|
Büyüme beklentileri aştı

Ekonomik büyüme GSYH’daki reel artış. Üretim, harcama ve gelir yöntemiyle hesaplanmakta ve çeyrekler (üç ayı kapsayan) itibariyle TÜİK tarafından kamuoyuna açıklanmaktadır.

Pazartesi 3. çeyrek GSYH (ekonomik büyüme) rakamları açıklandı.

Bilindiği gibi ilk çeyrekte büyüyen (yüzde 4,5) Türkiye ekonomisi, 2. çeyrekte yüzde 9.9 küçülmüştü.

3. çeyrekte ise
beklentilerin üzerinde,
önceki yılın aynı dönemine göre
yüzde 6,7 büyüyerek
küresel bazda ayrışmıştır.

**

Birçok finans kurumu ve ekonomist tarafından yapılan tahminler ortalama yüzde 3-5 aralığında bir büyüme gerçekleşeceği yönündeydi.

Gerçekleşen GSYH artışı beklentilerin üzerinde geldi.

Büyümenin beklentiler üzerinde olmasının arka planında kredi hacmindeki genişleme
(kullandırılan ucuz krediler)
var.
Diğer yandan
aşı açıklamalarıyla pandeminin sona ereceği beklentilerinin
piyasaları motive etmesi söz konusu.

**

Öncü göstergelerin (ihracat, reel kesim güven endeksi, kapasite kullanım oranları, perakende satış endeksi, sanayi büyümesi, imalat sanayi PMI endeksi) olumlu gelmesi yüksek büyüme olacağının habercisiydi.

Bu büyümenin
G-20
ve
OECD ülkeleri arasında da en yüksek büyüme
olması muhtemel.
Büyümenin niteliği
noktasında arka planına baktığımızda
iyimser bir tablo
karşımıza çıkmaktadır. Büyümeye
iç talebin;
yatırım harcamalarının 5,2, özel tüketimin 5,4, nihai devlet harcamalarının 0,1 ve stokların 5,1
pozitif katkı
yaptığını görmekteyiz.
Net dış talebin
ise büyümeyi 9,1 puan
aşağıya çektiğini
(dış ticaret açığı) ve toplamda 6,7 puanlık büyümenin ortaya çıktığını görmekteyiz.
Makine-teçhizat (yüzde 23,5 artış) ve stok yatırımları sabit sermaye yatırımlarını ve dolayısıyla büyümeyi artıran en önemli alt kalemler oldu.
Yatırımlardaki artış
yılın tamamında
pozitif büyüme olacağı
beklentilerini güçlendirdi.

Aslında burada tedarik zincirlerinin muhtemel aksamasına karşılık şirketlerin stoklu çalışma içine girdiklerini de görmekteyiz.

Yine
turizm sektörünün geçen yıla göre yüzde 70 daralmasına
rağmen
pozitif büyümenin
gerçekleşmesi, normal bir turizm sezonunda
çok daha yüksek büyüme rakamlarına ulaşmanın
mümkün olabileceği sinyali olarak algılanabilir.

**

Büyümeyle ilgili olumsuz göstergelerden biri ise
sanayi üretiminin ithalat bağımlılığıdır.
3. çeyrekte ithalatın yüzde 15,8 artmasına karşın ihracattaki azalma (yüzde 22,4) büyümeye olumsuz etki etmiştir. Yani, büyümeye net ihracat etkisi negatif olmuştur.
İthalatın içinde ara malların oranının yüzde 70’lere, yatırım mallarının yüzde 18’lere ulaştığı, dolayısıyla da
sanayi üretimindeki artışı ithalatın desteklediğini
açıkça görmekteyiz.

İç tüketimle beslenen büyüme olduğu için dış ticaret açıklarının arttığını, bunun da döviz kurları üzerine baskı yaptığını anlamamız gerekiyor.

Yani,
Türkiye’nin artık en temel sorunu belirginleşmiştir.
Döviz tasarruf eden,
ihracata dayalı, ara ve yatırım malları ithalatını iç üretimle ikame eden bir büyümeye geçiş
yapmak zorundadır.
Türkiye ekonomisinin,
dış finansman ve cari açık vererek büyüme gerçekleştiren bir ekonomik yapıdan,
cari fazla veren, ara malını içeride üreten, yüksek katma değerli üretimi ve
ihracatı harekete geçiren bir büyümeye evrilme zorunluluğu var.
Bu noktada
Hazine ve Maliye Bakanının; ‘dengeli ve istihdam oluşturan bir büyüme sürecini sürdürülebilir kılmayı amaçladıkları’
söyleminin yerinde ve yapılması gerekenler noktasında çok
anlamlı bir açıklama
olduğunu belirtmeliyiz.

**

Son dönemde vakaların artışı yeniden kilitlemeyi gündeme getirip ekonomik daralmaya neden olabilir. Diğer yandan
aşıdaki gelişmeler
salgının önleneceği yönünde
iyimser hava
yaymaktadır.
4. çeyrekte
düşük de olsa bir
pozitif büyüme gelmesi yıllık büyümeyi pozitif yapacaktır.
Açıklanan 3. Çeyrek verisinden sonra başta IMF ve Dünya Bankası olmak üzere çokuluslu kurum ve finans çevreleri Türkiye’nin büyüme verilerini güncellemeye başlayacaktır.
Türkiye 2020 yılında pozitif büyüyen nadir ülkelerden biri olarak ayrışacaktır.
Dünyanın en büyük krizlerinden birinin yaşandığı
2020 yılında
ülkemizi dünyadan ayrıştıracak
pozitif büyüme verisi
piyasa aktörlerinin ve iktidarın
geleceğe daha güvenle bakma motivasyonu olacaktır.
#Büyüme
#Ekonomi
#Beklenti
3 yıl önce
Büyüme beklentileri aştı
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek
Cari açık ve Gabar’dan gelecek 3,2 milyar dolar
Küresel savaşın kaçınılmazlığına dâir
Yeni tehditler ve Türkiye’nin kurumsal güncellenmesi