|
Personel ve teşkilat konularında dokuz kafadan dokuz ses çıkıyor

Daha önceki yazılarımızda personel ve teşkilatlanma konularında kamu kurumları arasındaki dağınıklıktan bahsetmiş ve çözüm önerilerimizi sıralamıştık. Ancak gelinen noktada dağınıklık hala devam ediyor. Dağınıklık ister istemez sorunların çözümüne de olumsuz olarak yansımaktadır. Bu yazımızda konuyu tekrar açıklamaya çalışacağız.

Eylem planına göre kamu personeline dair iş ve işlemler tek elden yapılacaktı

Kamu personel iş ve işlemlerdeki dağınıklık bilindiği için 21 Mart 2021 tarihli Ekonomi Reformları Eylem Planı’nda kamu personeline dair iş ve işlemlerin tek bir idare tarafından yürütülmesi sağlanacaktır ibaresine yer verilmiştir.

Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminde kamuda insan kaynakları yönetimine ve teşkilatlanmaya yönelik olarak 5 kurum ve bu kurumların bünyesinde bulunan 9 ayrı birim yetki kullanmaktadır. Bu kurumlar ve birimler şunlardır:

1- Hazine ve Maliye Bakanlığı.

2- Cumhurbaşkanlığı (İnsan Kaynakları Ofisi Başkanlığı, Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı, Personel ve Prensipler Genel Müdürlüğü, Mevzuat Genel Müdürlüğü).

3- Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı (Çalışma Genel Müdürlüğü).

4- Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı (Çocuk Hizmetleri Genel Müdürlüğü, Şehit Yakınları ile Gaziler Genel Müdürlüğü, Engelli ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürlüğü).

5- Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı (Yerel Yönetimler Genel Müdürlüğü).

Daha önce mülga Devlet Personel Başkanlığı ve Maliye Bakanlığı Bütçe ve Mali Kontrol Genel Müdürlüğü tarafından yürütülen süreç, yeni sistemle birlikte 5 kurum bünyesinde 9 ayrı birim tarafından yürütülmektedir. Bu durumun makul olduğunu kimse izah edemez. Hele hele Cumhurbaşkanlığı bünyesinde yer alan 4 birimin teşkilat ve personel işlemlerinde ayrı ayrı yetki kullanması izahı zor bir durumdur. Ayrıca, böyle bir sistemde işlerin karışması ve sahipsiz kalması da kaçınılmazdır. Daha açık ifadeyle bir işe ne kadar çok kurum karışırsa işler o kadar karışacaktır. Şu an belirtilen dağınık yapı nedeniyle kamu kurumları yaşadıkları sorunlara muhatap bulmakta zorlanmaktadır.

Bu nedenle, kamu personel yönetimine ve teşkilatlanmaya ilişkin iş ve işlem yapacak kurumlar arasında uygulama birliğini sağlayacak, sorunları hızlı bir şekilde çözecek ve sistem kurmak için tüm görevlerin tek bir kurumda toplandığı yeni bir yapılanmaya ihtiyaç duyulduğu açıkça hissedilmektedir.

Geçmişte hazırlanan MEHTAP ve KAYA raporları gibi bilimsel yöntemlerle hazırlanacak çalışma raporları ile teşkilat ve mevzuat düzenlemelerinin yapılması, sonrasında ise bir reform strateji belgesi ve eylem planı oluşturulmasının elzem olduğu açıkça görülmektedir. Bu raporlar hazırlanana kadar da sorunların ortada kalması beklenemeyeceği için kısa vadede bazı sorunların da çözülmesi gerekmektedir.

Teşkilatlanmada gerekli analizler yapılmazsa yeni sorunlar çıkar

Özellikle somut bir şekilde bakanlıkların birleşmesinde ve ayrılmasında bu konuya şahit olunmaktadır. Bir bakıyorsunuz bakanlıklar birleşiyor, sonra ortaya çıkan sorunlar nedeniyle tekrar eski haline getiriliyor. Gerekli analizler yapılmadan kamu kurumlarının ayrılması, birleşmesi ve genişletilmesi ister istemez kamu kaynağı israfına neden olmaktadır. Bu nedenle teşkilatlarda yapılacak değişiklikler günlük kararlardan ziyade çok ciddi analizler sonucunda yapılmalıdır.

Kamu kurumlarının ifa ettikleri hizmetlerin aksaması, kurumsal hafızanın kaybı, personelinin adaptasyon sorunlarının yanında, kurumun merkez ve taşra birimlerinin tabela ücretleri, kurum adına baskılı kağıtlar, dosyalar, kıyafetler, kitaplar dahi dikkate alındığında çok büyük maliyetler oluştuğu görülecektir.

Özellikle son dönemlerde kamu kurumlarında sürekli büyüme göze çarpmaktadır. Bu büyüme hem teşkilat olarak hem de mekânsal olarak gerçekleşmektedir. Çok küçük birimlerin yıllarca faaliyetini devam ettirirken bir anda genel müdürlüğe dönüştürüldüğüne şahit olduk. Bu durumun rasyonel olduğunu kimse izah edemez. Neye göre ve niçin bu büyümeye gerek duyuldu sorusunun bilimsel esaslara dayanması gerekmektedir.

Teşkilat, kamu görevlisi ve siyasi irade arasında uyum sağlanmalıdır

Teşkilat, kamu görevlisi ve siyasi iradeden oluşan sac ayağı arasında ne kadar uyum sağlanırsa, kamu yönetiminde etkinlik ve verimlilik o kadar artacaktır. Şu an bu sac ayağında ciddi sorunlar yaşanmakta olup anlık kararlarla çözüm üretilmeye çalışılmaktadır. Anlık kararlar ise başka sorunlara yol açmaktadır. Bina yapımında olduğu gibi temel ne kadar sağlam olursa kurulacak bina da o kadar sağlam olacaktır.

Vatandaşlarımızın, eğitim, adalet, sağlık, güvenlik, ulaşım, tarım, vergi, çevre temizliği, nüfus kayıtları gibi insanın doğumundan ölümüne kadar toplumsal yaşamda karşılaştığı tüm hizmetler kamu kurumları ve bu kurumlarda hizmet sunan kamu personeli eliyle yürütülmektedir. Dolayısıyla, vatandaşlarımızın devlet kurumlarından memnuniyeti etkin işleyen bir kamu personel ve teşkilat sistemine bağlıdır.

Her gün, kamu personelinin maaş artışları, ek gösterge artışları, sözleşmelilerin kadroya geçirilmesi, KPSS’nin yapılması, kamuya alınacak her unvandan oluşan kontenjanların belirlenmesi, gerçekleştirilen personel atama törenleri gibi konularda yazılı ve görsel basında çok sayıda haber yapılmaktadır.

Vatandaşlar kamu yönetiminde yaşanan aksamalar ve gecikmeler nedeniyle çok hızlı bir şekilde refleks göstererek idari başvuru yolları, siyasi lobi kanalları, sosyal medya araçları gibi farklı yollara başvurarak sorunlarına çözüm aramaktadır. Halbuki etkin işleyen bir sistemde hiçbir vatandaşın ilave bir yöntem aramasına gerek bulunmamaktadır.

Kamu personel istihdam stratejisi hala yok

5 milyona yakın büyük bir kamu personelini istihdam eden kamu kesiminde hala personel stratejisinin olmadığını üzülerek görüyoruz. Niçin yoktur? Niçin gerek duyulmamaktadır? Ya da bizim bilmediğimiz bir stratejisi var mıdır? Hala bu konuda bir adım atılmamıştır. Elbette bu konuda hazırlığı bürokrasi hazırlayarak siyasi iradeye sunacaktır. Ancak yukarıda sıraladığımız kurumlardan hangisi kamu personel istihdam stratejisini hazırlayacaktır? Bu iş oldukça zor ve meşakkatlidir. Dolayısıyla zora talip olmak pek rastlanan bir durum değildir.

Diğer yandan, acaba kamu personel istihdam stratejisinin olmaması da bir strateji olabilir mi? Gelinen noktada günü kurtarmaya yönelik zikzaklarla dolu yapboza dönüşen düzenlemeler ile kamuda farklı farklı uygulamaların ortaya çıkması sıradanlaşmaya başlamıştır. Halbuki bilimsel esaslarla hazırlanacak ve kamu kurumlarının uymak zorunda olduğu genel çerçeve çizilmesi gerekmez miydi? Bunlar yapılmış olsaydı biz bugün sözleşmeli personelin kadroya geçirilip geçirilmeyeceğini konuşuyor olmayacaktık.

Her konuda ahkam kesen muhalefet, maalesef kamu personel istihdam politikası önerilerinde adeta ahraz olmuştur. Ayrıca, muhalefet partilerinin parti programlarına bakıldığında sistem bozuculuktan öte elle tutulur hiçbir öneri getirmedikleri görülecektir. Bu çerçevede, hükümet ne zaman muhalefetin önerilerini yapmaya kalktıysa ülke sıkıntıya girmiştir. Önerileri sıkıntı oluşturan bir muhalefetin kendisinin oluşturacağı sıkıntıları dahi düşünmek istemiyoruz.

#teşkilat
#kamu personeli
#Hazine ve Maliye Bakanlığı
#Cumhurbaşkanlığı
#Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı
2 yıl önce
Personel ve teşkilat konularında dokuz kafadan dokuz ses çıkıyor
Urfa"daki Almanlar
“Almanlar et başında”
Varsıllar vergi ödemesin!
Amerikan Evanjelizminin Trump’la imtihanı
Genişletilmiş teröristan projesi böyle çöktü