|
İbn Batuta"yı keşfetmek

Ünlü Müslüman seyyah İbn Batuta Brezilya Milli Eğitim Bakanlığınca ders müfredatına alınmış. Brezilyalı tarihçi Jose Rivair Macedo gerekçe olarak İbn Batuta''nın herhangi bir seyyah olmaktan öte döneminin tarih ve sosyolojisi açısından başlı başına kaynak olmasını göstermiş.

Bir seyyah hatta bir kaşif olarak İbn Batuta''nın en son "keşfedilen" kıtada "keşfedilmiş" olmasının bize ihtar ettiği iki önemli husus var. İlk olarak bir kaşif ve seyyah olarak anlattıkları, tanıklığı tarih yazımı açısından son derece önemli. Mesela o dönem dünyanın en canlı ticaret yollarından biri olarak bilinen "altın yol"un keşfi onun tanıklığı sayesindedir. Mali''den Kuzey Afrika''ya uzanan altın kervanlarının yolunda iz süren, Müslüman Mali İmparatorluğu hakkında tarihçilik açısından önemli bilgiler aktaran odur. Özellikle Batı merkezli tarih yazımının, daha cesur ifadeyle oryantalizmin zaaflarını onun seyahatnamesini okuyunca daha açık görebiliriz. Kendi coğrafyalarının dışındaki dünyaya kör ve sağır kesilmeleri nedeniyle Batılıların ilk kez gittikleri bölgeyi "keşif" olarak sunmaları Batı dışı toplumlara bakışlarını gösterir. İslam coğrafyacıları, bilim adamları tarafından dillendirildiği gibi, İbn Batuta''nın aktardıkları o dönemde bilinen eski dünyanın Müslümanlarca çok iyi bilindiğini, keşfedilecek bakir, ilkel bir alan olmadığını göstermektedir. Farklı medeniyetlerin bir şekilde iletişim içinde olduğu bir dünya resmeder, o.

Seyyah bir fakihin gözüyle Atlas Okyanusunun kıyılarından Anadolu, Kırım, Mısır, İran, Hindistan ve Çin''den Büyük Okyanus kıyılarına kadar uzanan coğrafyanın toplumsal siyasal yapısını okuruz. Müthiş bir gözlem gücü ve tecessüsle modern imkanlarla bile göze alınması zor bir yolculuk… Bu açıdan, o dönem İslam Medeniyetini çözümlemek için bulunmaz bir kaynaktır "Rıhletu İbn Batuta". (Bu arada Sait Aykut''un dipnotlandırarak yaptığı titiz çeviriyle "Rıhle"nin Türkçeye kazandırılmış olmasının önemli bir kazanç olduğunu belirtmeliyim.)

İbn Batuta''nın Rıhle''si aktardığı bilgiler kadar İslam toplumlarının, medeniyetinin kavranması açısından da önemli bir kaynaktır. Mağrip''ten Çin''e kadar uzanan geniş coğrafyada İslam Medeniyetinin inşa ettiği toplum ve insan modelindeki zenginliğin, diğer kültürlerle ilişkilerinin, dahası farklı toplum birikimlerinin kavranması açısından önemlidir. Dünyayı Batı merkezli okumaya alışkın, insanlık tarihini Avrupa''dan ibaret gören zihinsel körlüğün yıkılması açısından Brezilyalılar kadar Türklerin de bu tür tarihî değerlere ders kitaplarında yer vermeye ihtiyacı var.

Bugünkü Fas''tan Çin''deki Müslümanların kurduğu ticaret kolonilerine kadar uzayan coğrafyada Müslümanlar bir tür "küreselleşmeyi" gerçekleştirmişlerdi. Hindistan''da borç para alınan tüccarla Çin''de karşılaşılıp borcun ödendiği bir küresel İslam medeniyeti… Fernand Braudel''in "İslam bir yol medeniyetidir" sözünü doğrular biçimde Çin''de karşılaştığı Tancalı baba oğulla yıllar sonra Mali''ye doğru yola çıkarken karşılaşmalarını aktarır, İbn Batuta. Onun üzerinden İslam toplumlarını çözümlemeye çalışan Ross E. Dunn; "bu karşılaşma o dönem için çok olağan ve gündelik hayatın bir parçasıydı" der.

Anadolu''da Ahi tekkelerinden, Maldiv adalarındaki İslami hayata kadar Müslümanların gündelik hayatlarından kültürel zenginliklerine kadar ayrıntılar, bir seyyahın merakı olmaktan öte, sosyal gözlemci titizliğiyle aktarılır. Ulemanın ve ilmi hayatın o dönem İslam toplumlarında ne denli merkezi rol oynadığı, bugünkü tasavvurumuzla güdükleştirilen fakih kavramının ya da İslam Medeniyetine özgü "alim" prototipinin neye tekabül ettiğinin ipuçlarını bu muhteşem eserde yakalayabiliriz.

Dicle kenarında, Küfe civarında petrol çıktığından bahseden İbn Batuta bundan nasıl zift elde edildiğini anlatırken, Bolu-Mudurnu civarında karlı bir günde ormanda sığındıkları dergâhın o günkü Anadolu Müslümanlığında ne anlama geldiğini çözümler.

İbn Batuta''dan alınacak ders, geçmiş dünyayla kurulacak ilişkinin nostaljik bir ilişki olmaması gerektiğidir. Aslında İslam Medeniyetinin zenginliğiyle birlikte Batılı paradigmaların dışında bir medeniyet tarihi okumasıdır. Başta Amerika olmak üzere pek çok üniversitede artık medeniyet incelemeleri alanında ders kitabı olarak okunmakta olduğunu hatırlatmakta yarar var. İbn Batuta''nın temsil ettiği insan tipi, dünyayı keşfetme dinamizmine sahip "alim" prototipinin anlamı üzerinde yeniden düşünmeye davet ediyor. Bu da kendi kendini sömürgeleştirmiş bir toplum olarak kendimize dair önyargılarımızın, garpzede tavrın sorgulanmasını gerektir. Brezilya Müslüman hakikat avcısını keşfetmiş, darısı bize!

14 yıl önce
İbn Batuta"yı keşfetmek
Aç tavuk kendini arpa ambarında sanırmış…
Siyasette yumuşama: Mümkün mü?
Genç kimdir?
Başkan Erdoğan soykırım davasının müdahili olarak ABD’ye gidecek mi?
Özgürlüğün otoriterliği karşısında Filistin taraftarı öğrenciler