|
Adam olmak...
Bakan olmak mı, adam olmak mı daha önemlidir, elbette bu iki vasfa da sahip olmak önemlidir.! Tıynet olarak adam olamayanlar arasından bakan olanlar çıkmamış mıdır? Ta, Osmanlı İmparatorluğu'ndan başlarsak günümüze kadar nice kellesi vurulmuş, dam'lara tıkılmış, haklı ya da haksız türlü cefalara maruz kalmış başbakanlar, bakanlar görürüz. Doğrusu adam olmak da bakan olmak da kolay değildir. Avam Kamarası'nda hiddetli ve de şiddetli biri kürsüye çıkmış: "Burada bulunanların % 95'i şöyledir, böyledir" diyerekten hakaret etmiş, ortalık karışmış, sadece bir üye kopan fırtınaya rağmen kılını kıpırdatmadan oturuyormuş. Arkadaşları öfkelenip çatmışlar: "-Ne duruyorsun? Baksanı meclise küfredildi" demişler. Sakin adam yine hiç istifini bozmadan cevap vermiş: "Ben, % 5'lere dahilim." Gazetecilikte "Haber kutsal, yorum hürdür" Gazetecilere özel internet kanalları açtırarak onları nemalandıranlar, sanırlar ki bütün medyanın sahibi olmuşlardır. Ben şahsen, milletvekilliğini karlı meslek olarak görmeyip vatana hizmet telakki eden çoğu siyasi şahsiyet gibi % 5'lere dahil olmağa gayret etmişimdir, bu yüzden hep ince eleyip sık dokumuşumdur. Derler ki "İnsanoğlu çiy süt emmiştir" Hele günümüzde en yakın dostları tarafından ihanete uğrayanların çokluğunu düşündükçe daha dikkatli adımlar atılması gerektiğine inananlardanım. Öyle zamanlar olmuştur ki bugün söylediklerini ertesi gün inkar edenler olmuştur. Bunların içinde elbette her türlü meslek sahibi bulunduğu gibi siyasi şahsiyetlerin bir bölümü de yer alır. Gazeteci tutar, ardı-ardına sadece safsatadan ibaret konuşmalar yapan bir bakanın ülkesine yararlı olamayacağını yazar, aradan zaman geçer bir de bakarsınız ki, şu kadar eski ya da yeni bakanın arasından biri çıkar "Beni kasdediyor" diyerekten feveran eder. Öğretmen öğrencisine bir yazı yazdırır: "Adam ol baban gibi eşek olma!" Bu cümle karatahtayı kaplar ve delikanlı üzülür, "babama sataşma var" diye. Halbu ki öğretmen öğrencisinden bu cümleyi şöyle yazmasını istemiştir: "Adam ol baban gibi, eşek olma!" Delikanlı virgülü yanlış yere koyunca cümlenin manası değişmiştir. Hortumlamaların, haklı ya da haksız yere şunu-bunu damgalama çalışmalarının doruğa çıktığı günümüzde gazetecilerin çok daha dikkatli davranmaları gerekiyor. Bilinmesi gereken şu ki, eski ya da yeni bakanlık koltuğuna oturmuş herhangi bir kişiyi bu yazımda hedef almamaktayım. Yine de alıngan biri çıkıp "Beni kasdediyor!" diyerekten köpürmesi mümkündür. Kimseyi hedeflemediğimi bir kere daha ifade ettikten sonra şu kısacık ömrümüzde vatana hizmetleri geçen nice başbakan, bakan gördüğümü söylemek isterim. Elbette hem adam, hem bakan olmak kolay değildir, bu vasıflara sahip nice siyasi şahsiyeti her zaman hayırla andığımı belirtmeliyim. Onlara hayır duası etmeliyiz çünkü hem adam, hem bakan olabilmek kolay değildir.

Gazetecilik çalışmalarım sırasında değişik görevlerde bulundum: Yurt dışı temsilciliği (Sydney), Genel Yayın Müdürlüğü, Genel Müdürlük gibi ama durum ve vaziyetten belli olduğu gibi "Spor Yazarlığı"nı, daima ön planda tuttum, bu bakımdan birkaç Gençlik ve Spordan Sorumlu Devlet Bakanı'ndan söz edeyim: İsmet Sezgin, girgin, çalışkandı, elinden geldiğince gençliğe ve spora hizmete gayret etti. Ali Şevki Erek, Vehbi Dinçerler, İsmet Özarslan ve Yücel Seçkiner, davranış ve çalışmalarıyla "iz" bıraktılar. Adlarını saydığım bu devlet adamlarına daima saygı duydum.

BENİM GİBİ

1975 Cezayir Akdeniz Oyunları sırasında arabası olan tek kişi Bakan Ali Şevki Erek'ti. Gazeteciler "Sable de O'r" Otelinde adeta mahzurdular ve film göndermek için havaalanına gidemiyorlardı. Bunun için sürekli Bakan Erek'e baş vuruluyordu. Bakan Erek birgün bana: "Ali Bey, benim gibi posta bakan bulamazsınız" demişti ki, doğruydu.
#Ali Şevki Erek
#Adam olmak
23 yıl önce
Adam olmak...
Seçim rutini
“Almanlar et başında”
Varsıllar vergi ödemesin!
Amerikan Evanjelizminin Trump’la imtihanı
Genişletilmiş teröristan projesi böyle çöktü