|
Tantan Operasyonu

Sadettin Tantan, hiç kuşkusuz önemli işler yaptı. Türkiye''deki "yolsuzluk ekonomisi"nin onun operasyonları ile güncelleştiği açık. Henüz hukuk planında sonuçlanmış bir dâvâ olmasa da, Tantan''ın, operasyonların bakanlığına düşen safhasında gerekeni yaptığını biliyoruz.

Hatta gerekeni bazan fazlasıyla, hukuku zorlayarak yaptığını bile söylemek mümkün. Telefon dinleme yetkisinin nerelere kadar uzandığını bilmek belki hiçbir zaman mümkün olmayacak. Ama bakanların bile telefonlarının dinlendiğini biliyoruz. Bu noktada Tantan''ın biraz fütursuzca, biraz özel hayatları hiç önemsemeden uygulamalar yapılmasına açık olduğu gözlenmiştir.

Tantan yönetiminde, yolsuzluk operasyonlarında jandarmanın kullandığı yetkilerin hukukiliği de tartışma götürecek nitelikte olmuştur. Tantan, inisiyatif kullanan bir bakan hüviyetindedir, ama galiba ondan daha baskın inisiyatif kullanımları olmuştur. İçişleri-DGM-Jandarma üçgeninde olan bitenlerin hukuk devleti açısından tahlili gerekebilir. Ama yaşanan dönem, yolsuzlukların vahameti göz önüne alındığında hukuk devleti duyarlılığını zaman zaman ihmal edilebilir bir konu haline getirmiştir.

Bu yüzden de kamuoyu, Tantan ismine, tartışmasız bir itibar yüklemiştir. Bakanlıktan ve partisinden ayrılırken, kamuoyunun Tantan''ın onurunu vurgulamasının altı çizilmelidir.

Peki ya Tantan Operasyonunun mimarı olan Yılmaz için ne söylenebilir?

Yılmaz''ın küçük alanlarda siyasî kumpas oluşturmakta usta olduğunun son kanıtı olarak alınabilir Tantan Operasyonu. Bir yerde ayağına basmaya başlayan Tantan''ı devreden çıkarmıştır.

Jandarmada, Yılmaz''ın tepkileri sonucu ilginç tayinler gerçekleşmiştir.

Yargılama safhasında da ilginç gelişmeler olmaktadır.

Kimbilir belki de süreç, Mavi Akım olayında, bütün yalanlamalarına rağmen Gazprom''la ilişkileri kanıtlanan Yılmaz''ı rahatlatacak bir sonuca ulaşacaktır.

Ama dosya kapanacak ve bu sonuç Yılmaz için "zafer" anlamına mı gelecektir?

Hiç sanmıyoruz.

Çünkü bu sonuç, Yılmaz''ın aşınan itibarında artıları değil, eksileri çoğaltmıştır. Yılmaz, söylemlerinde "hukuk duyarlılığı"nı gündeme getirse de, kamuoyu, Yılmaz''ın bir yumuşak karnı olduğu şüphesi içindedir. Türkbank olayından bu yana, dosyalar kapanıp duruyor, ama çok da tatmin edici biçimde kapanmıyor. Yılmaz "çamur üstünde oturmam" diyerek hükümette görev almamış, sonra Meclis''te aklandığı düşüncesiyle hükümete girmiştir. Ancak kamuoyu onu çamurlu alanın dışına çıkarmış mıdır, burada soru vardır.

Tantan olayında, İstanbul Valisi, İstanbul Emniyet Müdürü, Doğan Grubu''nun Milliyet ve Kanal D kanalıyla yürüttüğü Tantan karşıtı kampanya ve Yılmaz''ın durduğu nokta, zihinlerde kimin hangi rolü üstlendiği konusunda berraklık kazanmamıştır. Yılmaz''ın Aydın Doğan''la pijamalı uğurlama töreni düzenleyecek bir yakınlık(!) içinde olması dikkate alındığında gerçekten nedir o gerilim ve Doğan grubu kimlerle hangi karar birliği içinde Tantan''ı vurmaya kalkmıştır sorusu açıktadır.

Bir yandan Doğan Grubu için hayati değer taşıdığı anlaşılan RTÜK tasarısı, Yılmaz''ın ısrarlı ilgisi ile adeta dayata dayata Meclis''ten geçirilmeye çalışılmaktadır.

Bunlar, Yılmaz''la ilgili eksileri büyütüyor.

İlginçtir, yakın bir zamanda Yılmaz''la ilgili olumlu bir değerlendirmeye rastlanmamıştır. Demokrasi, hukuk devleti konusundaki çıkışları bile, "acaba ne zaman çizgisinden yan çizer" kaygısı içinde ihtiyatlı bir değerlendirmeye konu olmaktadır.

Sabancı üslûbuyla söylersek, güven, güven, güven! Temizlik, temizlik, temizlik! Kamuoyu Yılmaz''a güven duymuyor. Tertemiz olduğu konusunda da kuşkulu! Tantan operasyonu da bu güven bunalımını - temizlik kuşkusunu derinleştiriyor.

Okkanın altına da ANAP gidiyor.

Oy yüzdeleri tepetaklak, ve baraja çok uzakta.

"Halk Yılmaz''a neden, hangi yaldızlı duruşu sebebiyle oy versin?" sorusunun cevabı yok.

Yılmaz, belki bir süredir imaj düzeltmeye çalışıyordu. "Demokrasi, hukuk devleti" vurguları, 28 Şubat sürecindeki imaj kirlenmesini gidermeye yönelikti. Ama olmuyor, ilişkileri ayağına dolanıyor.

Tantan Operasyonu, ANAP''la birlikte güncel siyasetin itibar grafiğini biraz daha aşağılara çekmiş olmalıdır. Bu, yeni oluşumlar için beklentiyi o oranda güçlendirmiştir. Nitekim, Tantan''ın ismi hemen yeni oluşum projelerine eklemlenivermiştir. (Burada Tantan''ın müstakil bir siyasî hareket başlatmasının zor olduğuna dair kanaatimi de belirtmek isterim)

Kongre belki Yılmaz''ı yeniden seçecek. Ama bu neyi ifade eder ki?

Demirel olsaydı, üç ortağa birden seslenir, "Yüzde 15''lik oy gücüyle o koltuklarda nasıl oturmaya devam edersiniz?" diye sorardı... Yeri göğü "seçim seçim" diye inletirdi.

Yılmaz, yeniden genel başkanlığa seçilmek yerine jübile hazırlığı yapsa kendisi için de daha sağlıklı olur diye düşünüyorum.

23 yıl önce
Tantan Operasyonu
Sen hiç istemedin ki dostum!
Amerika’nın mesajı
Cumhurbaşkanı’nın suçladığı Rus petrolcü uzaylı çıktı
Bereket
Azınlığın zenginliği ile 1 Mayıs'ın yoksulluğu