|
Kazanmak için, kaybetmeyi bilmek gerekir...

Kazançlarla kayıplar yön verir yaşanan her hayata. Çoğu zaman kazançlar banknotlarla ölçülse de, asıl kazanç o paranın nasıl ve ne şekilde kullanıldığı ile ilgilidir. İyi karakter ve iyi niyet, parayı kazanırken de, harcarken de birikmesi gereken belki de en önemli meziyettir. Çünkü, iyi niyetle hareket etmenin getirdiği kazançlar hiçbir banka cüzdanına sığmaz… İşte bu en büyük kazanç, günün birinde parayı kaybedenin en büyük kredisidir. Hani bankaya gidip kredi isterken bulmak için dört dönülen o kefiller, bu sefer size gönüllü olurlar! Faizi yoktur, vadesi ömürlüktür. Geri ödemesi de söz konusu bile değildir. Çünkü o kefalet, o gönüllere yıllardır ödenmiş ve ödeniyordur… İşte en güzel sermeye, her zaman o gönüllerdedir! Ne parayla satılır, ne de krediyle alınır. Bir telefon bile yeter... Bu hayatta kazanmak için, kaybedilmemesi gereken en önemli şey insanlıktır… Kazandıklarınıza şöyle bir bakarsanız anlarsınız! Kazancınız ve malınız, her zaman yaşadığınız hayatın bir yansımasıdır ama hiçbir zaman karakterinizin ve iyi niyetinizin aynası olamaz. Ve de maalesef bunu sizden başka kimse sizin kadar da bilemez.

Ne ekersen onu biçersin!

Hayat tıpkı tarlaya ekilmiş bir tohum, bir fidan gibidir. Toprağı aile, suyu ve havayı da çevremiz temsil eder. Her toprağın üzerinde, ne olursa olsun bir ot bitse de suyu ve havası uygun değilse öylece kalır. Ne günün birinde meyve verir, ne de altına gölge… Çöldeki kaktüs misalidir bazı hayatlar. Meyvesi sadece sudur, o da ancak bir avuçtur nasılsa… Gölgesi de sadece börtü böceğe fayda! Çölün, suya olan hasret ve kızgınlığını üzerinde yaşayan canlılardan çıkardığı gibi, insan da kendi kuraklığının acısını etrafına ödetir. Tıpkı çöl ortasındaki bir kaktüs gibi, ne yanında ot biter ne de içindeki suyu ikram eder. İklimi gereği yalnızlığını dikenleriyle ilan eder. Dikkat edin, iyi insanların etrafında hep güzellikler görürsünüz! Çünkü onlar çevresine hayat verirken, diğerleri de içlerindeki bir damla güzellikle bir çok hayatı zehirler… Şu hayattaki dikenlere bir bakar mısınız? Gülde de vardır, kaktüste de! Deveyle seveni birbiriyle bir tutan da o dikendir maalesef… Öyle ya, deveye diken yaranırken insana da seven yaranamaz işte! Hoş…senin ektiğin gülse, dert etme…Elbet günün birinde yaranırsın birine! Düşün bir kere… Kaktüsler olmasa, güllerin kıymetini kim bilirdi sence?

Ağrı, hayat belirtisidir!

Çoğumuz çektiğimiz ağrılardan nefret ederiz. Bin türlü şikayet ederiz ama çektiğimiz ağrıların kıymetini hiç bilmeyiz! Çünkü ağrı, hayat demektir… Ağrı, yaşamak ve hissetmektir. Dişin ağrıyorsa gülümsemenin, kolun ağrıyorsa tutmanı, kalbin ağrıyorsa sarılmanın kıymetini bilmeli… Ağlıyorsak ağlatmanın, konuşuyorsak susmanın, özlüyorsak terk etmenin anlamını bilmek gerekir. Çünkü ağrı yaşamaksa, tüm tezatlar bir kavga ve her kavga da bir aşktır. Ben bazen sokak ortasında kavga eden bir çift gördüğümde bunları hatırlarım hep! Ya da birbirlerini sevdiklerini bildiklerimin kavgasını veya küslüklerini duyduğumda gülerim… Çünkü ağrı da, kavga da geçicidir bu dünyada! Biri hayatla, diğeri zamanla sınırlıdır ama eğer artık onunla kavga bile edemiyorsanız da üzülmeyin… Ya zaten hiç size göre değildir ya da sizi çok seviyordur! Eğer bu defa da sizin kalbiniz ağrıyorsa işiniz zor demektir. Çünkü bir tek o ağrı zamanla geçmez…

Kazandığın en güzel şey, kaybetmeyi hiç istemediğindir!
٪d سنوات قبل
Kazanmak için, kaybetmeyi bilmek gerekir...
Dövizde çözülme hızlandı: Bir haftada 15 milyar USD
“Evine dönemezsin...”
Antisemitizm, 7 Ekim ve Biden’ın Vietnam’ı
Yangından mal kaçırma: Terör örgütü ABD’den tanınma istiyor!
Unutma sakın!