|
Kamu görevlilerinin birden fazla yerden ücret almasında kayyım ayrıntısı

Daha önceki yazılarımızda memurlar ve diğer kamu görevlilerinin birden fazla yönetim ve denetim kurulu üyesi maaşı alıp alamayacaklarını ve istisnalarını örneklerle açıklamaya çalışmıştım. Acaba mahkemelerce kayyım olarak atama yapılması halinde birden fazla yerden yönetim kurulu maaşı veya başka bir ücret alınıp alınamayacağını açıklayacağız.

Örneklerle birden fazla yönetim ve denetim kurulu üyeliğinin sınırları

Memurlar ve diğer kamu görevlilerinin birden fazla yerden yönetim ve denetim kurulu üyeliğinden ücret alınması kamuoyunda hala büyük bir sorun olarak tartışılmaktadır. Elbette mevzuat gereğince atanılan görevlerde görevini bihakkın yerine getirenlere yapılan ödemelere kimsenin diyecek bir şeyi olamaz. Hatta bazı hallede etkili bir yönetim kurulu üyesi birçok olumsuzluğa engel olabilmekte ve diğer üyeler adeta onu takip etmektedirler. Bunun için de konu hakimiyeti önem arzetmektedir.

Bu çerçevede, 631 sayılı KHK’nin 12’nci maddesinde, memurlar ve diğer kamu görevlilerinden, kurum ve kuruluşların yönetim kurulu, denetim kurulu, tasfiye kurulu, danışma kurulu üyelikleri ve komisyon, heyet, komite ile benzeri organlarda görev alanlara, kurum içi ve kurum dışı ayrımı yapılmaksızın bu görevlerinden sadece biri için ücret ödenebileceği hüküm altına alınmıştır.

Bu hükmün neleri kapsadığı 162 Seri No’lu Devlet Memurları Kanunu Genel Tebliği’nde açıklanmıştır. Buna göre;

1-
Memurlar ve diğer kamu görevlilerinden kurum ve kuruluşların; yönetim kurulu, denetim kurulu, tasfiye kurulu, danışma kurulu üyelikleri ve komisyon, heyet ve komite ile benzeri organlarda görev alanlara, aldıkları görevler karşılığında ilgili mevzuatında herhangi bir ücret ödenmesinin öngörülmüş olması halinde 15/1/2012 tarihinden itibaren bu görevlerden sadece biri için ücret ödenecektir.
2-
Maddede geçen “kurum ve kuruluşların” ibaresinden, memur veya diğer kamu görevlilerinin memur veya diğer kamu görevlisi sıfatı nedeniyle ilgili mevzuatı uyarınca belirtilen görevleri alabilecekleri, asli görevli bulundukları kurum da dahil olmak üzere her statüdeki kurum ve kuruluşların anlaşılması gerekmektedir.
3-
631 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin 12’nci maddesi yeni bir ödeme veya mali hak getirmemekte, söz konusu görevler karşılığında memurlar ve diğer kamu görevlilerine ilgili mevzuatında öngörülmüş olan ödemelerden sadece birinin yapılabilmesine yönelik hüküm içermektedir. Dolayısıyla, ilgili mevzuatında ücret ödenmesi öngörülmeyen görevler için bu maddeye dayanılarak herhangi bir ödeme yapılmayacaktır.
4-
631 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin 12’nci maddesi kapsamında birden fazla görev alanlar, bu görevlerin hangisinden ücret alacağını belirleyerek asli görevli bulunduğu kurumun merkez teşkilatı personel birimi ile görev yaptığı birime on gün içerisinde bildirecektir.
5-
Anılan maddede belirtilen görevler karşılığında ödeme yapacak kurum tarafından, ödeme yapılmadan önce ilgiliden kurumundan veya başka kurumlardan bu kapsamda kendisine herhangi bir ödeme yapılmadığına dair yazılı beyan alınacaktır. Bu beyanda bulunmayanlara herhangi bir ödeme yapılmayacaktır.
ÖRNEK 1
- Bir kuruluşun ilgili mevzuat hükümleri uyarınca sermayesine iştirak ettiği anonim şirketlerden birinde yönetim kurulu üyesi, bir diğerinde denetim kurulu üyesi olarak kuruluşu temsilen görevlendirilen ve bu görevleri karşılığında ücret öngörülen bir memura, bu görevlendirmelerin 631 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin 12’nci maddesi kapsamında bulunması nedeniyle 15/1/2012 tarihinden itibaren söz konusu iki görevden sadece biri için ödeme yapılabilecektir.
ÖRNEK 2
- Kurumunda ücret öngörülen bir komisyon üyeliği görevini yürüten ve aynı zamanda başka bir kurum veya kuruluşta ücret öngörülen bir yönetim kurulu üyeliği de bulunan memur, 15/1/2012 tarihinden itibaren bu iki görevden biri için öngörülen ödemenin yapılması hususunda tercihte bulunacak ve bu ödemelerden sadece birini alabilecektir.
ÖRNEK 3
- Bir KİT’te yönetim kurulu üyesi olan bir memur, kendi kurumunda Genel Müdürlüğe vekalet etmesinden dolayı vekalet ücreti alabilir ve bu durum 631 sayılı KHK’ye aykırı değildir.
ÖRNEK 4
- Birçok kurumun yönetim kurulu başkanı veya üyesi olanların kendi kurumunda veya başka bir kurumda aldığı görev nedeniyle ücret almaları mümkün değildir. Örneğin Genel Müdür Yardımcısı ve yönetim kurulu üyesi olan birisi kurumunun iştirakinde yönetim kurulu üyesi veya başkanı olursa ücret alamaz. Konuyu daha da somutlaştırmak gerekirse, bir KİT’te Genel Müdür Yardımcısı ve yönetim kurulu üyesi olan bir memur, Bu KİT’in iştiraklerinde görev alırsa 15.01.2012 tarihinden itibaren ücret alamayacaktır. 666 sayılı KHK öncesinde ücret alabilmekteydi.

Daha önceki yazılarımızda 631 sayılı KHK’deki istisnalara ilişkin açıklama yapmış ve mevzuattaki boşlukları belirtmiştik. Bu nedenle tekrardan kaçınmak için önceki yazılarımıza bakılmasını öneririz. Ancak, şuna kadar bu konuda herhangi bir düzenleme yapılmamıştır.

Mahkemelerce atanılan kayyımlar bu kapsam damıdır?

631 sayılı KHK kapsamında olan kamu kurum ve kuruluşlarının yönetim ve denetim kurulu üyeliklerine mahkemeler kanalıyla kamu görevlilerinin kayyım olarak atanmaları halinde birden fazla yönetim kurulu maaşı alınmasının önünde bir kısıt bulunmamaktadır. Çünkü mahkeme yaptığı atamada atanan kişinin işi yapıp yapamayacağını esas almaktadır.

Yine dernek vakıflara mahkemelerce kayyım olarak atanılması ve buralardan huzur hakkı alınması da kapsam dışındadır ve herhangi bir sınırlama bulunmamaktadır.

Zira kamu görevlilerinin mahkemelerce kayyım olarak atanmaları halinde mahkeme kararlarında alınacak ücretlere de yer verilmektedir. Ayrıca, 631 sayılı KHK’nin yukarıda belirtilen hükmünde kayyımdan bahsedilmemekte olup bu nedenle bir kısıtlama da söz konusu değildir. Kayyımlık yönetim kurulu üyeliği olmayıp sadece yönetim kurulu üyelerinin yönetim haklarını kullanmaktadırlar ve buna göre de sorumlulukları vardır.

Kayyım olarak atanma ticaret yasağı kapsamına girer mi?

657 sayılı Kanunun 28 inci maddesine göre devlet memurlarının şirketlerin yönetim ve denetim kurulu üyeliklerinde görev almaları mümkün değildir. Ancak bu Kanunda veya başka kanunlarda bu durumun istisnaları bulunmaktadır.

Dolayısıyla mahkemelerce devlet memurlarının kayyım olarak atanılmasına engel bir düzenleme bulunmamaktadır. Nitekim mahkemeler, bünyelerinde bilirkişi olarak görev yapan devlet memurlarından uygun gördüklerini ihtiyaç halinde kayyım olarak atayabilmektedir. Bu nedenle kayyımlık görevinin yasak kapsamında olmadığını düşünüyoruz. Buna rağmen mahkemelerce kayyım olarak atananların da birçok konuda sorumluluğu olacağı için devlet memurlarının bu konuda tedbirli davranmalarını tavsiye ederiz. Aksi takdirde ciddi bir sıkıntıyla karşı karşıya kalınabilir.

#KAMU GÖREVLİLERİ
#BİRDEN FAZLA ÜCRET
#KAYYIM
1 yıl önce
Kamu görevlilerinin birden fazla yerden ücret almasında kayyım ayrıntısı
“Görüntülere kazak ören aldatılmış büyükanneler” Türkiye’si...
Meselemiz “hesapsızlık”
Amerikan sponsorluğunda İsrail-Suudi normalleşmesi
Faz-2: Washington’un bölme operasyonuna Ankara yanıtı
İsmailağa’ya değil, Türkiye’ye operasyon