|
Tasada ve kıvançta ortak mıyız?

Bugün Kurban Bayramı..

Ama aklım Diyarbakır''a..

Bu kentimizde yaşanan yoksulluk dramına takıldı.

Bayram tasada ve kıvançta ortaklığın en güzel ifadesi.

Bayram birlikte neşe demek..

Dargınların barışması..

Ayrı kalanların kucaklaşması..

Uzakta olanların hüznü demek..

Ve bayram, unutmaktır..

Kalplerden nefreti silmek.

Bayram el ele vermek..

Geleceğe gönül gönüle girmek demek.

Kalbimizin uzandığı yere elimizi uzatmak demek.

Bayram bağışlamak demek.

Bayram, tebessüm iklimi demek..

Bayram, barış.

* * *

Peki Etiler ile Diyarbakır aynı bayramı mı idrak ediyor?

Diyarbakırlı çocuklar yeni yıla umutla bakabiliyorlar mı?

Yapılan bir araştırmada..

Diyarbakır''da sadece iki mahallede, ikibinbeşyüze yakın hanede onbeş bin kişi yaşıyormuş.

Bin kadar aile tek göz odada barınıyormuş.

Her haneye düşen insan sayısı ortalama altı kişi.

Kişi başına düşen günlük gelir ise 1 doların altında..

Şimdi soruyorum..

Milletçe tasada ve kıvançta bir olmak..

Kağıt üstünde kalan protokol laflar mıdır?

Çok mu zor bu lafları yaşama geçirmek?

Devletin başı olarak Cumhurbaşkanı Sezer..

Hem bayramı hem yeni yılı Ankara''da geçirecek yerde..

Diyarbakır''da olamaz mıydı?

Sağında Başbakan Erdoğan..

Solunda Deniz Baykal..

Arkasında Mehmet Ağar..

Erkan Mumcu..

Hatta Devlet Bahçeli..

"El ele gönül gönüle hep birlikteyiz" mesajı patlatsalar..

Böyle bir fotoğraf karesi..

Diyarbakırlılara verilmiş en güzel bayram hediyesi olmaz mı?

* * *

Yardım kuruluşlarımıza gelince..

Kızılay''ın performansına diyecek yok..

Tartışılan bir kurum olmaktan çıktı..

Alkışlanan bir kuruluş halini aldı..

Her nerede bir felaket varsa, Kızılay orada..

Osmanlı''dan kalan yegane yardım teşkilatımız.

Yani Hilal-ı Ahmer''imiz.

Kızılay, Açeli kardeşlerimize el uzattı.

Ve daha başka coğrafyalar..

Açeliler bayrama Kızılay''ın konutlarında girecekler..

Yanısıra çocuklara okul..

Hastalara hastane..

Gurur duymamak elde değil.

Diğer sivil yardım kuruluşlarımızı da elbette gururla izliyoruz.

Hepsine şükran duyuyoruz.

Ya Diyarbakırlılar ne yapsın?

Diyarbakır Açe''den ne kadar uzak?

Onlar için de şefkat, kardeşlik eli uzanmayacak mı?

Açe''den daha uzakta değil çünkü..

Çünkü Diyarbakır hemen şuracıkta..

Bunu idrak etmek..

En başta Cumhurbaşkanı Sezer''e düşmez mi?

Pinochet''ye tören Saddam''a idam

Irak''ın devrik diktatörü Saddam Hüseyin''in idamı, yakınlarını kaybeden onbinlerce insan için ilahi adaletin gerçekleşmesi demek. Saddam Hüseyin artık yok. Bu dünyada hesabını verdi. Mahkemenin adil olup olmadığını tartışmayacağım. Herşey ortada. İşgal edilmiş bir ülkede, yargı ne kadar adil olabilir ki. Sonuçta Saddam öldürdü ve öldürüldü. Su testisi su yolunda kırıldı. Ya diğer diktatörler?.. Marcos.. Pinochet.. Her ikisi de rahat yataklarında öldü. Genç insanları betonlara gömdüren, yüzlercesini uçaklardan denize attıran, binlercesini işkencelerde öldürten ve karanlık köşelerde bir bir infaz ettiren Pinochet mahkeme önüne çıkarılamadan çekip gitti. Yakınlarını Pinochet diktasına kurban veren Arjantinliler, bu yüzden buruk.. Ama Saddam idam edildi. Bu durum tuhaf görünmüyor mu size..

Özeleştiri İlhan Selçuk''a lazım değil mi?

Dünkü Cumhuriyet''te İlhan Selçuk, "Tüyler ürpertici bir belge" başlıklı yazısında Başbakan Erdoğan''a atfedilen on yıl önceki sözleri alt alta koymuş. "Başbakan değişti mi değişmedi mi?" diye soruyor. Selçuk''a göre Erdoğan hiçbir zaman bir özeleştiri yaparak değiştiğini açıklamadı. Oysa Başbakan her fırsatta değiştiğini ifade ediyor. AK Parti''nin kurulması bile bu değişim ve kendini yenilemeyle ilgili sayılıyor. İlhan Selçuk, kendini özeleştiri alan makam sayıyor ise o başka. Selçuk''un kendisi, 1971''de Demirel Hükümeti''ni devirmek, anayasal düzeni yıkıp yerine Baas tipi, yarı askeri bir rejim kurmak isteyen bir cuntaya mensup olduğu iddiasıyla yargılandı. Hapis bile yattı. Bu cuntadan teşvik gören devrimci gençlerin bir kısmı ya polisle ya jandarmayla girdikleri çatışmalarda öldürüldüler. Deniz Gezmiş ve iki arkadaşı idam edildi. Acaba İlhan Selçuk bu döneme ilişkin özeleştirisini yaptı mı? Aynı klikte yer alan Hasan Cemal, "Kimse Kızmasın Kendimi Yazdım" kitabında, açık yüreklilikle özeleştiri yapmıştı. Bu kitabı okudukça benim de tüylerim ürperiyor. Meğer Türkiye Türk tipi Baas rejiminden kıl payı kurtulmuş. Yoksa İlhan Selçuk''un, sistemi koruma adına Demirel''e övgüler düzmesini, adı konulmamış bir özeleştiri olarak mı anlamak gerek.

17 yıl önce
Tasada ve kıvançta ortak mıyız?
“Almanlar et başında”
Varsıllar vergi ödemesin!
Amerikan Evanjelizminin Trump’la imtihanı
Genişletilmiş teröristan projesi böyle çöktü
İsrail’le ticaret ve Deutsche Welle