Gazete bu iddiasını Alman istihbaratına dayandırdı.
Alman istihbaratı
'ye göre 22 yaşındaki terörist Salman Abedi, bombalı saldırıdan dört gün önce Türkiye'den İngiltere'ye uçtu.
Ve gitti
.
Alman istihbarat yetkilisi, Libya kökenli, Manchester doğumlu teröristin, İstanbul'dan Almanya'daki Düsseldorf Uluslararası Havalimanı'na aktarma yaparak Britanya'ya ulaştığını iddia ediyor ve bu iddia da İngiliz Financial Times'ta genişçe kendisine yer buluyor.
Bu iddianın ardından Türk yetkililer Abedi'nin Suriye'ye giriş yapmadığını, İstanbul'da ise hiç vakit geçirmeden
ülkeden ayrıldığını belirtiyor.
O zaman şu soruyu soralım:
Alman İstihbaratının elde ettiği bu bilgi neden doğrudan İngiliz istihbaratı ile paylaşılmadan Türkiye karşıtı yayınları ile dikkat çeken Financial Times'ta haberleştirildi ?
Ülkeler arası istihbarat paylaşımının o ülkeler için ne denli önemli olduğunun altını bir kez daha çizmekte fayda var.
Türkiye'nin bazı Avrupa ülkeleri ile yaşadığı bu konudaki sorun malum.
Avrupa'yı her fırsatta eleştirdiğimiz etkili istihbarat paylaşımının yetersizliği kendisini bir kez daha Manchester'daki bu terör saldırısında gösterdi.
Bu denli kapsamlı bir saldırıyı gerçekleştiren teröristin bırakın uçuş haritasını, ekmek almaya giderken bile takibi zorunlu gereklilikti.
Eğer varsa bir eksiklik bu da o ülkenin güvenlik sistemindedir.
Hadi bu kısmını geçtik, uçuş güzergahına bakalım.
Bu terörist önce İngiltere'den farklı bir Avrupa ülkesine geçiyor ardından 3. bir ülkeye (bu ülke açıklanmıyor) daha sonra İstanbul'a geliyor. İstanbul'da havaalanından hiç çıkmıyor, Almanya'daki Düsseldorf Havalimanı'na aktarma yapıyor ve daha sonra İngiltere'ye ulaşıyor.
Yani terörist saldırıdan hemen önce
ye rahatça giriş çıkış yapabiliyor.
Almanya'da onlardan biri.
Hem de saldırıdan önce en son ziyaret ettiği ülke.
Aynı Almanya bu kişinin İngiltere'ye bu denli kolay geçişine de izin verebiliyor.
DEAŞ'ın 22 Mart 2016'da
'de hem metro istasyonu hem de Havalimanı'ndaki terör saldırılarını hatırlayacaksınız. 33 kişi ölmüş, 250 kişi de yaralanmıştı.
O saldırganlardan biri Haziran 2015'te Gaziantep'te yakalanıp sınır dışı edilmişti.
Gerekçe terör örgütü DEAŞ'la bağlantısı.
Sınır dışı işlemi 14 Temmuz 2015'te nota ile Belçika Büyükelçiliği'ne iletildi. Bu kişinin yabancı terörist savaşçı olduğu yönündeki Türkiye'nin uyarılarına rağmen Belçikalılar bu teröristi serbest bıraktı.
Gerekçe olarak da
dedi.
Daha sonra bu terörist de gidip Brüksel'i havaya uçurdu.
Türk makamlarının yakaladığı ve sınırdışı ettiği Avrupalı DEAŞ'lıların sayısı artık binlerle ifade ediliyor.
( Avrupa ülkelerinde kaç bu rakam ? )
Buradan terör dosyası ile gönderilen teröristler Avrupa başkentlerinde teşekkür mektuplarıyla karşılanıyor.
Biz bunları gördük, şahit olduk.
Şimdi kimse bize
muamelesi yapmasın.
Kimin nerede nasıl durduğu delilleri ile karşımızda.
Anlaşılan o ki Almanya bir kez daha
hala ufak oyunlar peşinde.
Bu gibi suni algı operasyonlarının artık hiçbir masada karşılık bulmadığının farkına varması uzun sürmez.
Ya da farkında… son çırpınışları.
Ama bu süre içinde benzer adımlar atacağı da aşikar.
saldırısı son örnek.
Hele hele
ilişkilerinde yakalanan olumlu ivme göz doldururken Almanya'nın gözünden akan yaşı çok da yadırgamamak gerek.
