|
Çankaya ve demokratik olgunluk sınavı

Türkiye son yıllarda hemen her solukta “demokrasi konusunda olgunluk sınavı” veriyor. Uluslararası konjonktür ve toplumsal dinamikler ülkenin bu yolda kaçınılmaz bir şekilde yol almasını sağlıyor…

1990''ların başında Türkiye bu sınavların en zorlularından birisine girmişti.

Merkez sağ ve merkez sol partilerden kopan, toplumsal çevre özellikleri koyu, dini duyarlılığı yüksek bir seçmen kitlesi, yeni bir arayış ve ittifak sonucu Refah Partisi''ni iktidara taşıdı.

Bu, Türkiye için yeni bir sayfaydı.

Olan, iki farklı Türkiye olarak tabir edilen, iki farklı değer sisteminin, hatta toplumsal sistemin karşılaşması, toplumun merkezini kontrol için çatışma içine girmesiydi. Nitekim 1990''lı yıllar ülkede keskin bir “toplumsal kutuplaşma”ya tanık oldu.

Bunu, siyasi iktidarı temsil eden Refah Partisi''yle devlet aktörleri arasındaki gerginlik takip etti ve ardından 28 Şubat askeri müdahalesi geldi…

Ancak ne otoriter arayışlar ne askeri müdahale isteği sonuca ulaşamadı.

Aynı seçmen kitlesi bir süre sonra bu kez RP ekolünden gelen başka bir siyasi partiyi, AK Parti''sini iktidara getirdi.

Bu demokrasi sınavında yeni bir merhaleydi…

AK Parti''nin lideri Tayyip Erdoğan''ı hapse atan ve siyasi haklarını elinden alan 28 Şubat süreci sadece seçim sonuçları açısından yenilgiye uğramadı. Yeni toplumsal ve siyasi meşruiyet Erdoğan''ın yasağının kaldırılmasıyla, 28 Şubat ve 28 Şubatçıların keskin yenilgisiyle sona erdi…

Bu noktada önemli olan gelişme, 90''lı yıllarda yaşanan toplumsal kutuplaşma halinin yerini yaşanan bir dizi deneyim sonrası bir tür gizli toplusal uzlaşmaya bırakmasıydı. Deneyimler sonrası taraflar birbirlerinin varlığını sindirmekle kalmamış, keskinliklerinden arınarak doğal bir temas haline ulaşmışlardı.

Demokrasi iki sınavdan başarıyla geçmiş, hem 28 Şubat mantığı tüm meşruiyetini yitirmiş, hem laikli-dindarlık merkezli toplumsal gerginlik geride kalmıştı…

2002 seçimleriyle açılan sayfa bu siyasi tabiîleşme eğilimini derinleştirmiştir…

Devlet yapısının sivilleşmesi, temel hak ve özgürlük alanının genişlemesi daha dün birbiriyle çatışan kesimlerin ittifakıyla mümkün olmuş, AK Parti politikaları ona karşı kesimler tarafından bile çoğu zaman takdirle karşılanmıştı.

Bununla birlikte demokratik kültürün tam tesisi kolay iş değil…

Nitekim, 2002''de başlayan AK Parti iktidarı sadece reformcu politikalarıyla değil, aynı zamanda reformlara direnen güçlerin köstekleriyle hatırlanacaktır. Siyasi iktidarı iktidarsızlaştırmak, cumhurbaşkanlığı üzerinden hükümetin önüne sert engeller koymak bu kösteklerin en önde gelenlerindendir.

Bu nedenle 3 B başta olmak üzere pek çok kanun bu nedenle çıkarılamamış, bürokrasi önemli ölçüde vekillerle idare edilmiştir… TRT Genel Müdürlüğü''ne bile hâlâ asaleten tayin yapılamamıştır…

Başka bir ifadeyle yürütmenin iki başlığı, devleti iktidarının siyasi iktidar üzerindeki vesayeti ya da devlet ile siyaset arasındaki suni ayrım kendisini iyice göstermiştir.

Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin derin anlamı aslında buradan kaynaklanmaktadır…

Şu anda Türkiye demokrasi sınavının bu mahzurları giderebilecek yeni bir aşamasıyla karşı karşıyadır…

Şu açıktır:

Devlet alanı siyaset alanı ya da devlet iktidar ile siyasi iktidar arasında suni mesafe, dün olduğu ve kimilerinin arzuladığı gibi düzenleyici bir görev yapmamakta, tam tersine ağır kriz ve tıkanıklara neden olmaktadır…

Ayrıca zihniyet açısından, bu çerçevede, uzlaşmayı, siyasi iktidarı sınırlama ve ona kişi, fikir, politika empoze etme kabul eden zihniyet de demokratik açıdan can çekişmekte, çelişkileri iyiden şizofrenik boyuta ulaşmaktadır.

Evet. Türkiye''nin yaşadığı toplumsal ve demokratik öykü devlet iktidarı-siyasi iktidar ayrımını ortadan kaldıracak düzeye doğru hızla ilerlemektedir.

Bu eninde sonunda olacaktır…

Bu çerçevede yaşanacak çatışmalar ise birer deneyim ve değişim süreci olarak tarihin hanesine yazılacaktır…

17 yıl önce
Çankaya ve demokratik olgunluk sınavı
Dövizde çözülme hızlandı: Bir haftada 15 milyar USD
“Evine dönemezsin...”
Antisemitizm, 7 Ekim ve Biden’ın Vietnam’ı
Yangından mal kaçırma: Terör örgütü ABD’den tanınma istiyor!
Unutma sakın!