Cemaatle mücadele: Gerekler...

04:0031/12/2014, Çarşamba
G: 12/09/2019, Perşembe
Ali Bayramoğlu

2014 son günündeyiz.Bu yılın en önemli meselesi her yönüyle, soruşturmaları, yasama faaliyeti, idari tedbirleriyle devletin cemaate karşı seferberliği oldu.Bir seçim yılı olan 2015’in temel özelliklerinden birisi de şüphe yok ki, bu mücadele olacak.Cemaatle mücadele bir hukuk devleti ve demokrasi gereğidir. Her anlamda gayri meşruya karşı verilen bir mücadeledir.Dün bu sütunda yazdıklarımın bir kısmını tekrar etmek isterim:Gayri meşru ve meşru arasındaki ayrımı görmemek, görmek istememek, önemsememek,

2014 son günündeyiz.

Bu yılın en önemli meselesi her yönüyle, soruşturmaları, yasama faaliyeti, idari tedbirleriyle devletin cemaate karşı seferberliği oldu.

Bir seçim yılı olan 2015’in temel özelliklerinden birisi de şüphe yok ki, bu mücadele olacak.

Cemaatle mücadele bir hukuk devleti ve demokrasi gereğidir. Her anlamda gayri meşruya karşı verilen bir mücadeledir.

Dün bu sütunda yazdıklarımın bir kısmını tekrar etmek isterim:

Gayri meşru ve meşru arasındaki ayrımı görmemek, görmek istememek, önemsememek, iktidarla mücadelenin öfkesi ve cazibesine kapılarak onunla dirsek temasına girmek, hatta onun kanatları altına girmek kabul edilebilir bir durum değildir Ancak bunun dışında kalmak da kendi başına doğruyu temsil etmez. Seçilmiş bir siyasi iktidarın, devleti işletmesinden sorumlu bir organın gayri meşruyla mücadelesinin meşru olması, bu mücadelede kullandığı tüm yöntemlerin meşru ve doğru olduğu anlamına gelmez.

Siyasi iktidarın cemaate karşı verdiği mücadelenin, bu açıdan, demokratik durum açısından beş zaafı, dolayısıyla beş gereği vardır…

1.
Demokrasilerde siyasi gücü ve hukuk gücünü elinde tutan yapılar, hukukun kurallarına ve denetimine tabidir. Hiç bir olağanüstü durum bu ilkeleri ortadan kaldıramaz. Alınacak hiç bir olağanüstü tedbir, hiç bir şekilde olağanüstü hukuk izleri ve süreklilik taşımaz. Uygulamada da durum aynıdır. Örneğin soruşturmalarda, suçun şahsiliği ilkesini gölgeleyecek, genel ve siyasi nitelikli bir tahkikat görüntüsü kabul edilir bir durum değildir. Bu tür durumlar demokrasiyle karşı hamle anlamına gelir. Hükümet de cemaatle mücadelede tüm zorluklara, cemaatin varlık biçimine, arkasına sığındığı yargı gibi kurumlara, yolsuzluk gibi dosyalara rağmen, bu konularda daha hassas, şeffaf ve kuralcı olmaladır.
2.
Cemaatle mücadele bugün yapıldığı gibi, sadece 17-25 Aralık dosyalarına sıkıştırılmamalıdır. Böyle bir durum bir sistem restorasyonu değil, bir iktidar mücadelesi anlamı içerir. Özellikle kamuoyu, muhalifler ve dış dünya açısından bu istikamette bir imaj oluşturur ve bu imaj haklılık payı taşır. Bu hatta kalınırsa, en önemlisi, yargı kaosu süregider, değişim sürecinin aksaklıklarının açtığı tahribat ortadan kaldırılamaz. Balyoz, Oda tv, KCK gibi soruşturmaların da kapsanacağı bir tahkikat, hukuk kuralları içinde, devreye sokulmaladır.
3.
Cemaatle etkin bir mücadele için AK Parti yolsuzluk dosyalarıyla ilgili tutumunu ve söylemini hızla değiştirmelidir. 17-25 Aralık hadiseleri için “darbe yoktur sadece yolsuzluk vardır” demek ile “hiç yolsuzluk yoktur sadece darbe vardır” arasında mantık açısından bir fark bulunmaz. Siyasi iktidar yoluna yolsuzluk dosyalarından aklanarak, içindeki çürükleri temizleyerek devam edebilirse, bu dosyaların arkasına saklanan cemaatle mücadelesi çok daha inandırıcı olacaktır.
4.
2007 sonrası AK Parti ile cemaat arasında yoğun bir işbirliği yaşanmıştır. Bu durum, AK Parti’li ya da muhalif tüm kamuoyunun malumudur. Siyasi iktidar, cemaatin operasyonel gücü ve hamleleriyle ilgisi olmasa da, bu açıdan siyasi bir sorumluluk taşır. AK Parti’ye düşen önce bu döneme açıklık getirmektir. Kendi payına düşen hataları dile getirmek ve bunların telafisi için atacağı adımları tanımlamaktadır.
5.
Sonuncu eksiklik şeffaflıktır. Cemaatin dokusu, ifade ettiği tehlike, tüm verileri, istatistikleriyle TBMM’nde kamuoyunun izleyeceği genel bir oturumda hükümet tarafından halka açıklanmalıdır. Ve bu konuda tedbirler “demokratik bir eylem” planı olarak meclise sunulmalıdır. Diğer siyasi partilerin bu pakete katılımını sağlayacak açık bir politika izlenmelidir.

Umarız böyle olur.

Daha huzurlu, daha umutlu bir yıl dileğiyle…

Not:
Suat Kınıklığıoğlu, AK Parti Çankırı eski milletvekili. “Anlamıyorsunuz” yazıma cevaben, “Pek ala anlıyoruz” başlıklı bir yanıt vermiş. Anlaşılan tartışmak istiyorsunuz Suat Bey. Tartışalım ama, siz, bırakın olup biteni anlamayı, önce benim ne dediğimi bir anlayın. Yazdıklarımdan “cemaatin geçmişteki günahlardan dolayı bu operasyon meşru dediğim” gibi özet(!) çıkarabildiğinize, meşruiyet kavramına bile buz kestirdiğinize göre bu iş kolay olmayacak gibi…
#17-25 Aralık
#Balyoz
#Oda tv
#KCK
#Cemaat
#Suat Kınıklıoğlu