs.), ekonomideki para ve kredi koşullarını etkileyerek ulusun para politikasını yürütmek biçiminde tanımlandığını ifade ediyor. FED Başkanı"nın ABD Kongresi tarafından düzenli olarak sıkı biçimde denetlenmesinin sebebi budur. FED"i sıkı denetim içinde tutan ABD hükümeti gelişmekte olan ülkeleri ise sadece enflasyon hedefine odaklanmış "bağımsız" merkez bankası yaratmaya teşvik ediyor. O halde biz de, pek çok hususta olduğu gibi, elbette milletimizin ihtiyaçları çerçevesinde, "Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası"nın hakikî "bağımsızlığının" nasıl olması gerektiği üzerinde yeniden düşünmeye başlamalıyız.

10 yıl önce
Merkez Bankası"nın bağımsızlığı!
Diyanet ile İran arasında imzalanan anlaşma Kötülüğün hâkim olduğu ortamda Müslümanca yaşama
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek
Cari açık ve Gabar’dan gelecek 3,2 milyar dolar
Küresel savaşın kaçınılmazlığına dâir